Bölüm12 : Clara

2.7K 111 2
                                    

Olduğum yerden yavaşça kalkarak odama doğru yürüdüm.İçeride kimse yoktu.

Kapımda ise başka bir muhafız duruyordu.Başıyla selam verdi.Ağlamaktan kızarık yüzümü ona göstermemek için yüzüme başka yöne çevirerek selam verdim.

Kapıyı kapattım ve kendimi yatağıma gömdüm.Peter'dan önce olan herşeyi gözden geçirdim.

O lanet kızın dediklerini iyice düşündüm.Kim ki o böyle şeyler söylemeye cürret ediyordu ? Niçin böyle söylemişti ? Kapım çalındı ben daha lütfen rahatsız etmeyin demeden Abigail içeri daldı.

"Hey nezaketin nerede senin ? " dedim biraz sinirli bir şekilde.

" Şu an nezaket umrumda değil! En yakın arkadaşım sinirden patlamak üzere...O bayanın kim olduğunu öğrendim.

Ciddi bir şekilde bakışlarımı Abby'e dilktim. Devam etti.

" Kendiside bir prenses...Prenses Clara , prensin eskiden görüştüğü bir kızmış.Hatta ilişkileri resmiyet kazanmak üzereymiş...Yani neredeyse Harriot prensesi olacakmış.Ama ailesi vazgeçmiş iki ülke arasında anlaşmazlık çıkmış ve Clarayı başka biriyle zorla evlendirmişler..."

İşte şimdi taşlar yerine oturmuştu.Ben prenses olunca doğal olarak çok sinirlenmişti.Ve beni sinirlendirecek şeyler söylemişti.Üstelik o asil kandan geliyordu,bense aptal bir hizmetçi olarak buraya girmiştim.İnsanlar hakkımda böyle dedikodular hep yapmışlardı.Buna alışmıştım.Ama Clara böyle ciddi bir şekilde karşıma geçip yalanlarla bana hakaret edince ciddiye almıştım ve sinirlerim bozulmuştu.

Yinede pek tatmin olmamıştım.Kullanıp atmak kelimesine kafam takılmıştı.Prens pek çok kızı kullanıp dışarı mı atıyordu?

Kendi isteklerini yaptırıyor daha sonrada kapı dışarı mı ediyordu?Prens böyle biri değildi...Üstelik öyle birşey yapmak isteseydi benimle evlenip beni prenses yapmazdı.Düşünceli bir şekilde anladım dedim.Abigail bana sarıldı.

"Umarım rahatlamışsındır..."

"Evet yani biraz..." dedim.

" Parti yavaş yavaş dağılıyor.Umarım kraliçe oradan uzaklaştığını görmemiştir.Sen sonra hemen odaya mı çıktın?"

Peterla aramızda geçen şeyi kimseye anlatamazdım.Her ne kadar o anlar biraz beni etkilemiş olsada, anlatılamazdı.Bizi kimsenin görmemiş olmasını ummuştum.Yapmacık bir ifadeyle konuştum.

" Evet" dedim. Prens döndüğünde ona Clara olayını sormalıydım.Birbirimizin özel yaşamı hakkında hiçbirşey bilmiyorduk.Böyle evli bir çift olmazdı.O yapmıyorsa ben harekete geçmeliydim.Artık dayanamıyordum.

Sonraki 3 gün boyunca Peter'ı hiç görmedim.Çağırıldığı görev her neyse onu çok meşgul etmişti.Onun yerine hep Thomas bakıyordu.İçimde garip bir şekilde hep Peter'ı görmeyi istiyordum.Onunla karşılaşmayı beni yine kahvaltı salonuna götürmesini... Ve ardından sonraki sabah nihayet onun sesini duydum

" Leydim! Kahvaltı... "

Abby her zamanki gibi beş dakika içinde geliyor dedi.Aynanın önünde elbisem üzerinde son dokunuşlar yapılıyordu.Evet bir prenses olarak bakımlı ve alımlı görünmek zorundaydım.Elbisem kat kattı ve bej rengiydi.Kollarında dantel işlemeler vardı.Ve oldukça belirgin bir dekoltesi.İnci kolye ve küpeler takıyordum.Saçlarıma çiçekli tokalarla dağınık bir şekil verilmişti bazı yerlerinden lüleler sarkıyordu.İlk defa kendimi beğenmiştim.Esmer tenim ve kahverengi saçlarım bej rengi elbiseyle bütünleşmişti.

Abby kapıyı açtı,sonra görüşürüz dedi.Ve işte Peter nihayet...Sanırım onu özlemiştim.Evet tamam kabul ediyorum,özlemiştim.Nazikçe elimden tuttu:

"Leydim günaydın..."

"Günaydın Peter..."

Sonra biraz sessizlik oldu.Yürümeye devam ediyorduk.Söze girdim en sonunda.

"Bak ben o gece için özür dilerim ve aynı zamanda teşekkür ederim."

"Ne için ? " dedi yeşil gözlerini yüzüme dikti.Durduk.

" Şey ben...kafam bulanıktı senin biraz başını ağrıttım ve sen bana destek olmaya çalıştın yani bu...çok...şey işte...hoştu." Söyleyivermiştim.

Önce şaşkın bir ifade takındı.Sonra yüzüne umut dolu bir gülümseme geldi.Bense biraz utanmıştım.

" Ah prenses,tabiiki size destek olacağım.Ama ben hala anlayamadım siz neden o haldeydiniz? "

"Bu biraz karışık..."

" Öyleyse boş bir zamanımızda sizi dinleyebilirim.Sorunlarınıza çözüm bulmak isterim...Yani...yani sizin üzülmenizi istemem işte bilirsiniz arkadaşça tabiiki... "

kekeliyordu ve her halinden yanlış anlaşılmaktan korktuğu anlaşılıyordu.Daha fazla zorlanmasına izin vermeden sözünü kestim.

" Tamam anladım. "

dedim gülümseyerek.Bugün dertleşiriz yani arkadaşça...ve şu siz olayınıda geçelim artık bana sadece Ariane de bu yeterli,majesteleri denmesinden nefret ediyorum.

Hafif bir kıkırtıyla onayladı.Zaten yemek salonuna gelmiştik kapının önünde hiç beklemediğim bir hareket yaptım.Ve Peter'a sarıldım.Sonra kimsenin görmemiş olduğunu umarak geri çekildim.Şaşkınlıkla karışık tebessüm vardı yüzünde.Sonra hemen içeri girdim...

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin