Bölüm 4

1.8K 92 3
                                    

-Küçük öpücük 

Luhan ismini duyunca irkildi ve kafasını çevirip kapıya baktı. ardından da önündeki çocuğa. çocuk da kris'i görünce korkmuş olacak ki oturduğu yerden kalkarak ağzını koluyla silip sulu gözlerle ona bakmaya başladı. çocuk ani bir hızla gidip kris'e açıklama yapmaya başladı. ama kris'in gördüğü tek şey luhan'dı.

"yukarı çık kyungsoo." kris sert sesi ile söyledi. çocuk ağlayarak odadan çıkınca kris luhan'ına yaklaştı. 

"neden yapıyorsun bunu luhan? neden canımı bu kadar yakıyorsun? söyle bana! ben seni benim sevebileceğimden bile daha fazla sevmekten başka ne yaptım ha?! SÖYLE BANA!" sesi sonlara doğru yükseldi ve konuşmasının ardından yanındaki tahta sandalyeyi duvara fırlatarak gürültüyle kırılmasını sağladı. luhan ise boş gözlerle uzun olanı izliyordu sadece. kris kısa olanın bacaklarındaki pantolonu tek hamlede yukarı çekti ve düğmeleri ilikleyip fermuarı çekti. 

"sana beni sevmemeni söyledim." konuşan bu sefer luhan'dı. 

"bunu söylerken ciddi olmadığın çok açık. çünkü bunun benim elimde olmadığını biliyorsun." 

"ben sadece beni sevmemen gerektiğini biliyorum." kris luhan'ın gözlerine bakıyordu. gözleri o kadar soğuk bakıyordu ki kris bu soğuklukla ürperdiğini hissetti. hızla luhan' ın elini kavradı ve sol göğsünün üzerine yerleştirdi. 

"aynı şeyleri onun için de söyleyebilir misin?" kris sulu gözlerle sordu. açıkça belli oluyordu ki ağlamamak için kendiyle mücadele veriyordu.

"aptal kalbinle ilgilenmiyorum kris. benden uzak dur!" 

"yapamam! kendine zarar vermene izin veremem! luhan.. en azından bana nerede yaşadığını söyle."

"beni kim kabul ederse onun yanında kalıyorum." 

"ne demek oluyor bu?" 

"şu demek oluyor. sıcak bir ev karşılığında insanlarla yatıyorum. eğer şanslıysam para da alabilirim." 

"benimle kal" kris soru sorar gibi söylemişti. ama bunu gerçekten istiyordu. bu yüzden hayır dese bile ısrar edecekti. ve birden dank etti. birileriyle yatmak?!? 

"istemiyorum." 

"luhan-"

"istemiyorum dedim!" 

"luhan sana evimi açıyorum. ve para da veririm. ne kadar istersen. sadece benimle birlikte yaşa." 

"sen benimle bedava bile sevişmedin. çünkü benden iğreniyorsun." son cümlesini o kadar kısık sesle söylemişti ki kendi bile zor işitmişti. ama kris'in kulağında yankılanıyordu cümle.

ÇÜNKÜ BENDEN İĞRENİYORSUN.

bunu nasıl söyleyebilirdi. ona olan sevgisini kendi bile ölçemezken ondan iğrendiğini nasıl söyleyebilirdi. kris luhan'ın kollarını kavradı ve kendi beline sardı. kendi elleri ise kısa olanın yanaklarını kavramıştı. luhan direkt kris'in gözlerine bakıyordu. yavaşça kapanan gözlere. ardından o da sımsıkı yumdu gözlerini. ve dudaklarına değen dudakları hissetmeye odaklandı. kris avuçlarındaki yanakları okşarken bir yandan da luhan'ın üst dudağını kendi dudaklarıyla kapladı ve sıcaklığı hissetmesine izin verdi. 

luhan'ın dili kris'in dudaklarını ıslattığında sarı saçlı ne yapması gerektiğini anladı ve yavaşca dudaklarını araladı. luhan'ın pürüzlü dili yirmilik dişlerine sürttüğünde kris ufak bir inleme kaçırmıştı. luhan ise sadece kıkırdadı ve elleri kris'in tişörtünün derinliklerine doğru yola koyuldu. kris sesli bir şekilde dudaklarını geri çekince luhan yumduğu gözlerini açtı ve şaşkınca diğerine baktı. hemen sonra uzun olanı ensesinden yakaladı ve öpüşmeyi kaldıkları yerden devam ettirdi. ama eski öpüşmeden eser yoktu. daha sert. daha ihtişamlı. öyleki sesler odanın içinde yankılanıyordu. 

luhan kris'in tişörtünü kavradı ve tek hareketle omuzlarından çıkardı. ve dudaklarını kris'inkilerden ayırıp uçları sertleşmiş göğüslere yerleştirdi. dudaklarıyla ağzından kaymasın diye tutarken diliyle ucuna sürtünüyordu. kris nefes almadığını anlayınca derin bir hava soludu ciğerlerine. luhan bu işi gerçekten iyi biliyordu.

birden kris güneyinde bir hareketlenme hissetti. ve bakışlarını oraya yönlendirdi. luhan incecik parmaklarıyla düğmelerle cebelleşiyordu. kris diğerinin ellerini ittirdi ve tek hamlede pantolonunu bacaklarından çıkarttı. 

luhan kıkırdadı ve elleri boyunu unuttuğu uzunluğa dolandı. kris bu dokunuşla titredi. luhan birden dizlerinin üzerine çöktü ve aynı hızla penisi ağzına aldı. kris bu ani hareketle en tiz sesiyle çığlığı basmıştı. 

luhan dişlerini uzunluğa sürttü ve uzun olandan bir inleme daha kaptı. luhan onu ağzından çıkarttı ve bir kere daha aldı. bu işi tekrarlarken bir yandan da tıraklarını penisin sahibinin kalçalarına bastırıyordu. 

biraz sonra penis seğirmeye başlayınca luhan onu ağzından çıkarttı ve parmağını ucuna bastırdı. 

"kabul ediyorum. ama bazı şartlarım var kris." luhan söylerken kris'in gözleri parladı. ve kafa salladı. luhan kris'in kabul ettiğini görünce uzunluğu yeniden ağzına aldı ve içine çekerek boşalmasını sağladı. 

"şartlarım şunlar," luhan konuşurken kris sırıtarak pantolonunu ve tişörtünü giyiyordu. 

"ilk olarak ; ben ne zaman istersem sevişecegiz. nerede ne kadar ve nasıl olduğuna karışmayacaksın. ikinicisi; istediğimi yapacağım. yani bundan önce nasılsa sonrasında da öyle olacak." 

"ama-" 

"aması yok. ve son olacak üçüncüsü; geceleri benimle uyuyacaksın." ve kris'in sırıtmasına sebep olan o madde döküldü luhan'ın pembe dudaklarından. nasıl hayır diyebilirdi ki? evet. evet. evet. sonsuza kadar evet.

" tamam. öyle olsun. kabul." kris mutluluğunu belli etmeyerek konuştu. ve sonra uzanıp luhan'ın elini kavradı ve onu bardan dışarı çıkarttı. 

--------

kris neredeyse on dakikadır telefonla konuşuyordu. 

"sana bitti dedim zitao. uzatma artık." ve telefonu kapattı. tao'yu seviyordu. ama asla luhan gibi değil. ve şimdi yeniden luhan'a kavuşmuşken tao'yu düşünmüyordu bile. odasından çıktı ve mutfakta yemek yiyen çocuğun yanına gitti. karşısına oturdu ve sırıtarak suratına bakmaya başladı.

"suratımda birşey mi var?" luhan bakışlardan rahatsız olmuştu. 

"hayır hayır. hiçbir şey yok. " kris gülümsemeye devam ederken söyledi. luhan omuz silkti ve son lokmasını da ağzına atıp masadan kalktı. 

"uyumaya gidiyorum" kris kafa salladı ve dolabı açıp içinden bir şişe su alıp masaya geri döndü. o sırada luhan yumuşak yatağa girmişti bile. 

kris'le yaşayacaktı demek. bu kadar cesareti var mıydı gerçekten? hergün onun suratına bakarak uyanabilecek miydi? her sabah onun kıravatının takımına uyup uymadığını sormasına karşılık gülüp güzel olanı söyleyebilecek miydi? kris piyano çalarken ona şarkıyla eşlik edebilecek miydi? korku filmi izlediklerinde kris hıçkırıklarını duymasın diye sürekli su içebilecek miydi? ve o kadar suyun ardından sabaha kadar tuvaletten çıkmadan durabilecek miydi? kris'e her baktığında ona daha fazla aşık olabilecek miydi? yoksa her zaman yaptığı gibi onu bırakıp gidecek miydi? 

düşünceleri belini saran bir çift kolla bölünmüştü. ve ardından yanağına konan küçük bir öpücük.

RECOVERYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin