-BODY-BODY
y.n: body-body iki vücudun çıplak birşekilde kaygan herhangi madde ile yağlanmasının ardından birbirlerine sürtünmesiyle yapılan bir masaj çeşitidir.
İlk uyanan kris olmuştu. hep ilk uyanan o olmuştu zaten. hala uyumakta olan çocuğun yüzünü incelemeye başladı. bal saçları darmadağındı. ve ağzı yarı açıktı. derin nefes sesleri odayı dolduruyordu. ve arada kirpikleri hareket ediyordu. kris bu hareketi çok iyi biliyordu. diğeri ne zaman uyanmaya yakın olsa kirpikleri titrer ve sonra sağa sola dönerdi. kris beşten geriye doğru saymaya başladı. 5. 4. 3. ve işte! luhan kıpırdanmaya başladı. kris sessizce kıkırdadı ve diğerinin uyanmasını bekledi.
luhan gözlerini araladığında gülen bir çift göz ile karşılaştı.
"yine erken uyanmışsın. sanırım bu huyundan asla vazgeçmeyeceksin." luhan uykulu sesiyle söylediğinde kris yine gülmüştü.
"sabah uyandığımda seni izlemeyi seviyorum" kris söylediğinde luhan kızardığını hissetmişti. ve kafasını diğer tarafa çevirdi. kris diğerinin bu hareketine daha fazla güldü ve onu ezmemeye dikkat ederek üzerinden geçip diğer tarafa uzandı.
"YAH!!" luhan bağırdı ve tekrar döndü. kris yine ve yeniden güldü ve yine diğer çocuğun döndüğü tarafa yerleşti. luhan ofladı ve yattığı yerden doğrularak oturur pozisyonu aldı.
"bugün haftasonu" kris sırıtarak söyledi.
"yani?" luhan anlamayarak sordu.
"nasıl yani? diyorum ki yani... sen ve ben... bugün... belki... birlikte... birşeyler... yapabiliriz." kris çekinerek söyledi.
"maalesef. bugün olmaz." luhan kısaca cevapladı ve banyoya doğru yol aldı.
kris kalbinin ağırlaştığını hissetti. o yeniden lulu'su ile vakit geçirmek istiyordu. yataktan kalktı ve hızlı adımlarla banyoya gitti. kapıyı tıklatmadan içeri girdi. luhan çoktan soyunmuştu ve küvete su dolduruyordu. kris arkası dönük çocuğa sarıldı. kafasını boynuna yasladı ve kısa olanın boynuna soğuk dudaklarını sürttü.
"ama ben birlikte vakit geçiririz diye düşünmüştüm" nefesi bal saçlının boynunu yalamıştı.
"fazla düşünmüşsün" luhan boynundaki dudakları hissetmemeye çalışarak cevap verdi. kris ise duyduklarına iyice şaşırdı ve diğerinin önüne geçerek kollarını kavradı.
"ben ciddiyim luhan!"
"ben şaka yapıyor gibi mi duruyorum wufan?"
"hayır ama-"
"aması yok. konuşma bitti. şimdi izninle banyo yapacağım."
"en azından şuan yanında olmama izin ver." kris acınası sesiyle konuştuğunda luhan sadece kafa salladı. ve diğerinin karşısına oturmasını izledi.
şimdi dizleri birbirlerine değiyordu. luhan yavaşca suyun içine girdi. kris ise sadece izliyordu. luhan bir süre sudan çıkmayınca uzun olan endişelendi ve bal saçları kavrayıp yukarı çekti.
"delirdin mi sen?!"
"2 dakika 10 saniye"
"bu da ne?"
"ben suya daldıktan ve sen endişeden ölmeden beni geri çıkartmadan önce geçen süre."
"nasıl yani??" kris sordu.
"yanisi şu-" luhan sözünü kesti ve diğerini omuzlarından çekip dudaklarını birleştirdi. kris yavaşça diğerinin üzerine uzandı ve öpüşmeyi bölmeden onun saçlarını kavradı. luhan kris'in dudaklarını araladı ve dilini ön dişlerine sürttü. kris kendinden geçerek inledi ve daha fazlasını istedi. luhan güldü ve ikisinin arasında ince bir salya bırakacak yavaşlıkta diğerinden ayrıldı. ve ardından alnını diğerinin alnına yasladı.
"sana aşığım luhan." kris günlerdir, aylardır, yıllardır düşündüğü cümleyi sonunda söylemişti işte.
luhan ise derin nefesler alıyor ve gülümsüyordu. sonra sudan çıktı ve askıdaki havluyu alıp beline sardıktan sonra banyodan çıkıp yatak odasına doğru ilerledi. kapı girişindeyken yatakta oturan bir beden gördü. ve orada olduğunu belli etmek istercesine öksürdü. yataktaki dönüp luhan'a baktı. sert kızgın kırgın ve nefret dolu bakışlarla. biraz sonra luhan'ın ardında çıplak bir kris belirdi ve yatakta oturan kişi kızgınlığını ve nefretini gizlemeye çalışmadan oturduğu yerden hızla kalktı ve ikiliye yaklaştı.
"demek beni bunun için terkettin kris ha öyle mi?" siyah saçlı çocuk parmağıyla luhan'ı gösterirken sordu. kris tao'yu görünce afalladı ama hemen toparlayıp diğerini kolundan yakalayıp dışarı sürüklemeye başladı.
"hemen çık dışarı huang zi tao! ve sakın bir daha geleyim deme!" kris çocuğu sırtından iterek evden attı. ardından koşarak yatak odasına geri döndü.
luhan öylece ayakta dikiliyordu. kris ona yaklaştı ve açıklama yapmaya çalıştı. ama luhan işaret parmağını hayava kaldırıp onu susturdu.
-------
luhan evden gideli dört saat olmuştu bile. kris endişelenmeye başladı. meraktan kafayı yiyecekti. luhan'ın tekrar kendisini terk etmesinden korkuyordu. ve luhan'ın numarasını telefonuna kaydetmediği için kendine lanet ediyordu.
saat neredeyse akşam sekiz olmuştu. ama luhan hala yoktu. kafayı yemek üzereydi. ve daha fazla dayanamadı kris. ceketini aldı ve evden çıkmak için kapıyı açtı.
luhan tam zile basacakken kapı açılınca ufak bir panik yaşadı. ardından karşısındaki sarışına gülümseyerek baktı.
"l-lu han?" kris kekeledi.
"beni içeri almayacak mısın?" luhan gülümsemeye devam ederken sordu. kris hemen geri çekildi ve diğerinin geçmesine izin verdi.
"bir yere mi gidiyorsun?" luhan kris'in elindeki ceketi görünce sordu.
"h-hayır gitmiyorum"
"beni merak ettin öyle değil mi?" luhan gülerek söyledi. cevabı beklemeden mutfağa ilerledi. elindeki poşetleri açtı ve içindeki çikolata soslarını masanın üzerine sıraladı. tam yedi tane çikolata sosu vardı. ardından luhan dilimlenmiş muz paketini de masaya yerleştirdi. ve diğerine gülümseyerek üzerındekileri yavaşça çıkartmaya başladı.
luhan tamamen çıplak kaldığında diğerininde soyunmasını istedi. ve kris emri hemen yerine getirdi.
luhan masaya uzandı ve soslardan birinin kapağını açtı. şişeyi kafasına dayadı ve birazını ağzına sıktı sonra diliyle şişenin ucunda kalan sosu da yaladı. elinde sosla kris'e ilerledi ve şişenin tamamını uzun olanın süt beyazı boynuna boşalttı. kris soğukla ürktü ama diğerine izin verdi. ardından luhan aynı işlemi kendine de uyguladı ve masadaki muzlara uzandı. bir tanesini kris'in göğsüne koydu ve yavaşça aşagı kaymasını izledi. ardından sırıttı ve "hazırız!" diye bağırdı.
"ne için hazırız" kris endişeyle sordu.
"body-body zamanı için!"