37.bõlūm ~ Özür/Erken

779 51 8
                                    

Finale son 3 bölüm...

Keyifli okumalar 😉

"Konuşmamız lazım."

Sadece iki kelimeydi beni peşinden sürükleyen. İtirazsız arkasından gelmeme sebep olan. Gözlerim denize bakarken, o bana bakıyordu. Anlamak zor değildi.

Kalbim deli gibi çarpıyordu. Buna rağmen dıştan normal bir ifade ile durmak ise oldukça zordu. Yine de başardım. Sessizce homurdanarak denize doğru dönmesi bunu gösteriyordu.

Bir an önce konuşmasını istiyordum. Ne diyecekse, ne olacaksa olsun. Sustuğu her an, zaman beni deli ederken ifadesiz halim kendini istemediğim bir ifadeye bırakacak.

"Eğer konuşmayacaksan, ben gidiyorum." diyerek ayağa kalktım ve ilerlemeye başladım.

Aslında gelip durduracağını biliyorum ama konuşmasını hızlandırmak için yapacağım başka bir şey yoktu. Yani mecburdum.

"Nereye gidiyorsun hemen?" diyerek kolumu tuttuğunda ona doğru döndüm.

"Beni bekleyen ve merak eden bir ailem var Emir. Sen konuşana kadar akşam olacak gibi. Ama onları o kadar bekletemem."

"Biliyorum. Sadece..." deyip bir süre sustuğunda sinirle nefes alıp verdim.

"Sadece ne?"

"Nerden, nasıl baslayacağımı bilmiyorum." dediğinde telefonumu elime aldım ve Levlâ'ya merak etmemesiyle ilgili bir mesaj gönderip cebime koydum. Anlaşılan burada işim uzun sürecek.

"Bilmiyorsan konuya bodoslama dal."

"Gül ikimize de yalan söylemiş." diyerek dediğimi yaptığında rahat bir nefes aldım. Ama dediğini idrak etmemle gözlerimi büyüttüm.

"Herşeyi ya hemen anlatırsın, yada giderim."

"Tamam. Anlatıyorum." deyip boğazını temizledi ve az önce kalktığımız banka oturdu. Bende ilerleyip yanına oturdum. "O gün, bana gideceğini söylediğin günün sabahıydı. Çok erken bir saatte ulaştı bana. Senin sevgilin olduğunu söyledi."

"Ve sende inandın."

"Hayır, inanmadım. Bana bu defa da yakında işten ayrılmak istediğini söylediğinde görürsün, dedi. Ve sende o gün gelip benden işte ayrılmak istediğini söyledin."

"Ama Gül bana,"

"Biliyorum neler söylediğini. Öğrendim."

"Ne yani yalan mıydı o da?"

"Evet yalandı."

"Barışmış olmanızda mı?"

"Evet." dediğinde sinirle ellerimi saçımdan geçirdim.

"Yüzük vardı parmağında!"

"Ayrıldığımız zaman ben değil o aldı yüzükleri. Ayrıca sen benim parmağımda gördün mü yüzük?"

"Hayır." diye mırıldandım.

Yeşil Alev Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin