💫3~ İçim yanıyor💫

3.2K 312 160
                                    

Şarkıyla okumayı unutmayın, Hayırlı geceler, keyifli okumalar.

Adımları yeri titretiyor, Sevdasının yangınında kül oluyordu Kadir.

Nereye doğru gittiğini, ne yaptığını bilmiyordu. Kafasının içinde bir ses vardı sadece, "Mollalarun kızini vermişle" diye yankılanıyordu.

Çok saçmaydı, insan Kadir'in sevdiğine bakar mıydı? İster miydi? Peki ya Ayşe, Kadir'in Ayşe'si, ister miydi?

Ceylan gözlü Ayşe, Kadirden başkasını diline bile yakıştırmazdı.
Adımları birbirini birbirini kovalarken, koşmaya başladı Kadir.

Nefesi kesilene kadar, kafasındaki ses susana dek, kilometrelerce koştu.
Ciğeri patlamak üzereyken, bir ağacın altında dizlerinin üzerine çöktü.

Yumruk yaptığı ellerini çimenlerinin üzerine defalarca vurup, avazı çıktığı kadar haykırdı sevdasının adını.

"Ayşe," diyerek bağırdı, ağladı.
Sustu tekrar ağladı.

Sessiz sedasız seven Kadir, yemin etti.

"Ellerun olmayacaksun Ayşe'm, sen benum yangunumsun, Sevdam olacaksun. Benum kalacaksun."

Karadeniz şahitti yeminine. Bir gün Ayşe Kadir'in Sevdası olacaktı dillerde.

💫💫💫

"Abi, Babam kurbanı kesturmiş, akşama bizum bahçede beyük davet var biliysun da."

Tişörtünü üzerine geçirip, odasından çıkan Kadir, Serdar'a cevap verdi.

"Hee biliyrum Serdar. Akşama kadar ben Of'a iniyrum."

"Tamam Abi, anama derum."

Tam üç gündür kabına sığamıyor, uyuyamıyor yiyemiyordu Kadir.
Ve Ayşe'nin ne halde olduğunu düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu.

İtiraz etmiş miydi? İstemiyorum diyebilmiş miydi?

Sormuşlar mıydı Ayşe'ye?

Tam üç gündür Delibaş'la geçeceği yol üzerinde her sabah onu bekliyorlardı ama gelmiyordu Ayşe.
Geçmiyordu Kadir'in beklediği yolun üzerinden.

Hayali geliyordu, kendisi gelmiyordu. Geliyor, Kadir'e puşisini veriyor, ardından sır olup kayboluyordu gözlerindeki yaşlarla.

Kadir'in aklı kalıyordu, kalbi kanıyordu.

Serdar'ın bahsettiği akşam yemeğine katılmış, ruhu başka yerde aklı başka yerde tamamlamıştı akşamı.

Babası Kadir sağ salim döndüğü için adadığı kurbanı kesmiş, akrabalarına eşe dosta davet vermişti.
Harbiye Hatun derdine şahit olduğu torununu görmek için herkes yataklarına çekildikten sonra odasından çıktı.

Kadir avucuna hapsettiği puşiyi unutmuş, yatağında sırt üstü uzanmış tavanı izliyor, günlerdir uyku diye, Ayşe diye dileniyordu.

Harbiye hatun kapısını tıklattığında duymayınca, kapıyı aralayıp içeriye girdi.
Kadir bacağında hissettiği el, yatağının ayak kısmındaki çöküntüyle doğrularak Babaannesine baktı.

"Babaanne, hayurdur, iyi misun?"

Harbiye hatun, başını ağır ağır sallarken, çemberindeki oyalar hareketleniyor, ileri geri sallanıyordu.

"Ben iyiyim uşağum, sen nasilsun?"

Kadir, Babaannesine dönerek oturduğunda, gece vakti odasına gelen babaannesinin sorgusuna anlam yüklemeye çalışıyordu.

Sevdalarun SevdasiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin