'18

726 74 221
                                    


"Hayır."

"Evet."

"Yoongi, hayır!" Namjoon'un sert sesi odada yankılanırken sinirli olduğunu yüzünden kolayca anlayabiliyordum ki bu, şu an umrumda olan bir durum değildi ki, "Senden iznini istemedim." Diye mırıldandım onu umursamadan telefonumla uğraşırken.

"Bu umrumda değil, böyle bir şey gerçekleşmeyecek."

"Devam etmek istemiyorum."

"Şu an sadece zor bir dönemden geçiyorsun." Ona karşı çıkmalarıma sıkıntıyla bir nefes verirken başımda dikilmeye devam ettiğinde telefonu bir kenara bırakıp onda döndüm. Bu sektörü en az benim kadar iyi biliyordu. Bunun sadece zor bir dönem olmadığını.

"Herkes benden nefret ediyor."

"Seni seven insanlarda var, senden nefret edenlere o kadar odaklanmışsın ki bunu unutuyorsun." Benim sakin halimin aksine sinirle bana bağırırken içimde ateşlenen duyguları hissedebiliyordum. Onun için bunu demesi kolaydı çünkü benim yaşadıklarımı yaşamıyordu. Onun için hayat gayet kolaydı şu an. Onun gözünde çocuk gibi mızıkçılık yapan bir adamla uğraşmak zordu sadece.

"Müziğimi dinleyecek kimse yoksa devam etmenin anlamı ne?" Hayatıma devam etmemi sağlayan tek şey olan müzik bile yanımda olmazken nasıl hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam edebilirdim?

Odada sinirinden bir oraya bir buraya giden adam kendi kendine bir şeyler mırıldanırken
"Kariyerini bitirmene izin vermiyeceğim." Dediğini duymuştum.

Onun bu inatçılığı beni yormaya başlarken sıkıntıyla bir nefes alıp ona döndüğümde, "Çok yoruldum Namjoon, görmüyor musun?" Diye mırıldandım.

Yorulmuştum. İnsanlardan kaçmaktan. Bana söyledikleri sözlerin altında ezilmekten, güçsüz olmaktan yorulmuştum artık. Her şeyi çözüp eski hayatıma dönmek istemiyordum. Tek isteğim herkesten uzakta, kimsenin beni tanımayacağı bir hayat yaşamaktı.

Yorgun çıkan sesimle odada ordan oraya dönen adam bana dönmüş, önümde diz çökerken sıkıca elimi tutmuştu büyük elleri ile. "Hyung o zaman dinlen, kimse senin omuzlarına bir yük koymuyor. Aksine yükünü paylaşman için yanındayım ben. Ama sen benden kaçarsan bunu yapamam."

Bana yardımcı olmasını değil, her şeye bir son vermek istiyordum.

"Bitirmek istiyorum."

"Buna izin veremem işte." Onun istediği cevabı vermediğimde sıkıntıyla bir nefes vererek ellerimi bırakmış, odada dört dönmeye devam etmişti. Onun bu konu hakkında bu kadar karşı çıkacağını düşünmemiştim. Hele ki tanışalı daha birkaç ay olmuştu, işini gerçekten seviyor olmalıydı. Belki de önceden menajeri olduğu bir ünlünün bu kadar skandala yakalanması ve sektörü bırakması onun özgeçmişi için kötü olduğundan bu kadar çabalıyordu.

"Her şey hazır Namjoon, hiçbir şey yapmana gerek yok. "

"Sence bir şey yapıp yapmamam umrumda mı? Bütün hayatını böyle bitirmene izin vermeyeceğim, bu yüzden daha fazla saçmalamayı kes ve git uyu." Onun için bunun zor olduğunu düşünerek önerimle iyilik yaptığımı düşünürken onun daha da sinirlenmesine anlam veremedim. Kapıyı suratıma çarparak odadan çıkan adamın,"Ama uykum yok." Arkasından kendi kendime mırıldansam da beni duyduğunu biliyordum.

Oturduğum koltukta ki bedenim iyice çökerken dirseklerimi dizlerim yaslayıp başımı avuçlarımın arasına aldım hiçbir şey düşünmemeye çalışırken. Bu girişimim şu zamanlar için fazla yetersiz kalırken Namjoon'un "O zaman dinlen, kimse senin omuzlarına bir yük koymuyor." sözü zihnimde dolanıyordu birçok şeyle birlikte.

Mirage [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin