Onun için çok güzel bir şey hazırladım ve bu defa asla duygularıma yenilmeyeceğim. Onu kendi silahıyla vuracağım.
Aradan bir saat geçti ve ben babamı morgun soğuk havasına bırakıp Gwen'in beklediği bara doğru yola çıktım.
Tam o sırada telefonum çaldı ve arayan ondan başkası değildi.
"Ne oldu Gwen?"
"Ah seni kim böyle sinir etti. Söyle de cezasını verelim!"
"Gelmek üzereyim, anlatacağım!" Dedikten sonra telefonu kapatıp gaza daha fazla yüklendim.
Canım çok fazla yanıyor ama sakin kalmalıyım, hayatta kalan tek varlığım kızım için.Yolda ilerlerken Leo'yu aramam gerektiğini hatırlayıp panikle telefona sarıldım.
"Alo, doktor nerdesin? Valeria uyandı ve çok iyi." Diyerek cevapladı Leo.
"Sonra anlatacağım, yarım saat sonra bir helikopter bulunduğunuz evin terasına iniş yapacak. Hazırladığım tüm panzehiri onlara vereceksin ve onlarda ellerinden geldiği kadar bunu yaymaya çalışacaklar.
Ama sen yanındaki formülle daha fazla yapacaksın, sana formülü vermemin sebebi bu, yapabileceğini bilmiyorum sana güveniyorum. Kızıma iyi bak!" Deyip konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattım.Yirmi dakika sonra barın kapısından içeri girerken, ona yaklaştıkça öfkemin arttığını hissediyordum.
Ve oradaydı. Yüzündeki yanık tamamen yok olmuş tıpkı eskisi gibi güzel görünüyor ama bu onu asla kurtaramaz.Cama bakan masayı öyle bir sahiplenmiş ki tüm dünyayı o yaratmış gibi, Tanrı olduğunu sanan bir hasta.
Yanına yaklaşıp karşısına oturdum.
"Hoş geldin! E artık şu panzehiri alayım. Seni çok bekledim!"
"Gwen sakin ol, istediğini vereceğim ama önce bir şeyler içelim!" Deyip gülümsedim.
"Seninle mi? Tanrı aşkına ne saçmalıyorsun Louis?"
"Çok ciddiyim! Bana yaptığın herşeye rağmen seni çok özlediğimi anladım, ayrıca çok güzel görünüyorsun."
"Teşekkürler, niyetini bilmiyorum ama sonuçta sen bana bir şey yapamazsın! Hadi içecek bir şeyler al. Benden, a birde çok vaktim yok sadece beş dakika. Dünyanın bana ihtiyacı var öyle değil mi?" Dedi kibirli tavrıyla.
"Tabi!" Dedim bende sahte bir gülümsemeyle.
Aradan sadece iki dakika geçmişti ki Gwen'in telefonu çaldı. Ayağa kalkıp arkasını döndü ve tam istediğim gibi bir boşluk yakalamıştım.
Cebimden çıkardığım ilacı hemen bardağına boşalttım ve hiç bir şey olmamış gibi içeceğimi yudumlamaya devam ettim.
Konuşması bitmiş tekrar masaya yönelirken bir an duraklayıp gözlerimin içine anlamsız bir şekilde baktı, neden bu şekilde baktığını anlayamadım. Ama bildiğim bir şey varsa o da birazdan tamamen kontrolün bende olacağı.
Leo'nun ağzından;
Doktorun formülünü uygulamaya çalışırken, bir taraftan da sevgilime durmadan sarılıp ayrı geçirdiğim günlerin acısını çıkarıyordum.
"Çok az kaldı bunu da koyduk mu herşey tamamlanacak," deyip son maddeyi de ekledim.
"Leo sen süper güçleri olmayan bir kahramansın. Biliyorsun değil mi?" Dedi gülümseyerek.
"Böyle düşünmen bana daha çok güç veriyor, herşey hazır. Şimdi sadece seninle ilgilenmek istiyorum," deyip Valeria'ya yaklaşmaya başladım.
Ama sanırım canı oyun oynamak istiyor, hızla aşağıdaki spor odasına doğru koşmaya başladı.
Oraya indiğimde Valeria sadece iç çamaşırları giymiş halde karşıladı beni. Hemen ardından masmavi havuza balıklama atlayınca bende onu takip ederek yavaşça gömüldüm sulara.
İki dakika geçmeden kollarımda buldum Valeria'yı. Onun tenine dokunmak, ıslak saçlarını okşamak bile beni öldürüyor. Benzersiz bir duygu, dudağımdaki tatlı öpücüğün bitmesini asla istemiyorum.
Havuzdan çıkıp onu da koluma alarak yatak odasına yöneldim, bedenimin her zerresi ve ruhum aşkla dolu.
Doktor Louis'in ağzından;
Sonunda onu yakaladım, bir balık gibi oltama takılmıştı. Bardağını bitirdikten sonra bayılırken ağzından tek bir kelime çıktı;
"Hayır!"
Onu kucağıma alıp aracıma bindirdikten sonra bende şoför koltuğuna atlayıp oradan uzaklaştım.
Valeria'nın ağzından;
Leo'nun omzuna yatmış ve ikimizde yorulmuştuk, susadığımı fark edip yataktan çıkarak mutfağa doğru yürüdüm, tam suyu yudumlarken mutfak kapısından bir ses geldi. İçimde bir korku oluştu ve ne olduğunu bilmek istemedim. Hızla yatak odasına koşarken sert bir şekilde Leo ile çarpıştık.
"Leo mutfak kapısından bir ses geldi, çok korkuyorum!" Dedikten sonra, Leo kapıya doğru cesur bir şekilde ilerledi.
Tam o sırada çığlık sesleri gelmeye başladı. Leo bana dönüp dehşetle baktı.
"Burda ilaçtan etkilenen üç kişi var ve sanırım birini öldürmüşler, sakın konuşma sessizce yukarı kata çıkalım, orası daha güvenli sevgilim." Dedi kısık bir ses tonuyla.
"Ama kalan ilacı almaya gelecekler, onu da alıp öyle çıkalım. Burdaki tüm kapıları kilitlemeliyiz, acele et!" Dedim ve bütün kapıları güvenli bir şekilde kapatıp ilaçla beraber üst kata çıktık. Bundan sonra bizi ne bekliyor bilmiyorum, ama sanırım çok kişi ölecek......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.İ.D "Kitap Oldu"
Ficción GeneralYarım saattir aralıksız yürüyorum, hafızamda anılar belli belirsiz canlanıp duruyor, etrafımdaki yemyeşil doğanın tadını çıkarmak yerine neden sıkıntı içinde boğuluyorum? Etrafımda olan bitene anlam veremiyorum, sanki başka bir gezegenden buraya düş...