Geceleri sabah olmuyordu Kadir'in uzun yıllardır.
Ama bu gece uyumayışının sebebi çok başkaydı, aklındaki Ayşe değildi.
Aklında Feyza, yanında Ayşe vardı.
Odasına gelen nazlanan Ayşe'sini yollamamıştı Kadir.
Tekli koltuğa oturtup ayakkabılarını çıkarmış, başının altına bir yastık verip, üzerine de pike örtüp uyumasını söylemişti.
Ayşe ya bu, Kadir'den gelen şefkate, sevgi tohumuna hiç tutunmaz mı?
Sorgusuz dediğini yapıp gözlerini kapatmıştı, uyumazsa anlatacağı çok şey olabilirdi.
Kadir, ışığını kapatıp odasından çıkarken nöbetçi diğer doktorun Merve olduğunu öğrenince, yanına giderek haber verdi.
Sabahın ilk ışıklarına kadar hastanenin bahçesinde oturup, peşi sıra sigara yakmış, türkü mırıldanmıştı.
Aslında merak ettiği bir şey vardı, Ayşe.
Uyurken onu izlemek Kadir için büyük nimet olurdu. Aklından geçen fikrin ardından başını iki yana doğru sallayarak mırıldandı kendi kendine.
"Uyuyana bakılmaz oğlum, için gider, gözün değer nazar edersin. Bebek gibi uyur o şimdi."
Cebindeki anahtarı kontrol edip sigarasını söndürdükten sonra arabasını çalıştırıp köye doğru yola çıkarken, Feyza'yı aradı.
Birkaç telefon cevapsız çağrıya düşerken, üçüncü arayışında telefon açıldı.
Feyza ekrana bakmadan telefonu açınca, uykulu uykulu mırıldandı.
"Ne oldi mübareğun evladi sabah sabah!"
Kadir, direksiyondaki elini sıkarken sesini düz tutmaya çalıştı.
"Hazırlan mübarek gardaşum benum, geliyrum seni almağa. Bugün abi gardaş habole bi karşulukli kahvaltı edelum hayde!"
Feyza iki gözünü aynı anda açıp, bakışları tavanı kucaklarken tek elini alnına vurdu.
"Feyza sen şimdi sıçtun!"
Yatağından çıkıp lavaboya giderken aklından türlü türlü şeyler geçiyordu.
Abdest alırken son namazımı da kılsam acaba şehadete yürür müyüm? Diye geçirdi içinden.
Havluyla yüzünü kurularken, saçlarındaki kırmızı tokayı gördü, küçüklüğünde de böyle bir tokası vardı Kadir abisi almıştı ona.
Acaba kırmızı renk şal mı taksam, belki tokayı anımsatır da bebekliğime gideriz anılara boğulur beni unutur diye düşünürken, duraksadı.
"Ben neden bu kadar telaş yapıyorum?"
Aynada kendine bakıp gözlerini kırpıştırıp kendisiyle konuştu.
"Kızım İsmet amcayla konuşmayacaksın ki, Mehmet'i bilen bir o var. Daha doğrusu seni bilen bir o var. Abin başka bir şey konuşacaktır ne işi var bu paniğin senin üzerinde kendine gel!"
Lavabodan çıkıp, odasına geçtiğinde yatağını topladı.
Lila renginde düz bir elbise çıkartıp ince beyaz bir kemer takarak giyindi.
Krem rengi şalını takarken telefonu çaldı. Ekranda çıkan ismi görünce bekletmeden açtı.
"Efendum İllegal yarum!"
Mehmet Feyza'nın sesini duyunca keyiflense de, söyleyeceklerinden sonra olayın seyrinin değişeceğinden emindi.
"Mimoza çiçeğum benum, ben seni derenin arka yolina bir lema görsem mi?"
Feyza şalının baş kısmına iğne takarken, kaşlarını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdalarun Sevdasi
Genel Kurgu"Gazanfer, Sevda dediğin öyle uyanayınca seni görmek istiyorum diye söylenen cümlelerin arkasında gizlenen duygu değildir." Ellinin tersini dizine dokunup, sanki sevdasının saçlarını okşar gibi okşadı. "Nereye baksan gördüğün hep o olur. Özlersin...
