Bölüm 30: Eski Dost

1.3K 64 2
                                    

"Çiçekler gerçekten çok güzeller..."

"Onlara çok emek harcadım onlarda benim çocuklarım gibi oldu." Dedi Bayan Beth.

"Siz gerçekten çok iyi bir annesiniz, çocuklarınızı çok iyi yetiştirmişsiniz." dedim.

Bayan Beth içtenlikle gülümsedi.

"Benden çok babaları onları böyle yetiştirdi kızım." diyerek ellerimi avuçlarına aldı.

Evin arka bahçesinde oturuyorduk.Burayı harika bir çiçek bahçesine dönüştürmüştü.

Mermer bir bankta oturuyorduk.

Peter'ın evine geleli 3 gün olmuştu.Swen ve Peter tahta çitlerden hızla bahçeye girdiler.Kimseye görünmemeye çalışıyorlardı.Yanımıza yaklaştılar.

"Birşey bulabildiniz mi ?" dedim.

"Hayır, hiç iş yok! Zaten bizim köyümüz küçücük bir yer..." dedi Swen.

İş arıyorlardı.Peter'ın bir iş bulması gerekiyordu.

"Ariane, dinle..." diye derin bir nefes vererek konuşmaya başladı Peter, ciddi birşey söylemeye hazırlanıyordu.

"Kasabaya gidiyorum..."

"Ne ?! Orada nasıl saklanmayı planlıyorsun ?"

"İş bulmam gerek, hiç paramız yok! Paramız olsa ülkeden kaçabilirdik..."

Haklıydı.Hiçbirşey bedavayla olmuyor.

"Sadece bir günlüğüne..."

"Bende geliyorum!"

"Hayır kesinlikle olmaz !"

Bayan Beth ayağa fırlayıp tartışmamızı böldü.

"Hey ! tamam durun sakin olun...Peter kasabaya giderek nasıl bir iş bulmayı planlıyorsun?"

"Ne olursa anne, zaten burada daha fazla kalamayız, muhafızlar ve prens heryerde bizi arıyordur.Evimi aramayı akıllarna getirmişlerdir..."

Bir an bir sessizlik oldu.

"Bende geliyorum o kadar.." dedim hiddetle.Burada sonumu beklemeyecektim.

Peter derin bir nefes verdi.

"Tamam kalacak bir yerde bulmalıyız..."

Yüzüme gülümseme yayıldı.

Sabah gün ışırken yola çıktık.Peter bir at bulmuştu.Bende arkasına atlamıştım.

Harriot'a yaklaştığımızda Peter atı hemen yolun üstündeki bir tarlada serbest bıraktı.Artık ihtiyacımız olmayacaktı.

İkimizde kapşonlu bir pelerin takıyorduk.Yüzümüz gözükmüyordu.Aslına bakarsanız bizi kasabada köylüler tanıyamazlardı, çünkü ben daha önce tam anlamıyla halkın karşısına çıkmamıştım.Düğünde sadece küçük bir kısım görmüştü.Zaten Peter'ıda tanıyamazlardı.Ama risk almamak için yüzümüzü iyice kapatarak hızlı bir şekilde kasabanın sokaklarında ilerlemeye başladık.

Etrafta dolaşan bir sürü muhafız görüyordum.Kasabanın parke taşlı sokakları çok kalabalıktı.Pazar yerine ulaştığımızda durup etrafı incelemeye başladım.Duvarlarda hakkımızda ilanlar duruyordu.Üstümüze yüklü miktarda bir para ödülü konmuştu.

Peter pazar alanının tenha bir köşesine beni çekti.

"Sakın kıpırdama Ariane, hemen döneceğim.Belki pazar yerinde bir iş bulabilirim."

Başımı evet anlamında sallayıp Peter'ın kalabalığa karışmasını izledim.Duvara yaslandım.Ve sessizce durup etrafı incelemeye devam ettim.Umarım Peter'ın başına birşey gelmezdi.

Sonra meyve satan bir tezgahın önünde birini farkettim.

Uzun boyluydu.Bej rengi elbisesi bileklerinde bitiyordu.Kızıl saçları omuzlarının hemen altında uzanıyordu.

Abigail miydi? Umarım hayal görmüyordum.Üzerine yün eski bir şal almıştı.Yüzünü görmeliydim.Tezgahtan birkaç elma alıp benim olduğum tarafa doğru yürümeye başladı.Evet oydu.Yüzü çok solgundu.Gözlerinin altı şişmişti.Suratı asıktı.Kapşonumdan dolayı benim olduğumu anlamadan kalabalığın arasında yanımdan geçip gitti.

Peşinden ilerledim.Daha boş bir sokağa girdi.Ortalığın sakinleşmesiyle omzuna dokundum.Sonra bu yanlış bir fikirmiş gibi geldi.Ama artık geçti.Ani dokunmamla irkilerek arkasını döndü.

Soran gözlerle bana bakıyordu.

"Abigail ?" dedim kısık bir sesle.

"Sende kimsin ?"

Yüzüm kapalı olduğu için beni tanıyamıyordu.Kulağına eğildim.Biraz şaşırmıştı.

"Ben Ariane..."diye fısıldadım

Geri çekildiğimde yüzü olanlara anlam vermeye çalışıyordu.Eliyle yavaşça kapşonumu kaldırdı.Ve sonra şaşkınlıkla geri çekildi.

"Olamaz ?! Nasıl..."

"Şşt...Sessiz ol, buradayım işte."

Yüzüne heyecanlı bir gülümseme yayılınca içime bir rahatlık geldi.

Hemen birbirimize sarıldık.

"Seni çok özledim.Hadi gel sakin bir yer bulalım ve hemen bana olanları anlat!"

Kolumdan çekmeye çalıştı.

"Olmaz Peter'a söz verdim."

"Odamı burada?"

"Pazar yerinde iş arıyor..."

"Siz hemen bana geliyorsunuz, bu çok tehlikeli!"

"Peter'ı bulursak."

Tam da karşıdan geliyordu.Deliye dönmüş ve heyecanlanmıştı.Onu kapşonundan tanımıştım ki o da beni kapşonumdan tanımış olmalı sokağın ortasında beni görür görmez koluma yapışmıştı.

"Her yerde seni aradım, beni beklemen gerekiyordu..."

Abigail'ı farketti.Benimle aynı şaşkınlıkta konuşmaya başladı.

"Abigail ?"

"Merhaba!" dedi Abigail gülümseyerek.

"Siz ikiniz bana gelip neler olduğunu anlatıyorsunuz."dedi net bir şekilde Abigail...

****Bu bölüm biraz yarıda kesilmiş gibi olsu ama devamı gelicek tabiiki.

Öncelikleee vote'lar için gerçekten çok ama çok teşekkür ederim, okunma sayısıda artıı çok mutlu oldumm...

Ama bizim okul açılıyor önümüzdeki hafta :(((((( Yeni bölümlerin gelme aralığı biraz uzun sürebilir ama dediğim gibi devam ediyo hikayemiz merak etmeyin ;)) *******

Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin