Bölüm 34:Sahtekar

1.1K 61 0
                                    

"Felix dur artık.Konuşalım..." dedi Peter bıkkın bir sesle.Ve başarılı bir hamleyle Felix'in kılıcı elinden alıverdi.

Felix dediği adam çokta genç sayılmazdı.Az önce minik kavgadan bitkin düşmüş bir halde dizlerinin üstüne çökmüştü.Soluk soluğa kalmıştı.

Sonra tekrar dikleşti.Ve pes ederek konuştu.

"Ver lanet olası kılıcımı, anlat sonra herşeyi."

Peter başta tereddüt etsede kılıcı geri vermişti.Felix'te tekrar beline taktı ve masaya oturdular.Abigail dışarıdan kimsenin gürültüleri duymadığından emin olduktan sonra kapıyı sıkıca kapattı.

Ben biraz çekinerek Peter'ın yanına oturdum.Sanırım açıklanması gereken pek çok soru vardı.Az önce olanlara dair hiçbir şey anlamamıştım.Bir cevap bekliyordum.

Ama Peter önce Felix'e herşeyi açıklamayı seçti.

Neyseki adamın yüzü biraz yumuşadı arada bana bakıyordu.Abigail'de kapının eşiğine yaslanmış dinliyordu.

Peter sözlerini bitirdi.Başımıza gelen herşeyi anlatmıştı.Kaçışımızı hikayemizi...

Şimdiyse ben bir açıklama bekliyordum.Peter bana döndü.

"Ariane, biz seninle yalnız konuşmalıyız..."

Deyince kalkıp başka bir odaya geçtik.

Peter derin bir nefes alarak örgütün amacından ve şimdi olanlardan bahsetti.

Evet afallamıştım.Herşeyimle kendimi emanet ettiğim adam, aslında eskiden beni öldürmek için göreve gelmişti.

"Ama Ariane, sen bir hizmetçi olarak prenses seçildiğinde bu herşeyi değiştirdi." diyerek ellerimi tuttu Peter.

Evet belki haklı olabilirdi.Zaten bu olaydan sonrada Peter'la karşılaşmıştık.

Peter'ın bana olan sevgisinden şüphem yoktu.Sadece biraz korkmuştum.Ve şaşırmıştım.Herhalde artık bir prenses olmadığım için Felix beni öldürmeye çalışmazdı.

"Peter bilemiyorum, seni çok seviyorum ama bunu bilmek yani örgüt...garip hissettirdi."

"Ariane, bana güvenip buralara kadar geldin.Bu güveni kaybetmeni istemiyorum..." ellerimi avuçlarına almıştı.

"Biliyorum..." diye fısıldamakla yetindim sadece.Bu konuda Peterla tartışacak gücüm kalmamıştı.

Beni kendine çekip kollarıyla iyice sardı.İçimden artık başımıza daha kötü şeylerin gelmemesi için dua ediyordum.Ama bu Kızıl Taç konusunda hala tatmin olmamıştım.Peter'ın böyle bir işte olduğunu düşünmek ve benim bunu yeni öğrenmem aslında kalbimi ve zihnimi epey karıştırmıştı.Ama Peter'ı seviyordum. Dediği gibi buralara kadar birbirimize güvenerek gelmiştik.Benim de bunu bozmaya niyetim yoktu.

Tekrar Felix ve Abby'nin yanına geldik.

"Son öğrendiklerimize göre Prens ve Clara bazı pis işlere bulaşmışlar..."

"Bu da ne demek ? " Dedi Abigail.Hepimiz dikkatlice Felix'i dinliyorduk.

"Sarayda kalan adamlarımızdan öğrendiğimize göre kral ve kraliçe ölmüş...Nasıl öldüklerini kimse bilmiyor.Bunu halktan saklıyorlarmış."

Duyduklarım karşısında dilim tutulmuştu.Kralı bilemem ama kraliçeye zarar gelmesi beni epey üzmüştü.Çok değerli bir insandı.Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

"Saraydaki bazı soylular ve devlet adamları bunun bir suikast olduğunu ve daha çabuk kraliçe olabilmek için Clara'nın onları öldürttüğünü söylüyordu." diye ekledi Felix.

"Ama bunu söyleyenlerinde sonraki günler peşpeşe öldürüldüğünü öğrendik.Yani sarayda herkes intikam ve hırs peşinde.Leydi Clara kraliyet ailesini tamamen farklı yerlere sürüklüyor.Prensinde kesin olarak Clara'ya uyduğunu ve en büyük destekçisi olduğunu söylemek gerekir."

Benden sonra sarayın bu denli karıştığını görmek yine şaşırtıcı bir olay olmuştu.

"Leydi Clara neden bu kadar çabuk kraliçe olmak istiyor, olduğunda neler yapacak bilmiyoruz.Yakında da öğreneceğimizi tahmin ediyorum.Ama biri buna dur demeli.Yoksa başta siz ikiniz olmak üzere hepimizi, ona karşı çıkan herkesi ipe dizeceği ve asacağı kesin."

"Peki bir plan mı var kafanızda ?" Diye sordu Peter.

"Bu düşünceleri daha herkes bilmiyor.Örgüttekileri toplayıp bir toplantı düzenlememiz ve sonraki adımı düşünmemiz gerekiyor." dedi Felix.

"Tam olarak kaç kişiden bahsediyoruz ?" Dedim.

"Oldukça fazla, insanlar bizim bu fikirlerimizi duydukça bize hak veriyorlar.Bize katılıyorlar. Ama daha ilerlememiz gereken çok yol var.Bir kere bu anlattığım şeylerden tam olarak emin değiliz. Emin olduğumuzda harekete geçeceğiz." dedi Felix sandalyesinde geriye yaslanarak.

"Ama ben doğru olması için dua ediyorum..." diye ekledi. " bu yüzden kanıt bulmamız gerek, araştırmamız gerek. Eğer bulabilirsek, Harriot'ı kurtarabiliri, haksızlıklara son verebiliriz." demişti Felix elini masaya vurarak.Doğrusu konuşması beni etkilemişti.

"Siz çocuklar, toplantıda bize katılmalısınız üç gün sonra Woods kasabasına doğru yola çıkıyoruz."

"Geliriz..." dedim net bir şekilde.Abigail ve Peter şaşkınlıkla bana dönmüştü.

Felix'in dediklerinden etkilenmiştim, ve artık sürekli kaçmaktan yorulmuştum.Eğer bu adımımız hayatımızı rahatlatacaksa ben bu riske vardım...

*********

Merhabalaar,

Uzunca bir süre yazamamıştımm, ancak şimdi boş vakit oldu.Yeni bölüm sonunda geldi :D Vote ve yorumlar için teşekkürler, yeni bölümlerde de yorumlarınızı yazmayı unutmayın lütfen böylece hikayeyi daha güzelleştirebilirim.

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin