"Bugün programın Jimin ile çakışıyor, birlikte çalışmanızın sorun olmayacağını düşündüm bu yüzden kayıt odasında birlikte olacaksınız.""Bu şarkıda içime sinmeyen bir şeyler var." Diye mırıldandım onun dediğini umursamadan gözümü karşımda ki ekrandan kaldırmazken. Saat kaçtı veya günlerden neydi bir fikrim yoktu. Dün geceden beri uyumadan üzerinde çalıştığım bu melodinin, aklımda dolanan fikirlere rağmen bana iyi hissettirmemesi beni delirtiyordu.
"Gayet iyi Yoongi." Namjoon sıkıntıyla derin bir nefes bıraktığında anında ona karşı çıkarken buldum kendimi. "Hayır, bir şeyler eksik."
Arka plandan çalan melodiyi dikkatli bir şekilde dinlerken bir yandan Namjoon'un bana söylenişini de duyuyordum.
"Kendini ne zamana kadar yetersiz bulmaya devam edeceksin."
"En iyisini yapana kadar." Onu umursamadan mırıldandığım cümlenin sonunda sesli bir şekilde açılan kapıyla birlikte içeri giren beden, yanımda oturan adamın dikkatini çekerek ona dönmesini sağladığında "Ah erken geldin." Demişti Namjoon onu gördüğünde.
"Yapacak bir işim yoktu."
"İyi misin? Her şey yolunda mı?"
"İyiyiz, sanırım."
"Kafana takma, bugün yapacak çok işimiz var."
İkilinin arasında geçen konuşmayı ister istemez dinlememle içimde doğan merakı bastırarak kendimi işe vermeye çalıştığım sırada, "Bu şarkıyı seslendirebilecek birini bulabilir misin?" Diye mırıldandım arkamda ki bedeni umursamamaya çalışırken.
Klavyenin üstünde duran soğuk parmak uçlarımdan başlayarak vücuduma yayılan sıcaklığı anlamdıramazken içimde ki bir kısım arkamı dönmek için benimle savaşıyordu.
"Bunu yapabilirim." Namjoon beni onaylayarak sandalyesinden kalktığında aklıma gelen düşünceyle, "Jungkook'un sesinden başka hiç bir ses bu şarkıyı taşıyamaz, ona soracağım." Dedim elim telefonuma gittiğinde.
"Taehyung ile çekimi var."
"Bitince gelir." Namjoon'un beni durdurmalarının arasından telefonda Jungkook'un numarasını ararken,
"Bu şarkıyı birkaç saat içinde yollamalıyız, zamanımız yok." Demişti acelemiz olduğunu belli etmek için bana saati gösterirken."Pekala o zaman yollamayız." Diye mırıldandım elimde ki telefonu bırakarak rahatça arkamda ki sandalyeye yaslandığımda. Yollayıp yollamamak benim için sıkıntı değildi, önemli olan yaptığım işin beni tatmin etmiş olmasıydı ve bunu tamamlamama rağmen halen daha bir şeyler eksikti.
"Yoongi-" Sıkıntıyla derin bir nefes bırakırken bana sıralayacağı sözleri sert sesimle kesmiştim. "Hayır bu şarkıyı böyle yollayamam."
Uykusuz ve huysuzdum. Şarkının içime sinmemesi ise sinirlerimi bozarken işlerin istediğim şekilde gitmemesi sakin kalmamı daha da zorluyordu.
"Jimin söyleyebilir, di mi Jimin?" Namjoon ne yapacağını bilemeyerek etrafına bakınırken yanında gördüğü bedenle suratında büyük bir gülümseme oluşurken, minik bedeni omuzlarından tutarak karşıma getirmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirage [yoonmin]
ФанфикAynı barda bulunan ünlüleri yakalayan bir grup magazincilere yakalanan Min Yoongi ve Park Jimin