"Haklısın. Bu şehir labirent gibi karmaşık ve çıkmaz sokaklarla dolu. Ama ben sende kayboldum Gece. Paramparça ruhunda... Göğüs kafesinin içinde yaralı bir kuş gibi çırpınan kalbinde..."
Gece...
Adı gibi renkleri soğuran kara gözlerin sahibi. Onarıl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç adamın haykırışları şehrin kasveti altında eziliyordu. Kollarının arasında kuş kadar kalan kızın düzensiz nefesleri ise zemherinin en soğuk gecesi kadar keskindi. Kızın dudaklarından, yarım kalan hayatı dökülüyordu usulca. Adamın yaralı ruhu bu azaba dayanamıyordu.
"Bunu bana yapma Esved," dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. "Yapma." Kadının gittikçe soluklaşan benzine bakarken onunla birlikte kanı çekiliyordu sanki. Var gücüyle koştu adam. Kucağındaki narin beden ve omuzundaki görünmez yük ayaklarının aksamasına neden oluyordu. Sitenin açıklığına geldiğinde ilerideki güvenlik kulübesine doğru seslendi. "Yardım edin." Sesi ne kadar gür çıktıysa artık, kulübedeki üç görevli de aynı anda dışarı fırlamıştı. Üçü de gördükleri şoke edici görüntü karşısında oldukları yerde kalakalmışlardı.
"Bakmayın öyle aval aval biriniz arabayı çalıştırın," dedikten sonra kucağındaki kızı tek eliyle destekleyip diğeriyle cebinden arabanın anahtarını çıkarıp ona doğru yaklaşmakta olan genç güvenlik görevlisine fırlattı.
Genç görevli anahtarı havada kapıp garaja koştu.
Adam zaman kaybetmeden çıkış kapısına yürüdü. O sırada ona yetişmeye çalışan yaşlı kadın nefes nefese konuştu.
"Merih Bey dikkatli olun onu inciteceksiniz." Kadının sözleri Merih'i bir anlığına durdurup düşünmeye sevk etti. Kızı hor bir şekilde tuttuğunu daha yeni fark ediyordu. O an ona verdiği azabı iliklerinde hissetti ve acıyla kavrulan bir katre düştü yanağına. Kollarındaki yaralı kuşun görünmez kanatlarını incitmemeye özen göstererek doğrulttu. Kızın dudaklarından bilinçsizce dökülen inilti Merih'i daha da zorladı. Yanına gelen kadına bakıp konuştu Merih.
"Siz burada kalın Halime Hanım. Eğer evden bir şey alınması gerekirse bunu yapacak biri olsun." Her ne kadar Halime Hanım kızın yanında olmak için can atıyor olsa da Merih'in isteğin kabul etmek zorunda kaldı.
Merih çıkış kapısının önüne geldiğinde ona şaşkınlıkla bakan meraklı gözleri görmezden gelip arabanın gelmesini bekledi. Çok beklemeden beyaz renkli SUV'i önlerinde durduğunda Halime Hanım vakit kaybetmeden kapıyı açtı. Merih incitmemeye özen göstererek baygın kızı arka koltuğa yerleştirdikten sonra koşarak diğer kapıdan arabaya yerleşip rahat etmesi için kızın başını dizlerine koydu.
"En yakın hastaneye gidiyoruz. Olabildiğince hızlı git. Hız ibresi geriye düşerse canına okurum senin," diye tehdit etti Merih direksiyonun başındaki adamı. Adam saniyesinde gaza basıp bildiği en yakın hastaneye doğru direksiyonu kırdı.
