Bölüm 8: Düğün

3.9K 139 1
                                    

Sabah beni her zamanki gibi Abigail kaldırdı.Kulağıma doğru eğildi.

"Bugün artık resmen Harriot prensesi olacaksın Ariane." dedi.

Gülümseyerek gerindim. Penceremden içeri giren güneş ışığı tüm odamı doldurmuştu. Diğer hizmetçi kızlarda gelerek benim için banyoyu ve kahvaltıda giymem için basit bir elbise hazırladılar.

Hızlıca hazırlandım. Kaybedecek vakit yoktu. Hazırlıklara yardım edecektim sonra kendim hazırlanacaktım saç makyaj ve gelinlik... Kapı çalındı, Peter'ın sesini duydum.

"Majesteleri kahvaltı için hazırlar mı ? "dedi.

Artık sık sık sabahları o beni alıyordu.Hazırım manasında başımı salladım ve çıktım.

Peter'la sohbeti epey ilerletmiştik. Yakın arkadaş olmuştuk denebilir. Her gün, sürekli yemek için bana eşlik edince aramızdaki konuşmada ilerlemişti.

Hızlı adımlarla merdivenlerden inerken yine laflıyorduk.

"Sence üstesinden gelebilir miyim? Yani her şey benim için çok yeni ve hızlı..."

"Tabiiki gelirsiniz majesteleri, buraya geldiğinizden beri pek çok şey yaşadınız..." sesi cesaret vericiydi.

Yemek salonunun kapısına geldiğimizde  teşekkür ettim. Yine bir süre gözgöze kaldık. Bu son zamanlarda çok sık oluyordu. Oldukça etkileyici olduğunu kabul etmeliyim.

Ama böyle şeyler artık çok yakışıksız kalıyordu, ben bugün prenses olacaktım.

Kahvaltıyı hızlıca ettikten sonra prens ilk defa bana bahçede ufak bir yürüyüş teklifi sundu. Evet, bu maalesef evlilik teklifinden sonra geçen çok uzun haftalar içindeki ilk defa başbaşa görüştüğümüz andı.

Bu artık biraz rahatsız edici olmaya başlamıştı. Ama sabrettim.
Prensi gördüğüm süre hergün dahada kısalıyordu. Onunla evlenmenin yanlış olacağını bile düşünmeye başlıyordum zaman zaman.

Evlilik teklifinden sonra onunla olan ilişkimizde hiçbir gelişme olmamıştı.Hatta onun çaylarını getirirken bile onu daha sık görüyordum.

Ve en sonunda düğün günüde gelmişti. Beraber bahçeye doğru yürüdük. Geniş bahçede turlarken havadan sudan sohbet ettik.

"Heyecanlı mısın Leydi Ariane ?" dedi gülerek.

"Herşey benim için çok yeni, yani yapabilir miyim bilmiyorum."
dedim endişeyle.

Endişelendiğimi bilmesini istiyordum. Duygularım hakkında en ufak bir fikri olmadığına emindim. Tabiiki bu son zamanlarda çok az görüşmemizden kaynaklanıyordu. Yine güldü.

"Eminim mükemmel olacaksın,endişen yersiz.Yanında ben varım." dedi güçlü kollarıyla sırtıma dokundu.

Biraz olsun cesaretlenebilmiştim.Sonra bir muhafız yanımıza gelerek prensin kulağına birşeyler fısıldadı. Prens nazikçe elimi öptü.

"Leydim, akşamı sabırsızlıkla bekliyorum, şimdilik önemli bir işim var , sonra görüşürüz." dedi

"Elbette majesteleri..."  dedim usulca. Yine gitmişti. Umarım evlendikten sonra düzene girerdi herşey.

Ve artık bende hazırlanmak için odama doğru yöneldim. Koridorlardan geçerken herkes düğün hazırlıklarının telaşı içindeydi. Son olarak Madam Blair herşeyi kontrol ediyordu.

Odamda birçok hizmetçi ve terzi bekliyordu. Bir buçuk saat içinde tüm makyajım ve saçlarım hazırdı.

Gelinliğim fazlasıyla gösterişliydi, bembeyaz kabarık bir etek, dantelli bir üst. İşte şimdi gerçek bir prensese benzemiştim.

Kapı çalındı. Muhafız Peter başını uzattı.

"Leydiler vakit geldi..." derken yine gözlerimiz buluştu. Ve ben hemen gözlerimi kaçırdım. Son olarak Abigaile döndüm.

"Ariane harika görünüyorsun, tanrım hadi git ve bir prenses ol ." dedi birbirimize sıkı sıkı sarıldık ve sonra hizmetçilerim eşliğinde törene indim.

Tüm ülkelerden önemli konuklar toplanmıştı ve halkın az bir kısmıda içeri alınmıştı.

Heyecandan dilim tutulacaktı.Duvağımı minik kızlar tutuyor bir yandanda ellerindeki hasır sepetlerden yerlere çiçek yaprakları serpiştiriyorlardı.

Tam bir peri masalıydı. Sonunda prensin yanına ulaştım. Hoş görünüyordu. Kulağıma çok güzel olduğumu fısıldadı. Sıra yeminleri etmeye geldi. Kalbim bu endişe içindeydi,sıradan bir köylü kız bunu yapabilecek miydi ? Prenses ve daha sonrada kraliçe olmayı başarabilecek miydi ?

Başımı kaldırdım yemin sırası bendeydi, başımı kaldırdığım anda Muhafız Peter'la yine gözgöze geldik, tam karşımda duruyordu. Asık olan suratına ben kafamı kaldırınca ufak bir gülümseme geldi. Nedense o bakıştan sonra kendimi biraz toplayabildim,hemen yanında Abigail duruyordu, heyecanlı oluşunu görebiliyordum, neşeyle bana bakıyordu.

Salona göz gezdirdim. Herkes bana bakıyordu. Kral çok ciddiydi, kraliçeyse umut dolu gözlerle bakıyordu ve Prens gözlerimin içine bakıyordu ellerimden tutmuştu. Herkes vereceğim cevabı bekliyordu ve bende onlara istedikleri cevabı verdim. Cesaretimi topladım.

"Evet. " dedim kendimden emin ve dik bir şekilde. Artık herşey bitmişti.Ariane sen artık Harriot prensesisin!

************

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin