OYUN BAŞLASIN..

2K 47 4
                                    

" Korkmuyorum artık." dedim, " Kaçmıyorum da. İstediğin gibi olmaya başlıyorum.."

Dudaklarımı, boynunda gezdirirken kurduğum cümlelerin farkında değildim.

- " Nur.."

- " Noldu Koray? Hazırım işte. İstediğin gibiyim."

- " Hayır. Değilsin."

Ellerini kalçama götürdüm, kendi ellerimle.. Evet, bu bir taktikti.

- " Hadi. İtmiyorum seni kendimden. Görmüyo musun? "

Bir adım kendimi geri çekerek, üstümdeki bluzu çıkardım. Öylece izledi, dikkatle. Ellerimi südyenimin kopçasına götürdüm,

- " Hayır. Yapma." dedi, kısık bir sesle.

Yatağa ittim göğsüne ellerimi bastırarak. Bir bacağımı vücudunun sağına atarak üzerine çıktım, yüzüne eğdim gövdemi. Gözlerimiz, dudaklarımızın arasında milim mesafe belki vardı, belki yok. Gömleğinin düğmelerini açmaya başladım, soğukkanlıydım evet.. Hissiz. Hızlıca nefes alıp vermeye başladığını, göğsünün bir tempoya tutulmuş gibi inip kalkması belli ediyordu. Sadece kaçırmadan gözlerini, beni izliyordu. Şaşkın, şaşırmış bir çift göz..

Kollarımdan tutarak indirdi gövdesinden, sırtım yatağa değdiği an eğdi yüzünü benim yüzüme doğru.

- " Bunu isteyerek yapmıyosun. İstemiyorum."

- " Neden? Tek derdimiz bu değil mi bizim? " dedim, " Artık daha yakın değil miyim sana? Bunu istemiyo muydun en başından beri? "

- " Oynuyosun benimle. Yapma bunu."

- " Hayır. İstediğini yapıyorum."

- " Ben bunu istemiyorum."

- " Artık ne istediğinin farkına var. Tamam mı? "

- " Bana bunu kendin istediğin için yapmanı istiyorum."

- " Yemek siparişi mi veriyosun sen? Biraz arzu, biraz şehvet ama biraz da bunları sen kendin iste Nur. Hı?"

- " Beni sakın sinirlendirmeye çalışma. Bana sakın ders verme uğraşına da girme. Bu yaptığın şeyden en son etkilenecek adamım ben. "

- " Bilmem mi. Sen en zor olansın. Oysa şu yaptıklarımı başka bir adama yapsam şuan çoktan.."

Eliyle ağzımı kapatarak cümleyi tamamlamama izin vermedi. Sinirleniyordu, evet. Ama artık umursamıyorum ki bunu. Ben kırılıp küsmeyi, uyumaya tercih eden biriyim. Uyurum daha iyi. Duygularımı yitireli çok oldu çünkü.

- " Seni bu konuda son kez uyarıyorum. İyi dinle." dedi, hızlıca nefeslerini salarken ciğerlerinden.. " Bir daha asla böyle basit cümleler kurma. Seni incitirim. "

- " Öyle mi? Ben senin incitmelerine çok alışkınım ama! Ben senin incitmelerinin izini hem boynumda, hem bacaklarımda, hem.. Kalbimde hissettim. Nolur, bi daha incit beni. Alışkınım artık öyle değil mi? "

Sustu bi süre. Sesini duymadım. Sadece güçlü nefesini yüzümde hissettim. Gözlerinde öfkeyi de, nefreti de hissettim. Ama işte.. İnsan bıkkınlık noktasına varınca, artık gerçekten umursamıyordu. Ve benim umrumda değildi. Ne öfkesi, ne korkusu.

- " Seni tekrar incitmemi gerçekten ister misin? Vermeye çalıştığın dersin sonucu bikaç morluk daha olsa, kaldırabilcek misin Nur? Sonra tekrar kendini mağlup yerine koyup benden geri mi çekeceksin.. Ne dersin? Aynı acıları tekrar mı yaşayalım? "

- " Ama bunları isteyen de sensin. Sana bu fırsatı kendi ellerimle sunuyorum hem bak. Hazırım diyorum Koray? Hadi, sevişmeyecek miyiz? "

Cevap vermedi, gözlerindeki öfkeyi yitirdiğini hissediyordum.

SUS VE ÖP!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin