💫4~Ayşe'm, Affet.💫

3.3K 304 99
                                    

 "Selamün Aleyküm Fadime Teyze."

"Aleyküm selam delikanli Teyze nedur, sen benum ahiretluğumun torunisun. Benum da torumsun da, nene diyecesun."

Kadir, silahını temizleyen Fadime Nenenin uzattığı elini öpüp karşısındaki koltuğa oturdu.

Bu Karadeniz'in delikanlı kadını Fadime Neneyi çok iyi tanırdı. Çocukluğu bu kapının önünde geçmişti.
Harbiye Nenenin peşine takılıp onunla gelirdi bu evin kapısına, uzun zaman çocuk oyunlarıyla oyalanmış, sonra bir gün Fadime neneden silah kullanmayı öğrenmişti.
Çok mermi yakmışlardı beraber.

"Fadime Nene, nasılsın iyi misun?"

Fadime nene çemberinin önünü açıp amansız sıcağın verdiği bunalmış havayı atmaya çalıştı.

"Pirak bulari, ne diyecesan de, işum gücüm var da!"

Fadime nene huysuzdu, huyu bir tek Harbiye neneye uğrardı.
Kadir, bunu bildiği için direkt konuya girdi.

"Fadime nene, ben senin İsmet'i nerede bulurum."

Fadime nene başını öne doğru eğip çakmak çakmak olan gözlerini Kadir'in üzerine dikti.

"Ula! Sen silah kullanmaa ondan eyi biluysun. İsmet'i niçün sordun, leş mi serecesun benum köyüme? Var isa bir puşt deni baa, ben eldureyim. İsmet'da olsa, ben var iken köyümden kimseye benum izin namem olmadan, silah kalkmaz!"

Kadir, oturduğu yerden kalkıp Fadime nenenin yanına gidip yanındaki yelpazeyle yel yaptı.

"Uyy Nenem, sen ne diysun, benum ne işim olur ole şeylerle? Ben birini soracağum ona, onun için sorayrum da, deni baa. Torunundan esirgemezsun heral da!"

Fadime nene kaşları çatık vaziyette birkaç saniye Kadir'i süzdü. Sonra cevap verdi.

"Senden başkasi olsa demem bilesun. O gardaşun Serdar bile gelsa yok demem."

Kadir Fadime nenenin ellerini öpüp aldığı adresi aklına kazıyarak çıktı hanesinden.
Adrese gitmek için arabasına bindiğinde çalan telefonuna yanıt verdi.

"Efendim Derman"

"Abi, nasılsın? Uygun musun?"

"Buyur Derman, uygunum."

Derman, Kadir'in askerden arkadaşıydı. Aynı dönemde askerlik yapmışlardı. Şimdi çok acil bir yardımı için İstanbul'a çağırıyordu. Askerde söz vermişti Derman'a, başı sıkışırsa çalacağın ilk kapın ben olayım demişti. Şimdi gitmeyecek olsa, büyük ayıp edecekti.

Mecburi olarak istikametini İstanbul'a çevirecekti.
Burada olan işleri için en erken dönebileceği tarihe ertelemek zorunda kalacaktı.

Derman, kolay kolay onu çağıracak bir adam değildi.

💫💫💫

"Abi, aşağı yirmağa inmiş iduk, bir gelduk yoksun, gitmişsun İstanbul'lara. İnsan der ki araba boşturi habu kızlarida alayım, bir İstanbul görsünler."

Kadir, kulağındaki telefona kulaklık takıp cebine sıkıştırarak sigarasını yaktı.

"Feyza, güzelum darlamada beni. Serdar kalksa gelsa İstanbul'a acep açabilurmiydun o muncurlaruni?"

"Abi, Serdar abim, Ünzile ablayı bırakup köyden çıkmay, sen İstnabul diysun, güldürma beni!"

Kadir, sessiz sakin bir ah çekti içinden.
Derman olmasa, acaba Kadir'i oradan kim çıkartabilirdi ki?

Sigarasından bir nefes alıp, küçük ve hiç büyümeyen kardeşi Feyza'ya son kelimelerini sarf etti.

"Feyza, benum şimdi kapatmam gerek. Öpiyrum seni, Delibaş'a benim en yakın zamanda döneceğimi söyle."

Sevdalarun SevdasiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin