Multi: Miray'ın kombini
Eveet. Yazarken bile güldüğüm bir bölüm yazdım. Sevgili yapmak için yavaş yavaş uğraşıyorum. Belki de anlamışsınızdır bende romantizm alerjisi var yazamıyorum öyle romantik şeyler.
İnşallah bunları sevgili yapabilirim. Amin.
Karanlıkta sahilde oturuyorduk. Artık sadece sıkılma değil sıkılmanın sıkılmasının sıkıldığımın sıkıldığının sıkılmışlığının sıkılmasındayım.
"Hadi başınızdan geçen komik veya rezil olduğunuz anılarınızı anlatalım. Ben başlıyorum." Sesini kontrol amaçlı iki kere öksürdü. "Bi hocamızın yakını ölmüştü. Derse girmeyeceğini söylemek için sınıfa girmişti. Hocanın yüzüne karşı 'olley bee' demiştim. Pişmanım."
Hepimiz gülmeye başladık. "Tamam sıra bende. Abim ağzıma parfümlerinden birini sıkmıştı. Anneme abimi şikayet etmek için gittiğimde annem erkek parfümü olduğunu anlayınca evde terlikle kovalamıştı."
"Kuzenimin 40 TL'lik rujunu kırmıştım." Şaşırmış bir halde Tuna'ya baktım.
"Benim kırmızı rujumu kıran sen miydin? Evde iki gün yas ilan ettim lan ben. Evlat acısı çektim."
"Sorry kuzen."
Bora Tuna'ya dalacağımı anlayınca konuşmaya başladı.
"Almanca dersinde sınıfta kopya dolaştırıyorlardı. Ben de en öndeydim. Hoca benim arkamdakini gördü. Ben de tam o anda kopyayı almak için uğraşıyordum. Arkamdakinin kopyasını aldı bana baktı bulamadı. Sonradan ben hariç tüm sınıfın kopya çektiğini anlayınca hepsine sıfır vermişti. Bana da dürüstülüğümden dolayı yüz vermişti."
Sıra Nisa'ya gelmişti. "Annem bi ara sütlaç yapmıştı. O gün de misafir gelmişti. Gelenler yedi kişiydi ama sadece altı sütlaç vardı. Ben de bir kase alıp içine yoğurt koymuştum."
"Dersteyken çekirdek yiyordum. Hocaya ikram edince benim payımı tenefüse sakla demişti." Anlattığım şey üzerine gülmeye devam ettiler.
Serkan konuşmaya başladı. "Hoca yoklama alırken herkese burda demiştim kafama kalem fırlatmıştı."
Tuna bizi susturdu. "İlkokulda hocaya kalemi ilk ulaştıran olmak için kalem kutumu hocaya fırlatınca dayak yemiştim."
Hepimiz gülmeye devam ederken Bora anlattı. "İngilizce dersinde test çözüyorduk hocama 'teacher teacher' diye bağırdım. Efendim diyince 'ingilizcede öğretmen ne demek' demiştim sonra da fırça yedim. Pişmanım."
Gülmeyi kesip anlattım. "Bi derste hoca mısır piramitlerinin gizemi çözülemiyor içinde ne olduğu bilinemiyor tam olarak diyince bi arkadaş YIHSINLAR HOCAM demişti. Tüm sınıf gülmeye başlamıştı. Hoca çok mu komik, demişti. Biri de evet, demişti. Sonradan disipline gitmişti de neyse."
Son olarak Nisa anlattı. "Din dersinde test çözüyorduk birkaç arkadaşla. Hoca, kalkın müdüre gidiyoruz demişti. Müdüre gitmemizin sebebi test çözmemizdi. İlginç."
"Size bir şey diyeceğim." Hepsi susup merakla bana bakmaya başladı. "Annem sarma getirmişti. Sarma buzdolabında duruyor şu an."
***
Üzerimi değiştirirken aşağıdan Bora bana bağırmaya başladı. "MİRAY GEL HADİ. SENSİZ BOĞAZIMIZDAN GEÇMİYOR."
Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Sarmaların yarısından çoğunu yemişlerdi. "İyi ki boğazınızdan geçmiyor." Dedim ve göz devirdim. Boğazınızdan geçse sarmalardan kalacak mı merak ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE SARMA SUMMER
Humor"Merhaba ben Miray. Dünyanın en mütüş, zeki, güzellikte mastır yapmış, tatlı, ponçik-" "Ve uyuz." "Bora neden bölüyorsun?" "Şu sanki daha iyi olacak. Dünyanın en uyuz, geveze, gıcıklıkta mastır yapmış insanı olan Miray. Ve onun best bir yakışıklıya...