Hayata dair bir şeyler ummak, istemek, çabalamak! Aslında kolay olmayan herşey bizim için.
Hayvanların yaptığı şey yemek bulup hayatta kalmak. Bazen de sevmek. Ama biz insanlar, düşünebildiğimiz için mi bu haldeyiz? Şimdi tek düşüncemiz hayatta kalıp yemek bulmak olsa hayat ne kadar da basit ve kolay olurdu!
Hiç düşünüyor muyuz acaba neden zor?Nedeni belli aslında, ama bilsek bile unuturuz çoğu zaman, sınavda olduğumuzu.
Leo'nun gözlerinde çaba vardı. Ama sanki bir taraftan da yardım istiyordu.
Saatler geçmesine rağmen hala arada bir kişilik değiştiriyor. Bu beklemediğim bir şeydi, şimdi de ne olacağını kestiremiyorum.Onu camın arkasından izlerken aklıma bir şey geldi. Hemde çok güzel bir şey ve bunu denemem gerek!
Leo'dan
Beynimde depremler oluyor sanki! Çok fazla boşluk var ve kafamın içinden sesler geliyor. Yankı gibi.
Benim burda ne işim var? Burası neresi böyle?
"Hey! Çıkarın beni burdan, hapiste miyim?" Diye bağırdım korkuyla.
Doktor Louis, evet tamam burda deney yapıyorduk! Tanrım yardım et, bu çok berbat bir şey.
Saat kaç acaba? Yine belirsizlik ile beraber bir sürü anı. Herşeyi hatırlıyorum artık, şöyle bir dönüp kendime baktığımda yatağı tüm eşyaları dağıtıp parçalamışım! Çok rezil bir durumdayım ve korkmuyorum. Ağzım kupkuru ve karnım aç!
"Doktor Louis, orda mısın? Hatırlıyorum herşeyi, lütfen çıkar beni buradan!"
Doktor Louis'den
Leo'nun bu cümlesi, ah uzun zamandır böyle rahatlamamıştım!
Bağırarak odanın kapısına koştum, arkamdan da yardımcılar da geldi."Geliyoruz, bu harika. Aferin sana oğlum!"
Saat gece tam on ikiyi gösteriyordu, ben tıka basa karnımı doyurmuşken, Doktor sürekli bir şeyler deniyordu odasında. Çok merak ediyorum ne yaptığını ama biraz sabretmem gerek sanırım.
Gözümü açamıyorum, oldukça yorulmuşum ve tüm vücudum ağrıyor. Bir dakika! Burası doktorun mekanı, tabi ya bir an evdeyim sandım. Bu herkese oluyor mudur acaba?
Sabah burda uyanmak iyi oldu ama, Valeria'nın yanında aynı çatı altındayım! Bunu bilmek harika bir şey.
Koltuktan doğrulup ayağa kalktım, gerinerek.
"Doktor Louis! Nerdesin? Dün gece uyuyakalmışım burda, odadan çıkmadın sende. Doktor!"Çok garip.
Mutfağa doğru yürüyüp, mis gibi çay kokusunu içime çektim. Kahvaltı gibisi yoktur heralde.
Mutfağa girdiğimde masanın en uç köşesinde oturan bir kız vardı. Bu mümkün olabilir mi? Şu an Valeria karşımda.
Tir tir titrerken ağzımdan güçlükle döküldü kelimeler.
"Bu rüya mı? Lütfen rüya olmasın!"
Kendimi kontrol edemiyorum. Gözlerimden yaşlar iniyor sel misali.
Doktor elimdeki çay bardağını masaya koyup bana doğru yürüdü.
"Leo, sakin ol. Gece bunun üzerinde çalışıyordum. Valeria'nın hayat süresinden çalmadan bir kaç saat uyandırabilmeyi düşünüyordum ve başarılı oldum. Şimdi onunla koca bir gün geçirebilirsin!"
"İnanamıyorum, yani gerçek mi? Ama beni hatırlıyor mu?"
"Kendisine sor aptal!"
"Haklısın."
Aşkıma yaklaşıp gözlerinin içine baktım, sıcacık ve samimiydi.
"Beni hatırlıyor musun?" Diye sordum büyük bir korku ve heyecanla.
Ayağa kalkıp birden sıkıca sarıldı.
Tanrım bunu nasıl da özlemişim, bende ona karşılık verip deli gibi öldüresiye sarıldım. Ama hala rüya olabilme ihtimali korkutuyor beni.Onu hiç bırakmak istemiyordum, ama kendimi kaybettiğimi kabul etmem gerek.
Doktora dönüp minnetle baktım yüzüne.
"Sen gerçekten inanılmazsın, sen bir numarasın doktor. Herşey için çok teşekkürler."
"Saçmalama Leo, o benim de kızım bunu sadece senin için yapmadım." Deyip kahkahayla masaya oturdu, arkasından da sevgilim oturup çayını yudumlamaya başladı.
Valeria bana bakarken gülümseyerek cümlesine başladı.
"Neden oturmuyorsun? Başta bende rüya sandım ama gerçek. Hadi otur!"
Karşısına oturup tüm benliğimle onu izlemeye başladım.
"Sesini duymak çok güzel, bunu ne kadar zamandır hayal ettiğimi bilemezsin!" Dedim kısık bir ses tonuyla.
Doktor zeytinleri çatala takmaya çalışırken yine kahkahasıyla süsledi havayı.
"Ne zaman uyandı peki? Nasıl oldu merak ediyorum doktor?"
"İki saat önce tam anlamıyla uyandı, önce başımızdan geçenleri anlattım. Bu biraz uzun sürdü, kahvaltıyı hazırlayıp seni uyandırmayı planlıyorduk ve senin de içine doğdu sanırım."
"Harika. Daha fazla soru sormayacağım, anın tadını çıkarmak istiyorum." Deyip Valeria'nın gözlerinde buldum yine kendimi.
Ucu bucağı olmayan denizlere nasıl bakıp da sonunu görmez ve sonsuzmuş gibi bakmaya devam ederiz?
İşte bu şekilde hissediyorum onun gözlerine bakarken. Beni alıp çok uzaklara götürüyor, evimde gibi hissediyorum sıcacık.Tenine dokunup benim olduğunu hissetmeyi, ölesiye özledim.
"Leo, çok işim var önümüzdeki deneylerle alakalı biraz üst katta olacağım, hatta biraz uzun bir süre . Seni kızımla baş başa bırakıyorum, çok soru sorup yorma lütfen!" Deyip masadan kalktı doktor.
Dünyayı verseler daha mutlu olamazdım heralde, sevgilimle baş başa.
"Tamam merak etme, kolay gelsin." Dedim.
O sırada Valeria ile göz göze geldik, ben doktorun kapıdan çıkmasını beklerken o dibi görünen beyaz çay fincanını alıp ocak'a yöneldi.
Ve artık tamamen yanlızdık, aşkımla yine göz göze geldik. O an eriyordum sanki, bedenim yanıyor ve acı hissetmiyordum. Aşk ile kavrulmak bu olsa gerek.
Hızla yanına yaklaşıp beline sarıldım."Dur, çay dökülüyor." Deyip gülümsedikten sonra fincanı masaya koyup odasına yöneldi.
Tekrar gülümsedi ve hızla odasına doğru ilerledi.
Bende usulca onu takip ettim!Ve sonunda odadaydım, onunla beraber, beni sevdiğini hatırladığını bilmek muhteşem ötesi bir his.
Hızla yanına ilerleyip dudaklarında buldum kendimi."Çok özledim çok, keşke hep yanında olsan," deyip boynuna kadar öpmeye devam ettim.
"Bende çok özledim, senin olmayı bunu hissetmeyi!"
Deli gibi sevişirken kıyafetlerimi nasıl çıkaracağımı şaşırdım.
Ve artık aşkımla beraber, sıcacık yataktaydık. Kollarımda hala onu öperken, gerisi de geldi, artık tamamen benimdi. Herşeyiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
P.İ.D "Kitap Oldu"
Genel KurguYarım saattir aralıksız yürüyorum, hafızamda anılar belli belirsiz canlanıp duruyor, etrafımdaki yemyeşil doğanın tadını çıkarmak yerine neden sıkıntı içinde boğuluyorum? Etrafımda olan bitene anlam veremiyorum, sanki başka bir gezegenden buraya düş...