BÖLÜM - 21

3.3K 264 44
                                    

Multi: Miray

Gözüme kısa gelen ama çok da kısa olmayan bir bölümle karşınızdayım.

Umarım çok bekletmemişimdir. :)

Ben, Bora ve Tuna Deniz'i otogara getirmiştik. Bora araba kullanıyormuş bu arada ve ben yeni öğrendim bunu.

Bora arabayı park edince arabadan indik. Bagajdan Deniz'in eşyalarını çıkarıp Bora'ya verdim. Güneş gözlüğünü takıp eşyaları elimden aldı. Çok havalı oldu bu böyle.

"Vauv çok havalı oldun."

Gözlüğünü çıkarıp bana baktı. Dur lan dünyam karardı. "Güneş gözlüklerini bana vermek zorunda değilsin Bora."

"Arabada bir tane daha var." Arabadan bir gözlük daha alıp geldi.

"Gidebiliriz."

Bilet alıp beklemeye başladık. "Bora burdaki sabunların tadı nasıldır?"

"Senin canın sıkıldı herhalde."

"Daha ne kadar belli edebilirim."

Bora ayağa kalktı. "Biz su almaya gidiyoruz. İstediğiniz bir şey var mı?"

"Çubuk." Bora tek kaşını kaldırdı.

"Aç o. Tamam kanka ben alırım bir şeyler sana."

"I love you babe."

"Kuzen beni de unutmayın." Telefonunu açıp saate baktı. "24 dakikadır yemek yemiyorum. Boracım sen alırsın bana."

"Ayıp ettin canım."

İkisine de 'yok babannemin paçalı donu' bakışı attım. O değil de son bayramda babannem paçalı donunu kaybetmişti bulabildi mi ki acaba?

Ne yaşıyorum ben kendi içimde ya?

"Ben sana sabun alırım kuzen." Tuna bana 'ben gey'im' demişim gibi baktı.

Bora'yı kolundan çekip büfe gibi bir yere sürükledim.

"İki su, bir çubuk-"

"Ve sıvı sabun." Bora beni dürtüp fısıldayarak bağırmaya başladı. Onu nasıl yapıyorsa artık.

"Miray bi sussana sen."

Sahte bir şekilde adama gülümsedi. "Siz onu takmayın sorunları var onun. Çubuk iki tane olsun."

"Geçmiş olsun." Poşeti Bora'ya verdi.

"Sağolun. Umarım geçer." Adam anlayışla kafasını salladı.

Tam ağzımı açmıştım ki eliyle ağzımı kapattı. "Sessizce yürümeye devam et."

"Şükret havamda değilim yoksa o lafın altında kalmazdım haberin olsun."

Gülümsedi. "Biliyorum."

Bora bir şişe suyu içmiş, ikincinin yarısına gelmişti. "Bora."

"Efendim."

"Ben de içeyim mi?" Önce gözleriyle süzdü.

"İç hadi." Şişeyi bana verdi.

"Eyvallah yeğen." Suyu içerken Bora kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Biz şimdi dolaylı yoldan öpüşmüş mü oluyoruz?"

Öksürmeye başladım. Suyu püskürtmediğim için o kadar mutluyum ki anlatamam. Çocuğun yüzüne sanat eseri yapmak istemezdim çünkü.

Bora sırtıma hiç de insanca olmayan bir şekilde vurdu. Hem öksürüyor hem de kıvranıyordum.

"Allah belanı versin." Mırıldandım.

"Şşşt bela okuma."

Tuna ve Deniz bizi takmıyordu bile. Anons ile ikisi de bize baktı. "Gidelim mi?"

Otobüsün önündeydik. Deniz'e sarıldım. "Civcivlerin fotoğrafını atmazsan seni döverim. Görüşürüz." Daha da sıkı sarıldım.

"Ölüyorum lan bırak." Hafiften kollarımı gevşettim. "Görüşürüz."

Bora Deniz'le tokalaşıp bırakacaktı ama Deniz kendine çekti ve Bora'nın kulağına sessizce bir şeyler fısıldadı. Bora geri çekilirken yanaklarının kızardığını fark ettim.

Eliyle saçlarını karıştırıp yanıma geldi.

"Tuna." Deniz Tuna'ya sarılıp yanağından öptü. Bir dakika ne yanağından mı öptü? Oha ne ara o kadar ilerlediniz?

"Görüşürüz." Hızla otobüse bindi.

"Kuzen valla helal olsun. Hemen ne ara o kadar ilerlediniz ya?"

Tuna beni takmayarak önden yürümeye başladı. Ben de durumdan faydalanıp Bora'yla konuşmaya başladım.

"Deniz sana ne söyledi?"

"Hiçbir şey." Dedi soğukkanlı bir tavırla ve güneş gözlüğünü taktı. Gözüm üzerinde işareti yapıp ben de güneş gözlüğümü taktım.

Çok havalıyım lan.

THE SARMA SUMMERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin