AŞK - NEFRET

2.4K 73 0
                                    

Biz bu evden el ele çıkıyoruz. Biz bile demeye midem el vermese de, ne yaptığımı ve niye yaptığımı bilmeden yeniden onunla birlikte oluyorum. Beni parçalara ayırsa bile ondan uzak duramıyorum. Beynimde yenemediğim ihtimallerin kurbanı olurken, her geçen günüm farklı şeyleri kabullenmekte bitip gidiyor. Oysa ben her şeyi unutmak için Feyyaz'la olacak, işime devam edecek, hayata tutunacaktım. Koray olmasaydı. Lanet olsun ki var. Hala yanımda. Yanımda mı! Yanımda demek için gerçekten yanımda olduğunu hissetmem lazımdı. Ama ben bunu yapamıyorum. Saatin akşam 10:35'ini gösterdiğini arabanın radyo ekranında farkedince içimi bir kararsızlığa gömdüm, ona döndüm tekrar.

- " Sen bu karmaşayı yenene kadar sadece görüşücez. Hepsi bu. Ben hayatıma, işime devam etmek istiyorum. Hayatımda kimse olmasın buna zaten alıştım. Bu gece tekrar işe gidicem, yarın okula. Derslerime giricem, sınavlarıma. Yaşamaya devam edicem demek istediğim bu. Beni kendi hayatımdan uzaklaştırma başka bişey istemiyorum."

Gözlerini yoldan ayırmadan konuşmaya başladı.

- " Çalışmana gerek yok en azından. Hele öyle bi yerde."

- " Hayır. Buna burnunu sokma Koray."

- " Peki. O zaman yanında olucam hep."

- " Kahretsin tamam. Tamam." dedim sinirli bir ses tonuyla. Bir zaferi daha kazandığından mı yoksa beni sinir ettiği zaman hoşuna gittiğinden mi bilmiyorum ama, o sırıtmayı tekrar yaptı ve kafamı cama çevirdim. Yolu incelemeye devam ettim uzunca bi süre. Eve geldiğimizde içimdeki ürpertiyi durduramadım.

- " İçeri girmek istemiyorum. Bu eve adımımı atmam."

Gözlerini devirerek derin bi soluk aldı.

- " Senin şu triplerini çekecek güçte değilim. Sen bana o gece bu evde.."

- " Tecavüz ettim! Evet. Noldu Nur? Sana biçok şans tanıdım, elimden gelen ne varsa yaptım. Beni sevebilmen için. Sadece sevmen için. Ruh halim berbattı. Annemi de babamı da kaybettim. Yanımda sadece sen vardın. Ve yanımda olmana, bana ait olmana ihtiyacım vardı. Her zaman uzaklaştırdın kendinden, ittin beni. Gitmek istediğinde gözüm döndü işte. Ben böyle bi adamım. Adam olduğuma inanman için de milyonlarca sebebin var. Aç gözlerini artık. Hala yanındayım, hala seninleyim. Seni bi kenara atıp gitmedim. Yaptığım tek şey benim olmanı istemekti. Bu kadar net! Hala neden cezalandırıyosun beni?"

- " Yaptığının affedilecek bir yanı yok. Hiçbir sebep bunu bana açıklayıp kendini affettirecek kadar masum değil."

- " Yemin ediyorum, o gün geldiğinde ellerimi sen tutacaksın."

- " Yine büyük konuşmaya başladın."

- " Sayende. "

Arabayı tekrar çalıştırdı, çıktık evin bahçesinden. Yarım saatlik bir suskunluktan sonra sahilde durduk. İndi arabadan, fırsat vermeden kapıyı açıp kendimi dışarı attım. Tanıdık gelen tek şey, tekneydi. Uzaklaşmaya çalıştığımız tekne.

İçeri geçti, elini uzattı. Tuttum ve ben de geçtim tekneye. Üst kata çıkarak kahvaltı yaptığımız masaya oturduk. Yüzlerimiz birbirine dönüktü. Bakışlarını uzun süre çekmedi gözlerimden. Ben de çevirmedim. Bu anı düşünsem bile hayal edemezdim. Ustalıkta zafer kazanmış bir şeytanın bazen nasıl da masum bir meleğe dönüşebildiğini onda anlamıştım. Koray bu konuda bildiğim tek adamdı. İstediği şey olmadığında şeytan kadar tehlikeli, ve istediği zaman bir melek kadar masum.

Eliyle saçımı gözümün önünden çekip kulağımın arkasına kıstırdıktan sonra, yanağımı okşayarak dudaklarını araladı.

- " Artık yanımdasın, öyle mi?"

SUS VE ÖP!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin