Finale son 2 bölüm...
Keyifli okumalar 😉
Hayat daima beni üzdü. Mutsuz oldum. Beş dakika güldüysem iki gün ağladım. Mutlu olacağım her an bir şeyler oldu ve ben mutsuz oldum.
Peki ya şimdi?
Levlâ birden hayatıma girdi. Öylece birden bire ve aniden. Habersizce, bir peri kızı gibi geldi ve sihirli değneği ile hayatımı güzelleştirdi.
Yıllarca tanımadığım ailem, aşık olduğum adam ve yıllarca yanında olup büyüttüğüm Ecem. Ablam gibi olan Derin ve ailesi. Şimdi hepsi yanımda, yakınımda. Ve bunların her biri güzel bir rüya gibi. Tek eksik vardı. Giden, Sinan...
"Bugün benim en mutlu günüm. İki kızımın da nişanlarını aynı gün kesmekten mutluluk duyuyorum." dediğinde babam, Levlâ ile ikimiz babamın boynuna sarıldık. Ardından babam kırmızı kurdeleleri kesti, konukların alkışları eşliğinde.
"Ben şimdi bu iki güzel kızdan hangisiyle dans etsem acaba?" diyen abim ile birlikte gözümden yaş aktı.
"Ben ilk Sevda ile dans edeceğim, sonra eş değiştiririz." dedi babam.
"Tamam o halde önceliği Levlâ'ya veriyorum. Ama ben Sevda ile dans etmeden sen de dans edemezsin Emir Bey!"
"Tabi ki" diyen Emir ile babam elimden tutup piste çekti. Emir ise benimle, Can da Levlâ ile dans etmek için sıra bekliyordu.
"Benim için hem çok mutlu ve güzel hem de zor bir gün. Çok geç geldin hayatımıza. Seni büyük bi yalanla çaldılar ve gittiler. Sonra geri geldin. Ama aradan yıllar geçmişti.
Ne yaşadın, ne yedin, içtin, giydin, bilmiyorum bile. Nerede nasıl yaşadın bilmiyorum. İlk adımında, ilk kelimende yanında olamadım. Bu hakkı benden aldılar.
Düştüğünde dizin kanadı, belki aşık olduğun zaman ağladın, derslerin kötüydü yada bir soruda takılıp kaldın, hiç birinde yanında olup yardımcı olamadım. Yanında olma hakkını ikimizden de aldılar.
Sen uzakta bırakıldığını düşünüp acı çekerken, biz burada öldüğünü sandığımız için o acıyı çektik. Belki üstünden yıllar geçti, ama asla unutmadık seni."
Babam konuştukça benden izinsiz akan yaşlarıma dudaklarımdan kaçan hıçkırık eşlik etti. Ah baba, yaşadıklarımı çektiklerimi tam olarak bilsen, belki de ölmüş olmamı isterdin. Kim bilir.
"Ağlama meleğim benim. Ağla diye demedim. Bil istedim. Hem er yada geç olsa da kavuştuk ya. Buna da şükür. Ya hiç kavuşamasaydık."
"Haklısın babam." dediğim sırada eğilip alnımdan öptü.
"Ne olursa olsun, seni üzerse gel bana söyle. Eskiden üzüldüğünde kafanı yaslayıp ağlayacak bir baba omuzu ve üzeni dövecek bir baban yanında yoktu. Ama artık var. Yılların acısını çıkarmak istercesine faiziyle döverim." dediğinde ağlarken güldüm.
"Hadi şimdi birazda ikizinle dans edeyim. Sende abinle."
"Tamam baba." dediğim sırada elini belime koydu ve birlikte abimle Levlâ'nın yanına ilerledik.
"Güzel gözlerinden yaşlar akıtırsa gözlerini çıkarırım onun!"
Abim yanına vardığımızda Levlâ'yı koruma içgüdüsü ile uyarırken babam direkt olarak araya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Alev
ChickLitHayat onunla dalga geçti, o da hayatla. Her defasında uzatılan çelmeye takıldı ve yere düşüp dizlerini kanattı. Yine de yılmadı. Kalktı ayağa. Bazen kendi kendine bazen ise arkadaşının yardımıyla. Çoğu zaman temizledi kanayan yarasını genelde ise a...