'32

655 46 21
                                    




"Kahverengi mi yeşil mi?"

"Bana ihtiyacın olduğunu söylediğinde kıyafet alışverişi için olacağını düşünmemiştim. Kahverengi." Aynanın karşısında duran adam üzerine elinde tuttuğu takımları koyarak kendine bakarken fazlasıyla kararsız gözüküyordu. Benim seçimim ile kahverengi olanı üzerinde tutmuş, bir süre aynada kendine baktıktan sonra olumlu bir şekilde kafasıyla onaylayarak yanında ki askılığa asmıştı.

"Jimin ve Jungkook'un günleri projelerle dolu, onlarla zar zor görüşüyorum. Namjoon hyungta sanatçılarının peşinden koşturuyor, Hoseok hyung ise maçı için hazırlanıyormuş tek sen boştun." Yanında duran bir diğer askılıkta ki kıyafetleri incelediği sırada dediklerini umursamadan gözüme takılan, onun beğeneceğini düşündüğüm gömleği gösterdim.

"Şunu da dene."

Benim gösterdiğim kıyafeti incelediği sırada suratında oluşan gülüşüyle bana dönmüş, "Kıyafet zevkin o kadar da kötü değilmiş hyung." Demişti. Onun bu haline gözlerimi devirdiğimde oturduğum yerden, "Benimle asıl buluşma nedenin Jungkook olduğunu biliyorum." Benim seçtiğim kıyafeti üzerine tutan adamı izlerken. Beğendiğine karar verdiğinde askıya asmış, sıkıntıyla bıraktığı nefesinin ardından bana döndü.

"Ah şu sıralar çok alıngan değil mi sence de?"

"Onu strese sokan bir şey olmalı, stresliyken onunla iletişim kurmak zor oluyor."

"Dediğim her lafıma bir şey söylüyor ve onunla konuşmam çok zor."

"Üzerine gitmek yerine bırak problemi neyse çözmeye çalışsın, en sonunda yine sana gelecek."

"Onu gerçekten çok iyi tanıyorsun." Yanıma oturmuş beni dinlerken, "Birlikte büyüdük, iki kardeşin kişiliklerini ezberledim." Demiştim. Küçüklüğümüzden beri birlikteydik, onları artık fazlasıyla iyi tanıyordum, birlikte büyümenin getirdiği bir şeydi. Taehyung ise Jungkook ile daha yeni tanışmış sayılırdı, onu anlamak için daha uzun bir yolu vardı ki bunu en kısa sürede yapacağına da emindim. Aralarında ki bağ bunu sağlayacaktı.

"Küçük Jungkook ile yaşamak nasıl bir şeydi merak ediyorum." Düşünceleri arasında kaybolmuş bir şekilde gülümserken küçük çocuğun halini hayal ettiği belliydi. "Birlikte güzel anılarınız olmalı. Ah biz Namjoon hyung ile her zaman sakindik o yüzden sessiz bir çocukluk geçirdik ama bu iki kardeşin öyle olmadığına eminin."

Bu söylediğine inanmak zordu, ikisi de dışarıdan sakin gibi gözükse de fazlasıyla heyecanlı, hareketli insanlardı. Bunu onlarla zaman geçirdikçe daha bir anlamıştım. Bunun farkında olmaması tatlıydı.

Tekrardan kıyafet seçmeye döndüğünde onun için getirilen askılıkta ki kıyafetleri dikkatlice inceliyor, beğendiği olursa aynanın önünde bedeninin önüne koyarak kendine bakıyordu. Kendi içinde kıyafet seçimi sırasında çatışmasını sessizce izlerken arada bir bana dönerek benden düşüncemi bekliyordu. Benim içinse en kötü kıyafet bile onun üzerinde büyük bir şaheser gibi durduğundan hepsini beğeniyordum sadece. Bu güzel yüzüyle insanların kıyafetine bakmadığına emindim.

"Jungkook çekingen biri gibi gözükse de duygularını göstermede çok açıktır ama aynı zamanda bu duygulara kapılıp ani hareket edebilir o yüzden onu sabırla beklemelisin. İleride onu daha bir iyi anlayacağına eminim çünkü aranızda ki kimya çok farklı." Sessizce kıyafet seçtiği sırada konuşmamla aynadan bakışlarımız buluşmuştu. Jungkook hakkında konuşmak istediğini suratından anlayabiliyordum fakat büyük ihmalle bundan çekindiğinden çok fazla bahsetmiyordu. Bu ikilinin birbirini bulması beni mutlu ediyordu.

"Onu bekleyeceğim, ne olursa olsun." Beni gülümseyerek onayladığında elinde ki seçtiği kıyafetlerle birlikte kabine girmişti. O giyindiği sırada elime telefonu almış, mesaj gelmiş mi diye bakmıştım merakla. Jimin ile sıkışık planlarımızdan dolayı buluşamıyor, zaman buldukça birbirimize mesaj atıyorduk.

Mirage [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin