'25

524 54 150
                                    



Zihnimin arka planında çalan telefonumu umursamadan uykuma geri döndüğümde birkaç çalış sonrası susmuştu. Rahat bir nefes vererek yatakta poziyonumu değiştirdiğim sırada tekrardan ısrarla çalan telefon ile en sonunda pes ettim.

Komidinin üstüne attığım elimle etrafı kolaçan ederken birkaç bir şeyi devirdikten sonra elime gelen telefonum ile açılamayan gözlerim arasında, susmak bilmeyen telefonu açtım.

"Ne?"

"Yoongi hyung.." Namjoon'un endişeli sesini duyuşum ile gözlerim anında açılırken bana ilk defa hyung diyişi bile ayılmama neden olmuştu.

Başına bir şey gelmiş olabileceği beni korkuturken telefonda yazan saati gördüğümde kaşlarım çatıldı. Gecenin 4'ün de ne olmuş olabilirdi?

"Seokjin hyung kötüleşti, hastanedeyiz gelmelisin." Birkaç konuşma arasında aldığı sık nefeslerle endişeli bir şekilde sıraladığı cümle ile bedenim anında yataktan kalkarken telefonu kapatarak hızla giyindim.

Seokjin hyung hastanedeydi.

Beynimde dönüp dolanan tek bir cümle ile elim ayağıma karışırken, içimde büyüyen endişe ile ellerimin titrediğini hissediyordum. O, benim tek ailemdi, benim abimdi.  Ne kadar beni öldürmek istese, aramızda bir abi kardeş bağı olmasa bile ona ihtiyacım vardı, beni öldüreceği anlamına gelse bile.

Namjoon'un bana yolladığı adreste ki hastaneye vardığımda, odanın dışında bekleyen Namjoon, Taehyung, Hoseok ve Jimin ile yanlarına gittim.

"Neler oldu?" Diye mırıldandım, koştuğumdan dolayı nefesimi düzeltirken. Karşımda ki adam enişeden olduğu yerde sallanırken, "Ah bilmiyorum, birden iyi hissetmediğini söyleyerek kusmaya başladı. Doktorlar birkaç test yaptılar ve şu an sonuçlarını bekliyoruz." Demişti.

"Ama o iyi değil mi?" Diye sordum emin olmak için. İyi olmalıydı. Beni öldürecekse bile iyi olmalıydı, ilk ben ölecektim o değil.

"O iyi, merak etme." Taehyung benim bu endişeli halimi sakinleştirmek için sırtımı sıvazlarken beynimde dönüp dolaşan düşüncelere engel olamıyordum.

"Organları..organları iyi mi? Hepsi çalışıyor değil mi?" Nefesim gitgide kesilirken, beynimde eskiden hastanede yaşadığımız anılar tekrara sarılmış oynayıp duruyordu. Beynimde bunların hepsi dönerken yerimde hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmak zordu.

"Hey sakin ol, ona bir şey olmayacak."

Namjoon beni sakinleştirmeye çalışırken elimde olmadan daha bir nefesimin kesildiğini hissediyordum. "Hayır b-ben sadece, bunu yapamam, ona yardımcı olamıyorum bu yüzden-" Cümlemi yarıda kesen şey Taehyung'un güven verici sözleri olurken sakinleşmeye çalıştım.

"İstersen içeri girebilirsin, şu an ilaçların etkisinde sorun olmaz."

O iyiydi, benim bir şey yapmama gerek yoktu. Bana kızmayacaktı, ilaçların etkisinde sakindi. Her şey iyi olacak.

Bundan güç alarak içeri girdiğimde diğerleri de peşimden gelmişti. Beyaz yatağın içinde yatan adam sessizce dışarıyı izlerken fazla masum gözüküyordu. Ona korkarak yaklaşan adımlarım sırasında beni gördüğünde sakin hali anında değişmiş, suratında ki korku ve sinirle bağırmaya başlamıştı.

"Katil! Çık odamdan, hayatımda ki herkesi öldürdün sıra bende mi?" Yattığı yatakta kendini parçalarken Namjoon ve Hoseok onu sakinleştirmeye çalışması boşunaydı.

Onun bu hareketleriyle bedenim ister istemez geriye bir adım atarken, "Senin ölmen lazım, benden her şeyimi aldı." Diye bağırmıştı korkarak bana bakarken. Titreyen ellerimle ne yapacağımı bilemeyerek bana bağıran hyunga odaklanmışken nefesimin kesildiğini hissediyordum.

Mirage [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin