ÇARESİZLİK

3.6K 111 1
                                    





Hava kararana kadar odada kaldım. Ağlamaktan gözlerim acımaya başlamıştı, elimin tersiyle sildim. Odanın tavana yakın köşesinde yuvarlak bir pencere vardı, sandalyeyi yatağa çıkardım, dikkatlice üzerine çıktım. Pencereye parmaklarım yetişmedi, ayak parmaklarımın ucuna ağırlığımı verdiğimde bir elim pencereye ulaştı. Kulbunu tutmak için çabaladım, dengemi kaybederek büyük bir gürültüyle yere düştüm. Gözlerim karardı.

Kapı aniden açıldı ve Koray hızlıca yanıma geldi,

- "Sen ne kadar aptal bi kızsın!"

Beni kucakladı, bağırdım.

- " Bırak beni! Bırak!"

İyice kavradı bacaklarımdan, bir eli sırtımda beni odadan çıkardı. Asansöre girdik, ellerimle yumruk atmaya başladım, öylece duruyodu.

" Allah'ın cezası, bırak beni!"

Üst kata çıktık, beni odasına götürdü. Girmek istemedim, tüm gücümle bağırmaya devam ettim.

" İmdat! Kurtarın beni!"

- " Sana bir lafı kaç kere söylemek lazım? Kapa şu çeneni!"

Banyoya girdik, duşakabinin kapısını kapattı ve indirdi kucağından beni. Suyu açtı, buz gibi su, titremeye başladım. Boynumdaki kan izini görünce tutamadım kendimi, hıçkırarak ağlamaya başladım. Elini yüzüme koydu, sonra başımı okşamaya başladı. Acı bir şey hissettim, bıçak saplanmış gibi. Elini başımdan çektiğinde kana bulandığını gördüm,

- "Umarım ölüp kurtulurum! Adi herif!"

- "Saçma sapan konuşma! Bana borcunu ödemeden defolup gidemezsin!"

- Ne borcu! Öldürürüm kendimi, yine de izin vermem!"

- " Şu kafanda saflığın yüzünden olan kanama senin beynini emmeye başlamış belli. Ya da beni tanımıyosun. Evet. Tanımıyosun da. Neler yapabileceğim hakkında en ufak bi halt bildiğin yok."

Elleriyle saçlarımı iyice ıslattı. Sırılsıklam olduk. Üstündeki gömleği çıkardı, gözlerimi fal taşı gibi açarak yüzüne baktım.

- "Kes şunu!"

Suyu kapattı ve gömleği başıma bastırdı. Tekrar kucakladı ve içeri geri döndük. Gözlerim kararmaya başlayınca, korktum.

- "Koray, iyi değilim, dur."

İsmiyle ciddi bir şekilde hitap ettiğim için afalladı, gömleği çekti, saçlarımı aralamaya başladı.

- "Ne gerek var kaçmaya çalışıyosun anlamıyorum? Kaçamayacağını bile bile!"

Gözlerimi kapattım.

"Nur! Aç şu gözlerini, saçmalama. Gören de ölüyosun sanacak."

Açamadım. Gerçekten gözlerimi açamıyordum.

Yataktan aceleyle kendini kaldırdığını hissettim.

- "Alo! Mehmet, bize geliyosun çabuk."

Ellerini tekrar başımda hissettim. Kafamın arkasına bir şey bastırdı daha sonra.

Çok geçmedi ve zil sesini duydum. Daha sonra ayak sesleri.

"Noldu Koray Bey?"

- "Düşmüş temizlik yaparken. Sandalyeyle yerde buldum."

"Bakalım hemen."

Bir el kafamı kaldırdı, saçlarım göğsüme döküldü.

- "Büyük bir şey değil. Korkmuş ve şok geçirmiş büyük ihtimal. Pansuman yapıp kapatıcam, dinlemesi için de iğne yapalım."

- " Ne kadar zaman alır iyileşmesi?"

Çok düşünürmüş gibi sanki.

- " Büyütülecek bir şey yok. En fazla 2 gün."

- "Güzel"

Aklında neler var acaba. Bu korku ve acı bana bir ömür yetecek gibi.

Bir iğne acısı. Kafamdaki uyuşukluk.

Daha fazla dayanamadım, direncim kalmamıştı, ağır ağır gözlerimi yumdum..

SUS VE ÖP!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin