22.Bölüm-utanmak ve kai mı?
"KALK ARTIK LANET OLASI!!" Luhan diğerinin kucağında zıplarken kalkması için de bağırıyordu.kış uykusuna yatmış bir ay gibiydi. yaşadığına sair herhangi belirti yoktu. lanet adam! Luhan yumruğunu Wufan'ın sol göğsüne yapıştırdığına Wufan ciğerlerini yuttuğunu sandı.
"AGHHKKK! ne yapıyorsun Lu?!"
"iki saattir uyanman için yapmadığım maymunluk kalmadı. insan sevgilim beni öperek uyandırsın diye ölüp ölüp dirilir benim sevgilim, kendisini becersem ruhu duymayacak!"
Wufan duyduklarıyla bir gülme krizi geçirirken Luhan dik bakışlarıyla uzun olanı adeta delip geçiyordu.
"2 gün sonra evleneceğiz ama senin umrunda bile değil!" Luhan sinirle ofladığında Wufan onu belinden kavradı ve kucağına oturttu.
"Sakin ol hayatım. herşey hazır."
"ne demek herşey hazır? ve bu evlilik işi? yasal bile değil lanet olsun!"
"biliyorum. bu yüzden LA'e uçuyoruz. şey, bu gece..."
"bu gece mi?!" Luhan sinirle bağırdığı sırada aklına annesi ve Jongin geldi. ona söyledikleri affedilemezdi. ama... ama sinirlerini birinden çıkartması gerekiyordu. bunun için kendisini suclayamazdı.
"bugün ne yapmayı planlıyorsun?" diye sordu Luhan. çünkü bugün geride bıraktığı herkesi ziyaret etmek ve bu mutlu gününe davet etmek istiyordu.
"da aylıklarını zı almaya gideceğim. sonrasında ise boşum. neden?" soru soran bakışlarla kısa boyluya baktığında onu öpmek istedi. ve isteğini tabiki yerine getirdi.
Luhan memnuniyetle öpücüğü kabul ederek dudaklarını pempe dudaklara bastırdı. [erkeklerde kırmızı dudak çok olanaksız. genelde uzun bir opusmenin ardından dudakları kızarır. doğal rengi kırmızı olan erkek dudağı görmedim :/]
Wufan geri çekildiğinde Luhan da kendini çekti ve elini saçlarına atıp posurttu. "duş almak gerek." Luhan hızla yataktan kalktı ve banyoya girip kapıyı her ihtimale karşı kilitledi. düğününden iki gün önce ve uzun bir yolculuğa çıkmadan hemen önce ikinci bir sex istemiyordu.
===============
Suho çalan kapı ile irkildi. yattığı yataktan doğrulmak istediği sırada kalçasındaki ani sızı ile cırladı ve kalktığı yere geri döndü.
"Joon ne oldu?" Kai gözlerini işaret parmakları ile ovalarken sordu.
"Kalçam.. Kalçam yanıyor Kai. kalkıp kapıya sen bakamaz mısın?"
Kai kafasını salladı ve diğerinin dudaklarına masum bir öpücük bırakıp yataktan kalktı ve saatine baktıktan sonra kapıya doğru yürüdü.
'11.20' bu saatte Kai'ın evine kim gelirdi ki? Kai koridorda ilerlerken son anda beline geçirdiği eşofman altının ipini bağladı ve kapının kulpunu indirip kendine doğru çekti.
"Luhan?" su içmek için zar zor gittiği mutfakta duyduğu isimle elindeki bardağı yere düşüren Suho kendine itaat etmeyen bacaklarını zorla hareket ettirdi ve koridorun ucundan dış kapıya baktı.
Kai kafasını döndürüp Suho'ya baktığında ne görmüştü Suho o gözlerde? hüzün?
"burada ne işin var?" dedi Kai en sert ses tonuyla.
"özür dilemek için geldim Jongin.." Luhan hala arkadaki çocuğa bakıyorken cevapladı.
"ne o? Wufan piçi seni yeniden mi terk etti?!" Luhan'ım duyduklarıyla gözleri genişlerken Kai'ı gerçekten üzdüğünü anlamıştı.
"ben asla onu terk etmem." dedi girişe yaklaşan uzun siluet.
"ne ironi ama." Kai tısladı ve soru soran gözlerle karşısındaki çifte baktı.
"bak Luhan. onu neden buraya getirdin bilmiyorum ve biliyor musun bilmek de istemiyorum. onu görüyor musun? artık o var." dedi Kai parmağıyla arkada ağlayacak gibi duran çocuğu işaret edip.
"senin için çok mutluyum Jongin. sana değer veren birini bulacağına emindim." Luhan ileri atılıp kendinden biraz daha uzun olan çocuğa sarıldı.
Luhan geri çekildiğinde Wufan'ın elini kavradı ve parmaklarını iç içe geçirdikten sonra yeniden Kai'a döndü.
"biz evleneceğiz Jongin. ve benim şahidim olman en doğrusu. tek yakınım sensin." Luhan'ın kurduğu cümlelerle iç organlarının söküldüğünü hissetti Kai. o Suho'yu seviyordu buna emindi ama. ama neden Luhan'ın evleneceği gerçeği onu bu kadar yıpratmıştı ki?
Suho kalbindeki histen güç aldı ve üzerindeki tişörtü umursamadan -sadece tişört varken umursaması gerekirdi ama bu konu daha önemliydi- üçlünün yanına ilerledi. ve boğuluyormuş gibi görünen sevgilisinin elini tuttu. parmakları kenetlenirlen parmak uçlarında yükseldi ve boşta kalan eli ile uzun olanı kendine çekip dudaklarını birleştirdi.
biraz sonra dudaklar birbirinden ayrılırken Suho Jongin'in kulağına fısıldadı. "her zaman yanındayım. kalbimin sahibi.."
Kai'ın duyduğu cümle daha doğrusu duyduğu kelime ile gözleri hiç olmadığı kadar irileşti.
Luhan el çantasından çıkarttığı görkemli zarfı Kai'a uzatırken gülümsedi. "umarım siz de mutluluğu bulursunuz. bizim bulduğumuz gibi." kurduğu cümleden sonra arkasına dönüp gelecekteki eşine gülümsedi. karşılı beklemeden gelmişti bile.
Kai zarfı açtıktan sonra yazıyı okudu. ve sonra isimleri. en son yer ve zamana baktığında- "LOS ANGELES MI?! 20 AĞUSTOS MU?! ŞU İKİ GÜN SONRA OLAN 20 AĞUSTOS MU?!" Kai endişe ile bağırırken Suho onun bu haline kıkırdamıştı. ardından da Suho'nun bu haline Luhan kıkırdamıştı.
"ben Luhan." dedi Luhan en mükemmel gülümsemesinin ardından.
"bende Joonmyeon, sonunda tanıştığım ve böyle tanıştığım için memnun oldum." dedi ve kendisine uzatılan eli memnuniyetle kabul edip hafif sıkarak havada salladı.
"ve bu da davetiyemizde yazdığı üzere Wufan. kendisi gelecekteki eşim oluyor." dedi kıkırmasının eşliğinde Luhan sevgilisi de onun bu hareketine kıkırdamıştı.
"bu akşam ucacağız Jongin. sana hazırlanman için 12 saat veriyorum. ve sevgilini getirmeyi unutma." Luhan güldü ve ikisini de selamladıktan sonra sevgilisinin elini yeniden tutarak arabalarına doğru ilerledi. arkasında kızaran iki surat bırakarak.