Keyifli okumalar 😉
Her zaman sorunlarla büyüdüm. Normal bir yaşantım olmadı. Üvey aile, yetimhane, girdiğim iş, orada yaşanan yıllarım ve kazanıp, kaybettiklerim...
Hiç bir zaman gerçek ailemi aramak istemedim. Beni bırakırken düşünmemişler, ben neden şimdi bunu yapayım? dedim kendi kendime. Kendimce haklıydım ve bunun için kimse beni yargılayıp suçlayamazdı.
Ama hiç bir zaman bir yalan yüzünden bunları düşündüğümü bilemedim. Allah aşkına, kimin aklına iki kızın arasından en şanssız olarak beni seçtiklerini nasıl düşünebilirim ki? Daha doğrusu kimin aklına gelir ki?
Hatta biri bunları yaşayacağımı söylese bu deli ne diyor der bir doktora görünmesini tavsiye ederdim.
Şimdi ise bir AVM'nin kafe bölümünde oturmuş Levlâ'nın çağırdığı arkadaşlarını bekliyorduk. Oldukça gergindim. Tuhaf şekilde her zaman dışlanacak gibi hissediyorum. Yada kimseyi tanımadığım için önyargılı davranıyorum.
Gerginliğim deli edercesine artarken soğuk terler dökmeye başladım. Of!
"Bizim kızlarla tanıştıracağım seni, hepsini çağırdım. Hem özlem giderme hem de tanışma olacak." dediğinde tedirginliğim biraz daha kendini belli etti. Yine de kafamı sallayarak onayladı.
"İyi misin?" diye sorarken elimi tuttu.
"Sadece beni kabullenecekler mi, bilmediğim için gerginim." diyerek alnımdan akan bir damla teri sildim.
"Ben sana su alıp geleyim. Sende derin derin nefes al." deyip ayağa kalktı ve benimkinin aynısı olan eteğinin kırışmış yerini düzelterek uzaklaştı.
Alışveriş mağazasından iki hafta önce aldığımız aynı eteği, aynı gömleği alıp giyinmiştik. Birbirimize o kadar çok benziyorduk ki, bu şekilde klonlanmış iki robota benziyoruz.
Arkadaşları ne düşünecek ne söyleyecek bilmiyorum. Bunları düşündükçe de gerginlik sağolsun sınırlarını zorluyordu.
Akşam hastaneden aramışlardı ve bize kardeş olduğumuz ile ilgili sonucu söyleyip test sonucunu göndermişlerdi.
O an hayatım boyunca yapmadığım kadar stres yapmış ve iki hafta boyunca Levlâ'nın kardeşim olduğuna biraz daha inanmıştım. Test sonucu eğer tahminlerimiz dışında çıksaydı ne hissederdim bilmiyorum.
"Kaçak!" diyerek birden önüme atlayan bir kız ile düşüncelerimden hızla uzaklaştırıldım.
"Sonunda geldin! Ama ben iki dakika su alıp geliyorum!" diyen başka bir kız da yanağıma hızla öpücük koyup Levlâ'nın gittiği yerden doğru gitmeye başladı.
Giden kızın arkasından üç kız oturduğum masanın etrafına otururken birinin İlayda olduğunu görünce bu kızların Levlâ'nın arkadaşı olduğunu anlamak zor olmadı. Beni Levlâ sanmış olmaları da öyle.
"E anlat bakalım kaçak! Nasılsın?" diye soran kıza döndüm ve gülümsedim.
"İyiyim, ya sen?" Anında o adını bilmediğim, Levlâ'nın arkadaşı olan kız da bana gülümseyip cevap verirken, İlayda'ya döndüm. Bana kim olduğumu anlamaya çalışarak bakıyordu.
Onunla ilgili gerçeği kimseye söyleyemedim. Neden, niye, bilmiyorum ama Can'ın kardeşi Cem araştırırken bana hiç bi şey sormamış olması da söylemem ile ilgili hiç yardımcı olmamıştı. Zaten İlayda beni tanımıyordu.
Diğer kızlarla genel olan bir muhabbete girerken benim Levlâ olmadığımı bu nedenle anlamamışlardı. Bu muhabbette gerginliğimi geçirmişti. Levlâ geri geldiğinde verecekleri tepkiyi acayip merak ediyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Alev
ChickLitHayat onunla dalga geçti, o da hayatla. Her defasında uzatılan çelmeye takıldı ve yere düşüp dizlerini kanattı. Yine de yılmadı. Kalktı ayağa. Bazen kendi kendine bazen ise arkadaşının yardımıyla. Çoğu zaman temizledi kanayan yarasını genelde ise a...