HellooDerslerimden dolayı yazamadığım sonrasında ise yazamama hastalığına yakalandığım için neredeyse aylardır bitiremediğim o bölümü sonunda kafama silahı dayayıp bitirdim...
Öncelikle bu gecikme için bir özür diliyorum sonrasında ise hayat niye bu kadar zor diyerek derin düşüncelere bırakıyorum sizi.
Yazamama hastalığımdan dolayı bölüm çok iyi olmadı ama umarım beğenirsinizz. Bir sonraki bölümü Jimin'in ağzından çok çok iyi bir şekilde yazmaya çalışacağım.
Beklediğiniz için çok teşekkürlerr öptm <3
———————-
"Evine iyi bakıyorum merak etme."
"Evime zorla girdin Jungkook." Diye mırıldandım bilgisayarda ki son işlerimi bitirmeye çalıştığım sıra. Ellerim hızlı bir şekilde klavyenin üzerinde dolaşırken doldurduğum son formu kapatıp sıkıntıyla bir nefes bıraktım.
Ödül töreni için Japonya'ya gelsekte, yapmam gereken işler asla azalmıyordu. Provaların ve daha birçok programın arasında zaman bulmak zordu. Uçaktan inip otele girdiğimiz an hepsini bir oturuşta bitirmeye karar vermiştim.
"Hyunggg..aramızda bir evin lafını mı yapacağız?" Jungkook küçük bir çocuk gibi sızlanırken onu umursamadığımın farkında olduğu için konuşmayı daha bir uzatmaya çalışıyordu.
Onun bu boş çabasını kesmek için hızlıca,
"Kapatıyorum." Diye mırıldandım kulağımda ki telefonu masaya koymadan önce. En son duyduğum şey onun bana abartı sevgi dolu haliyle bağırması olmuştu."Ben de seni seviyorum hyung."
Onun bu haline suratımda bir sırıtış oluştu. Daha dün birlikte olmamıza rağmen bugün gün içinde birçok kez arayıp mesaj atmıştı. Bu kadar ilgilenmesinin nedenini anlayabiliyordum. Uzun bir süre sonra, kısacası patlak veren olayların sonunda ilk defa ödül törenine katılacaktık. Bunun yanında Jimin ile aynı yerde bulunacaktık. Bu, medya için eminim büyük bir konuydu.
Bir şey yapmasak bile birçok makalenin çıkacağına emindim. Benim için sorun değildi fakat Jimin'in bundan etkileneceğini biliyordum. Çocuklarda bunun farkında olduğundan ellerinden geldiğince Jimin'in aklını dağıtmaya çalışmışlardı.
Namjoon bizi ayırmadan önce son kez birlikte kalmamıza izin vermişti. İnsanların bizi görmesinden endişelense de Jimin'in tek başına gergin olacağını ve birçok düşünceyi kafasına takıp kendine zor anlar yaşatacağını bildiğinden yanında olmamın daha iyi olacağını düşünmüş olmalıydı.
Otele geldiğimizden beri tek yaptığım şey şirketin işiyle uğraşmak olurken benim aksime sabahtan beri yatakta yatan adama döndüğümde dikkatli bir şekilde televizyon izlediğini gördüm. Beyaz çarşafların içinde güzel gözüküyordu.
Üzerimde ki tshirtü çıkararak yatağın içine girdiğimde odaklandığı televizyondan beni fark etmemişti bile. Kollarım beline dolandığında sıcak teni beni karşıladı. Üzerinde kıyafeti olsa bile teninin kokusunu alabiliyordum. Bu rahatlatıcıydı.
Başımı göğüsüne yaslamadan önce omzuna bir öpücük kondurduğumda en sonunda beni fark etmiş fakat umursamadan televizyonu izlemeye devam etmişti. Bir eli saçlarım arasına dalmış onlarla oynarken başımı kaldırarak ona döndüm.
"Artık uyumalıyız, sabah erkenden prova yapacağız." Diye mırıldandım. Uçuş çok uzun sürmese de yinede yorulmuş olmalıydı. Performansı için provalarda zaten kendini zorlamıştı, dinlenmeye ihtiyacı olduğuna emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirage [yoonmin]
FanfictionAynı barda bulunan ünlüleri yakalayan bir grup magazincilere yakalanan Min Yoongi ve Park Jimin