-Bel Kemiği..
ÖNEMLİ:####### << bu şekilde ayrılan bölüm bir nevi tecavüz sahnesi. bu yüzden kaldıramazsanız atlamanızı tavsiye ederim.
Kris uyandığında yanındaki boşluğu hemen fark etmişti. Kafasını kaldırdı ve gözleri bal rengini aradı. Neredeydi bu çocuk ? Bir umut mutfaktadır diye düşünerek yataktan kalktı ve mutfağa doğru ilerledi. Ama maalesef yoktu. Kris gözlerinin sulandığını hissetti. Cidden her zaman böyle olmak zorunda mıydı ?
'Acaba onunla sevişmediğim için mi beni bırakıp gidiyor ?' diye düşündü kendi kendine. Ne kadar böyle düşünse de yapamazdı. Luhan'a dokunmaya kıyamıyordu. En son böyle bir terk ediliş yaşamasının üzerinden tam 4 ay geçmişti. Kris bu ayrılığın ardından her gün Luhan'ı aramıştı ama bir türlü bulamamıştı. Ve şans eseri dün onu görmüştü. Eğer Kyungsoo ona barda deliren biri olduğunu söylemeseydi belki hiç bulamazdı. Buldu da ne oldu sanki, yine onu bırakıp gitmişti.
Kris telefonun çalmasıyla kendine geldi. Nerde olduğunu bilmediği telefonunu aramaya koyuldu. Bulduğunda arayan numara baktı. Bu Tao'ydu. Biraz daha melodiyi dinledikten sonra telefonu açtı.
"Efendim Tao?"
"Kris! Nerdesin bebeğim? Herkes toplantı odasında ve senin gelmeni bekliyor"
"Biraz daha beklemelerini sağla, geliyorum" Telefonu kapattı ve yatak odasına ilerledi. Dolabından bir takım elbise çıkarttı ve giydi. Mavi takım tamamen yüzünü ortaya çıkarıyordu. Ve gözleri de ona eşlik ediyordu. Elleriyle saçlarını düzeltti ve çantasını alıp evden çıktı.
#######
Luhan yataktaki kadının üzerindeyken son vuruşlarını yapmaya hazırlanıyordu. Kadın sürekli çığlık atıyordu ve bu Luhan'ı çileden çıkartmak üzereydi. Lanet kadın! Kadına tokat atarak zevkle inlemesini sağlıyordu. Ama kadın hala küfür ederek çığlık atıyordu.
"Lanet olsun Jongin. Bu kadın beni delirtiyor. Şunun ağzına bir şey tıka!" Luhan bağırdı.
Jongin elindeki kamerayı fazla sallamamaya çalışarak masanın üzerindeki peçeteyi kadının ağzına tıkadı. Artık sadece uğultular geliyordu. Luhan kadının göğüslerini kavradı ve sıktı. Tırnaklarını kadının kalçalarına geçirerek son hamlesini yaptı ve boşaldı..
"Sıra sende dostum." gülerek söyledi Luhan. Jongin'de gülümsedi. odada tek gülmeyen kadındı. Aslında kadın olduğunu söylemeye bile bin şahit gerekti. Bu kız en fazla 17-18 gözüküyordu.
luhan hızla penisini dışarı çekti ve arkadaşına yer verdi. jongin kameranın açısını ayarlayarak masanın üzerine koydu ve kızın üzerindeki yerini aldı. o sırada kızın bacaklarından süzülen kanı gördü.
"lanet olsun! sen bakire misin?!" jongin korkuyla karışık sinirle sordu. kız ağlamaya başlamıştı bile. jongin dönüp luhan'a baktı. ama onun umrunda gibi durmuyordu.
"sadece devam et jongin. şu haline bak. penisin ağzına değecek neredeyse." luhan söyledi. ve jongin kafa salladı. luhan ne derse hep onu yapardı zaten. yapmak zorundaydı.
kız kıpırdanmaya başlayınca luhan kıza bir tokat attı ve susmasını söyledi. kız ise korkudan debelenmeyi bırakmıştı bile çoktan. jongin penisini tuttu ve kurumaya yüz tutmuş kanlı deliğe konumlandırdı. ve haber vermeden içeri itti. kız bir kez daha canlı bir çığlık atmıştı. ama kimse onu duymadı. jongin kendinden geçmiş bir halde vurmaya devam ederken luhan kızın göğüslerine oturdu ve sertleşmeye başlamış penisi kızın ağzına konumlandırdı. o arada kızın tükürükleri ile ıslanmış peçete de çoktan bir köşeye fırlatılmıştı. kız korkuyla gözlerini büyüttü ve kafasını sola çevirdi. luhan kıza burnunun kanamasında yetecek sertlikte bir tokat daha attı ve penisini kızın ağzının derinliklerine gönderdi.
#######
kris iki saattir toplantıdaydı. ve bitmesi için dua ediyordu. bu yetmiyormuş gibi birde tao masanın altından kris'i taciz ediyordu. toplantı biter bitmez kris masadan kalktı ve kendi odasına doğru yola koyuldu.
tao tarafından takip edildiğinin farkında değildi. odaya girer girmez soğuk duvara itildi. tao kris'i duvara sabitledi ve ona sürtünmeye başladı. kris onu itti ve masaya doğru ilerledi. masanın üzerindeki telefonunu kavradı ve gelen aramalara baktı. açık söylemek gerekirse luhan'ın onu arayıp özür dilemesini beklemişti.ama yoktu. bir mesaj bile yoktu. tao kris'in elindeki telefona uzandı ve alıp masaya fırlattı. ardından kris'i öpmeye başladı.
"beni özlemedin mi wufan~" tao söyledi. kris gerçek isminin bu dudaklardan cıktığını duyunca delirdi. tao'yu hızla yere itti ve düşmesini sağladı. ardından yerde ona şaşkınca bakan çocuğu boğazından kavradı.
"BANA.SAKIN.BİR DAHA.ÖYLE.SEDLENME!" her kelimeyi vurgulamıştı. tao korkudan kafasını sağladı ve yaşların gözlerinden akmasına izin verdi. kris diğerini yere tekrar itti ve evin yolunu tuttu.
odasına girdiğinde akşam luhan'ın yattığı tarafa uzandı. ve onun yastığını kucakladı. kokusu bile durmamıştı yatakta. kokusu bile terk etmişti kris'i.
kris gözlerinin dolduğunu hissetti. ve bu sefer yaşların akmasına izin verdi.
........
luhan soğuk sokakta dolaşırken yıldızların aydınlattığı gökyüzünü inceliyordu. geceyi ve karanlığı seviyordu. cebinden sigarasını çıkarttı ve çakmağı çaktı. ve derin bir nefes aldı. dumanın ciğerlerini yakmasını hissetti. bu his tarif edilemezdi. elinde sigarayla bara doğru ilerlemeye devam etti. nihayet kapıya geldiğinde durdu ve son nefesini aldı. ardından elindeki izmarite baktı. elinde döndürdü. bir orasına bir burasına bakıp durdu. ardından sol kolunu kaldırdı ve izmariti bileğine doğru yaklaştırdı. ve yavaşça bileğine bastırdı. bu gerçekten canını yakıyordu ama aynı zamanda midesindeki sancıyı sevmişti. izmariti biraz daha bastırdı ve ardından bileğinden uzaklaştırıp yere attıktan sonra üzerine basıp söndürdü. ve bara girdi. bu geçen sefer geldiği bardı. gözleri şişik dudaklı garsonu aradı. çocuk görüş alanına girince durdu ve önündeki tabureye oturdu. çocuk lunan'ı görünce zaten büyük olan gözlerini daha da büyüttü.
"hey! merhaba dostum." luhan gülerek seslendi. çocuk irkildi ve kekeleyerek selamladı.
"umarım dün seni çok korkutmamışımdır." luhan konuştu. çocuk ise kafasını sağa sola sallamakla yetindi. bu luhan'ı daha çok güldürmüştü. ardından sesli bir kahkaha atınca çocuk korktu ve barın diğer tatafına geçerek çocuğu omuzlarından kavradı. yeni bir kriz daha geçirmesini istemiyordu. luhan önce şaşırdı ardından çocuğun ne yaptığını anladı ve kulağına fısıldadı.
"beni bir odaya götür dostum" çocuğun gözleri yeniden irileşti ama emre uyarak onu bodruma indirmeye başladı. o arada kris'e çocuğun tekrar bara geldiğini haber veren bir mesaj da atmıstı.
nihayet odaya girdiklerinde luhan çocuğun iri dudaklarını kendi dudakları ile birleştirdi. çocuk iyice şaşırdı ve karşısındaki sarışını kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. taki luhan onun hassas noktasına dokunana kadar. luhan çocuğun tişörtünün altından bel kemiğine iki parmağını bastırınca şişik dudaklı yüksek sesle inlemişti. luhan doğru noktayı bulduğunu anlayınca çocuğun omzuna bastırdı ve dizlerinin üzerine çökmesini sağladı.
çocuk ne yapması gerektiğini anladı ve utanarak diğerinin pantolonunu bacaklarından indirdi. çocuk karşısına çıkan penisin ucuna bir öpücük bıraktı ve kıkırdadı. ve biraz sonra tamamını olmasa da yarısını ağzına almıştı. luhan sıcaklığı hissettikçe kendini diğerinin ağzına daha çok ittirdi. boşalacağını anladığında çocuğa hızlanmasını söyledi ve o sırada kapı hızla aralandı.
"LUHAN?!"