İÇİMDEKİ MAVİ.

2.5K 68 0
                                    

Yanıma çekti sandalyesini. Oturdu. Ben şaşkınlıktan ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Koray az önce bana 'seni seviyorum' dedi. Bana!

Yüzüne bakamıyorum, neden utanıyorum ki? Neden kıpkırmızı olduğumu hissediyorum? Bunlar utanmak mı, korku mu? Bilmiyorum..

Eliyle saçlarımı tutup, yüzümü ona doğru çevirdi. Gözlerinin kahvesi gitti sandım. Bir çift iri siyah gözler. Sanki değişmiş. Günlerdir yanımda olan adam gitmiş, bir yabancı gelmiş sanki. Titremeye başlayınca iyice panik yaptım. Gözlerim yaşlanmaya başladı, her sinirlenişimde olduğu gibi. Nefret ediyorum!

- " Bi şey söylemicek misin?

- " Be- Ben? Ne söyliyim? Ne diyebilirim?"

- " Bir şey söylemek zorunda da değilsin ama. Ne hissettiğini bilmek istiyorum."

- " Korkuyorum."

- " Benden mi?"

- " Evet!"

- " Ben canavar değilim. Sana bunu söyledim. Ama yeri geldiğinde, kötü bi adam olabilirim Nur."

- " Yeri geldiğinde mi? İsteklerin karşılanmayınca mı mesela? Bu dünyada bir tek sen mi yaşıyosun? Senden başka kimsenin ne istediği önemli değil mi? Benim gibi! "

- " Benimle savaşma artık. Kendimi tutmakta zorlanıyorum."

- " Seninle savaşmıyorum ki. Senden korkuyorum. Hep korktum, her zaman korktum senden. İki üç gün iyi davrandın diye, neyim var neyim yoksa eteklerine sereceğimi mi sanıyosun? Hayır. "

- " Aslan gibi kükrüyosun hemen, bunu yapma. Görmüyo musun yaptıklarımı! Sana şiir okudum. Bunun ne kadar özel bir şey olduğunu bilmiyor musun? Gözlerinin içine baktım. Hayallerini kurdum. Senin peşinde sürükleniyorum. Hala anlamıyosun. Hala!"

- " Koray bir daha sakın beni kendi acılarımla vurma. Sakın."

- " Naparsın Nur? Ne yapabilirsin!"

- " Giderim. Bu kadar."

Bir kahkaha patlattı, kulağımın tam dibinde.

- " Hadi bi dene."

Gözlerine baktım, hemen çekmeden . Çatalı sofraya attım, sandalyeden kalktım. Ayakkabıları çıkardım, bıraktım masanın yanında. Hızlı adımlarla kapıya koşmaya başladım. Elimi kapı koluna atınca, açılmadı. Kapı kitliydi. Arkamı döndüğümde, Koray'ın bana simsiyah gözlerle yaklaştığını gördüm.

- " Koray!"

- " Bunu yapmamalıydın."

Üzerindeki gömleği iki eliyle tutup düğmelerini kopartarak yırttı. Çıkardı. Altında siyah bi pantolon, kemer.. Başka hiçbir şeyi yok. Göğsünden itmeye başladım. Fayda etmedi. Kapıya doğru çevirdi beni, arkama geçti. Ellerimi belime koyup, tuttu her ikisini de. Diğer eliyle çığlıklar atan sesimi kapatır gibi kapattı ağzımı. Boynumu öpmeye başladı. Hızlı nefeslerle, acıtarak. Ağlıyordum, umrunda bile değildi. Gözü dönmüş gibi. Beni hiç ama hiç umursamayan bir adamın gölgesinde yitip gideceğimi düşünmeye başlamıştım bile. Ben. Dünyada yapayalnız kalmış bir kız. Şuan kara bir çift gözün kendini kaybettiği boşlukta, çırpınmaktan başka hiçbir halta yaramıyorum. Boğuluyorum. Oysa dudaklarını kulağıma yaslamış, buzdan bir heykel gibi fısıldamıştı.

" Bu gece benimsin."

SUS VE ÖP!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin