💫11~Ayrilan Kavuşmaz mi?💫

2K 250 79
                                    

Medyadaki şarkıyı yıldız işareti olan kısımda muhakkak açın, çok başka hissedeceksiniz.

Radyodan açtığı şarkıya eşlik ederken yüzündeki tebessümü, hatta kahkahalarını saklamak zorunda değildi Ayşe.

Hastaneden ayrıldıktan sonra, arabasına binerek evinin yoluna koyulmuştu.
Radyonun sesini açarak tam anlamıyla bağıra bağıra şarkı söylemeye devam etti.

"Seni sevduğum gibi sevemedum kimseyi,
Sana benzetiyorum güzel olan herşeyi."

Kadir'le aynı hastanede çalışıyor olmak, arafta kalmak gibiydi.
Mutlu olmakla, korkmak arasında gidip gelmek gibi. Ama Ayşe bunca yılın ardından daha fazla korkmak istemiyordu.

Köyün yoluna girdiğinde, arabasını her gün bıraktığı yere bırakarak yoluna yürüyerek devam etti.
Ellerindeki poşetlerini köyün girişinde ikizi alırken, yol boyu birbirlerine laf atarak evlerine gittiler.

Evlerine köy evi denemezdi. Babası Ali Bey evi baştan yaptıralı çok olmamıştı.

Ayşe'den büyük bir abisi vardı, Kemal. İkizi Sibel, iki küçük kardeşi Hanife ve Havva ile beş kardeştiler.

Tek erkek olan Kemal, Ali beyin sözde gururuydu. Bir baltaya sap olmak nasip olmamış olan Karadeniz erkeklerinden birisiydi.

Babası Dedesi asla tembel insanlar değillerdi ama abisi onlara çekmemişti.
Hele Dedesi Temel beyin çalışkanlığını herkes bilir takdir ederdi gençliğinden beri.

Uzun yıllar öncesinde abisini ziyaret etmeye gittiklerinde Trafik kazası geçirmiş, eşiyle gittiği Adapazarı'ndan tek başına dönmek zorunda kalmıştı Temel bey. Döndüğündeyse oğluna Annesine ne olduğunu anlatmakta oldukça zorlanmıştı.

Tek evladı olan Ali ve annesiyle yaşarken, bir dediğini iki etmemişlerdi. Onun içindir ki, Ali Bey babasından gördüğünü kendi oğluna yapmıştı.

Ama bir farkı vardı, Temel bey torunlarına aynı eşit muameleyi yaparken, Ali Bey oğluna farklı muamele yapıyordu.

Ayşe, diğer kızlar bunun farkındaydı ama şükrediyorlardı.
Köylerinde bir tanıdıkları vardı, Şükran Hanım. Kadının kocası erkek çocuğu istiyordu ısrarla.

Tam dokuz tane kız çocuğu vardı, dördünü ikiz olarak doğurmuştu. Onuncu çocuğuna hamileydi, köyün büyükleri kocasına ne söylerse söylesinler laf anlatamamışlardı. Kadının doğum masasında ölecek olmasından korkuyorlardı.

Ayşe, her hastaneye gelişinde yüreği ağzına gelirdi ama hamilelik süreçlerini kolaylaştırmaya çalışmaktan başka elinden gelen bir şey olmuyordu. Zaten son doğumuna denk gelmişti, birde şu an devam eden hamilelik dönemine.

Sibel ile beraber aldığı poşetlerden bir kaçını o kadının, Şükran'ın evine bırakarak kendi evlerine çıktılar.

****Eşikten içeriye girerken Annesi Pakize Hanım elinden poşetleri alarak, "Hoşgeldun kizum" dediğinde annesinin yanaklarından öperek kapının içindeki terliklerini giyerek üzerindeki ceketini çıkardı Ayşe.

"Nasılsın Anne, tansiyonun çıktımı gün içerisinde?"

"Bende bole uşak varken tansiyon çıkmasunda ne etsun?"

Pakize Hanım, mutfağa geçerken Ayşe peşinden geçti annesinin. Annesinin sırdaşıydı Ayşe, her derdini dinlerdi.
Mutfak masasına oturan annesine kahve teklif edince, cezveyi çıkarttı.

"Anne, sıkma canını, her şey olacağına varacak."

Ocağın başında kahveyi karıştırırken Sibel buzdolabına bir şeyler yerleştiriyordu.

Sevdalarun SevdasiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin