Keyifli okumalar 😉
Ağaç yaşken eğilir, sözü ne kadar doğru. Bir insanın -ki bu yaşça küçük olanları- eğer önünde yaşanan şeyleri bilmiyorsa yada duyup ne anlama geldiğini, bunu kendi de tekrarlar.
Ama Ecem'in abisinin yaptığını yapmasında ki sebep biraz da bendim. Çünkü Emir'e sinirlenip Ecem'e yanlış şeyler söyledim. Ve o da söylediğim yanlış şeyi yaptı.
Kızdığı çocuğu dudağından öptü. Ah aptal ben!
Onun üstünden bir hafta geçti. Ecem'e bir daha böyle yapmaması için uyardım. Her ne kadar sürekli sebep sorsa da en sonunda tehdit edince kabul etmişti.
Ecem 23 Nisan da giyilecek kıyafetlerin hepsini kendi almak yani tüm arkadaşlarına almak istiyordu. Bunun için para almaya beni göndermişti Ecem. Normalde hayatta yapmayacağım o şeyi yaptım.
Aslında birazda yapmamda ki amaç Ecem'in böyle istediğini söylemekti. Ama beni sinirlendirince söylemekten vazgeçtim. Artık kredi kartına gelen ekstreyi görünce ne yapacak merak ediyorum.
Ecem'i de almam diyerek tehdit edip ikna etmiştim. Başka türlü her kendini kızdıranı öpecek gibi bir hali vardı. Ve bunu istemem.
"Sevda nerelerdesin kız sen?" deyip kolumu dürtükleyen Derin ile o ana geri dönerken kaşlarımı kaldırdım.
"Buradayım Derin, ne oldu?"
"Senin beden buradaydı, kafa başka yerlerdeydi."
"Yok be öyle bir şey." deyip çorbanın altını kapattım.
"Ee yemek için ne zaman hazırlanacaksın?" dediğinde üstüme baktım.
"Derin sen iyi misin? Her zaman ki gibi bir yemek yiyeceğiz evde, ne hazırlanması?" Derin tam da o an alnıma şak diye avucunu vurdu.
"Yavrum bu akşam Emir ile birlikte yemeğe çıkacaksınız ya! Hani Yahya Bey ve eşiyle." Ve tam da o an dank etti kafama! Lanet olsun doğru ya bu akşam yemek yenecekti.
"Lanet olsun ya!" deyip yere bağdaş kurarak oturdum. Ama ben gitmek istemiyorum ki!
"Aa bak birde yerde oturuyor! Kalksana kız. Gel bi şeyler bulalım sana!"
"Ben vazgeçtim ya! Gitmeyeceğim!" dediğim sırada mutfağa Emir girdi.
"Sanırım ben yanlış duydum değil mi? Aksi halde sen neden vazgeçtim diyesin ki?!" diyerek adeta kükredi. O an bir kaç saniye boyunca gözlerimi kırpıştırarak bakakaldım. Ardından yerimden fırladığım gibi Emir'in karşısına geçtim.
"Doğru duydun Emir. Vazgeçtim. Gitmiyorum!" deyip mutfaktan çıkıp odama gitmek için yukarı çıktım. Yatağa uzandıktan tam on dakika sonra içeri Derin girdi. Sonra mı? Sonrası yok...
***
"Yaşamak istemiyorum!"
"Kapa çeneni!"
"Ya öldürün beni de bitsin bu eziyet!"
"Az kaldı işte niye böyle yapıyorsun?" diyen Derin ile ona döndüm. Ama bakışlarım sert olacak ki, yutkunarak bir kaç adım geri gitti. Ardından yaptığı şeyi farkedince kaşlarını çatarak geri geldi.
"Kız bakma bana öyle! Valla ürküyorum çoğu zaman!"
"Ya Derin valla ağlayacağım neredeyse! Lütfen bırak ya gitmek istemiyorum! Bırakalım ne bok yerse yesin o gerizekalı patr..." Derin sadistti. Bunu bugün öğrenmiştim. Hem de bana acı çektirirken. Kız bacağıma ağda yaparken resmen her acı dolu çığlığım da, zevkle gülümsemesinden anlamak zor değildi. Tabi kesinlikle, bi dakika bile zorla kapatılan çenemi durdurmanın tek yolunun bu olmasından falan değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Alev
ChickLitHayat onunla dalga geçti, o da hayatla. Her defasında uzatılan çelmeye takıldı ve yere düşüp dizlerini kanattı. Yine de yılmadı. Kalktı ayağa. Bazen kendi kendine bazen ise arkadaşının yardımıyla. Çoğu zaman temizledi kanayan yarasını genelde ise a...