Şarkı ile okumanızı öneriyorum :)
Önce koşa koşa Delibaş girdi bahçe kapısından.
Ardından elinde bavuluyla, boynunda künyesiyle Kadir girdi evinin bahçesine.
Delibaş'ın aylardır suskunluğunun ardından böyle havlaması tuhaf geldi Ayten Hanıma.
Yanındaki kızları Şeyda ve Feyza'yla birbirlerine baktıkları esnada, küçük oğlu Serdar'ın sesi doldu evin içine.
"Abim, Anaaaa oğlun geldi!"
Serdar, kardeşine sarılırken Ayten hanımın dizlerinin bağı çözüldü. Aylardır ne içtiği belliydi, ne uyuduğu belliydi. Gelini Ünzile Kaynanasının koluna girerken, Kadir kapıda görüldü.
Dizlerinin üzerine çöken Annesine sarıldığında, Ayten hanımın gözyaşları askerinin omuzunu ıslattı.
Oğlunun yüzünü öpüyor, kokusunu içine çekiyor, gerçek olduğuna inanmak istercesine gözlerini kırpıştırıyor tekrar tekrar sarılıyordu.
"Oğlum, Kadir'um, geldun mi kınali kuzum?"
Kadir, elleriyle Annesinin göz yaşlarını sildi.
"Anam ağlama, geldim da. Hasretluk bitti."
Ben sana kavuştum ana, Askerliğim bitti. Sevdama hasretliğim bitmiyor Anne, her şey sona eriyor ama o ermiyor be Anam.
Ben geldim Anne, kalbi düğüm düğüm, nefesi ateş oğlun geldi.
Ardından kız kardeşleriyle sarıldı. Kardeşi Serdar sevdiği Ünzile'siyle, Kadir Askerden izne geldiğinde nişanlanmıştı. Düğünleri için Kadir'in Askerden gelmesini beklemişlerdi.
Kadir, Ünzile'yi çok severdi.
Küçük bir çocukken bile Serdar'ı rahat bırakmaz, "Benimle evlensene sen, mısır ekmeği yaparım sana" diyerek uğraşırdı. Ta ki, büyüyüp o sözleri etmeye utanacağı yaşa kadar.
Serdar bir gece abisine gelip anlatmıştı meramını. (Derdini)
Sonra Kadir Babasıyla Annesiyle konuşup, kendisinin evlilik düşünmediğini Askere gideceğini söylemiş, ardından askerliğini yapmış olan kardeşi Serdar'a Ünzile'yi almak istediğini belirtmişti.
Ayten hanım, Dursun bey oğulları askere gidecek diye içleri burkulsa da, Serdar için münasip bakmışlardı. Ayten Hanımda Ünzile'yi beğenir, gelin olarak oğluna düşünürdü.
Ünzile ailesiyle beraber kahvaltıya gelmişlerdi ki, Kadir çıkıp gelmişti. Annesinden zorla kopup, Babasının elini öpen Kadir, sıkı sıkı sarıldı babasına.
"Teskereni gördük yavrum, Düğününü de görmek nasip olsun."
"Amin, Babam."
Şeyda ve Feyza abilerini ortalarına alıp oturduklarında Kadir ikisine de sıkı sıkı sarıldı.
Bu iki güzelliğin o tatlı dillerini çok özlemişti.
Feyza tam 18'inde Şeyda 22'sinde genç kızlardı. Serdar 25 Kadir'se 28 yaşındaydı.
Ayten hanım iki oğlu da askerliğini yaptığı için bu akşam rahat bir uyku uyuyacaktı.
Misafirleri müsaade isteyerek ayrıldıklarında, akşama kadar üç kadın Kadir'e bir şeyler yedirme peşindelerdi. En son noktayı Feyza koyuyordu.
"Anne, abim orada aç mı kalmış. Zayıflamış be Abim."
Sözünü tamamlamasıyla ağlayarak abisine sarılması bir olmuştu.
Çok duygusaldı Feyza, hele konu abisi Kadir olunca başka bir ruh haline bürünüyordu.
Şeyda araya girip, Feyza'yı kolundan dürtükledi.
"Feyza kendine gel da, abim yeni geldi askerden o gada da olsun ha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdalarun Sevdasi
Tiểu Thuyết Chung"Gazanfer, Sevda dediğin öyle uyanayınca seni görmek istiyorum diye söylenen cümlelerin arkasında gizlenen duygu değildir." Ellinin tersini dizine dokunup, sanki sevdasının saçlarını okşar gibi okşadı. "Nereye baksan gördüğün hep o olur. Özlersin...
