💫12~ Oy beni vurun vurun💫

1.7K 248 152
                                    


Selamün Aleyküm, geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkür ederim.
Henüz tam olarak iyileşmedim, çarşamba günü dikişlerimi aldırmak için yeniden hastaneye gideceğim.
Dualarınızı, yorumlarınızı bekliyorum 😍

Multimedya da Hüseyin Ay- Oy beni vurun vurun var.
Bölümü okurken dinlemenizi öneririm  😎

"Anaa, Delibaş'ı görmiş misun? Bu saate nere olsa döner idi, göremedum bahçeye?"

Ayten Hanım, çayından bir yudum alırken balkondan oğluna cevap verdi.

"Yok Uşağum, bole etmezdi Delibaş. Gelurda, dert etma."

Kadir, eve girip odasına çıkarak çekmecesindeki silahını alıp beline taktı.

Gece yarısı köyde silahsız gezmek, çokta mantıklı değildi. Evden çıkarken Delibaş'a bakmak için köyün girişine doğru gittiğini haber etti annesine. Delibaş'tı bu, belkide eşini kaybettiği yerdeydi. Mezarında olmadığına göre, gideceği tek yer orasıydı.

Evden henüz uzaklaşmışken, eline aldığı feneri yakarken telefonu çalmaya başladı.
Ekrandaki "Memet" yazısını görünce, beklemeden açtı.

"Memet"

"Kadir, gelmen gereki oğlum. Senun Delibaş ba afkuri ama bişe edemiyrum."

Kadir, adımlarını sıklaştırırken sordu.

"Ne edemiysun Memet, hayurdur neresun?"

"Sizun köyun az ilerisine, Haci emicenin çayluğun karşusundaki yolun orayayum. Arabalan gelsan daha iyi."

Kadir, arabasının anahtarını almak için eve geri dönerken, sabırsızca sordu.

"Geleyim arabalanda, ne oldi gece gece, araba falan mi çarptı kizuma? Yarali mi?"

"Yok, gelda bekletma beni"

Delibaş'ın havlamasını duyunca, daha da endişelendi Kadir. Arabayı alıp, on dakika sonra orada olacağını söyleyerek kapattı telefonunu.
Aklına bir sürü şey geliyordu ama bu kararmış havada bir işaret vardı.

Dağları sis kaplamış, gecenin karanlığında boğuluyordu hava.
Üzerindeki mont bile Kadir'i ısıtamazken, yolu bitmek yerine uzuyordu sanki. Mehmet'in tarif ettiği yolun kenarına geldiğinde, farların aydınlattığı yolun ilerisinde Mehmet'i gördü.

Arabanın anahtarını üzerinden almadan kapısını açarak, yan koltuğa bıraktığı feneri eline alıp indi.

İri adımlarla Mehmet'e ulaşırken sesli sesli sordu.

"Delibaş'ım neredu, ne oldi?"

Mehmet, yolun ortasından ağaçların olduğu yerden, içeriye doğru girip yürürken cevap verdi Kadir'e.

"Bizum Mustafa'ya dedum birak beni buraya burdan geçerum eve. Duydum Delibaş'un sesuni."

Birkaç adım daha attıktan sonra Delibaş'ı gördü Kadir. Ağacın dibinde yana doğru düşmüş bir kadın bedeninin üzerine kapaklanmış, acı acı bakıyordu.
Kadir, Delibaş'ı yıllarca böyle bakarken görmemişti.
Onu ilk bulduğu gün olduğu gibi bakıyordu. Elindeki feneri bırakıp, Delibaş'ın başını okşarken, Mehmet anlatmaya devam etti.

"Gelduğumde bole gördüm, ne ettisam Delibaş'ı ordan alamadum. Benda seni çağırdum."

Kadir, Delibaş'ın üzerine kapaklandığı kadının saçlarıyla kapanmış olan yüzünü açığa çıkarmaya çalışırken, Mehmet'ten feneri tutmasını istedi.

Saçları çekerken, Delibaş durmadan havlıyordu. Kadının kim olduğunu görmeden önce, Delibaş'ın tüylerini okşayarak konuştu Kadir.

"Kızım, sakin ol. Ben geldum, hayde kalk üstünden de, bakayum ha kizum?"

Sevdalarun SevdasiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin