13. Bölüm

2.1K 103 27
                                    

Herkes o kadar şaşkındı ki kimse konuşmuyordu. Ve bu beni daha çok geriyordu. Artık cidden ağlamaya karar verdim ve gözlerim doldu. Barış hemen bunu fark etti ve kapışmayı bir yana bırakıp yanıma geldi. "Yaprak iyi misin?" Sonra bizimkiler de durumu fark edip bana sokuldular. "Ne oldu niye ağlıyorsun?" Dedi Ali. Hemen cevap verdim. "Çünkü artık iki takım arasında seçim yapmak beni çok yoruyor. Artık sizin ve Barış'ın arasında seçim yapmak istemiyorum. Mutlu olmak istiyorum. Benim de bir sabrım var ve taşıyor. Artık sıkılmaya başladım. Kavga edecekseniz de edin hadi bekliyorum. Barış hemen çömeldiği yerden kalkıp,"Ben senin moraline ne iyi geleceğini biliyorum!" dedi ve masadan ayrıldı. 2 dakika sonra yanımıza geldi ve Ali'lere," Açılın bakalım." Dedi elimde ise hepimizin en sevdiği cornettolar vardı. Hemen önümde diz çöküp eline benim en sevdiğim karadutluyu alıp," Hanımefendi dondurmanızı getirdim. " dedi. Gülerek dondurmayı aldım ve cevabını verdim,"Bana bu hanımefendi gibi kelimeler ters Barış biliyorsun." sonra Barış bizimkilere de dondurmalarını dağıttı. Nedense hepimizin yüzünde gülücükler açıyordu. Bir daha karşılaşamayacağım bir durum olduğunu bilerek o anın tadını çıkardım.

Aslında herkes bi nevi yumuşamıştı ama benim içimde hala bir tedirginlik vardı.

Barış yanımızdan ayrılırken kulağıma eğilip bir şeyler söyledi. " Öğle arası ağacımızın altında." Kafa salladım. O da gülümseyip gitti. Çete hala bana bakıyordu bende,"Neler oluyor niye öyle bakıyorsunuz?" dedim ciddiyetsizce. Sonra Ali'ye döndüm ve üzgün yüzünü görüp yanına gittim."Ama senin şimdi gamzen gözükmüyor o zaman bende çok mutsuz olurum hadi gül." Ali bana bakmadan somurtmayı sürdürünce son çare yanaklarında tutup ellerimle güldürdüm Ve gamzesine parmağımı soktum. Sen gülmezsen biz de bu yolu deneriz.

Ali en sonunda bana bakıp gülümsedi. "Heh şöyle. Gül biraz Alikuşum sana gülmek çok yakışıyor." Tam biz gülüyorken zil çaldı. "Aaa benim su almam gerekiyor siz gidin." Dedim. Onlar giderken bende kantine gidiyordum ama gideceğime pişman oldum. BADEE?! Bade hemen önümde durup konuşmaya başladı,"Yaprak?"
"Bade?"
"Of her yerde karşıma çıkmak zorunda mısın anlamıyorum."
"Ne karışma çıkması be. Burası okul okul farkında mısın. Gerçi sana da hak vermek gerekiyor. 8 gb hafızan var zorlamaya gelmiyor."
"He Yaprak aynen."
"Eeee niye durdurdun beni."
"Okçuluğa bir haftadır gelmiyorsun. Noldu sevgililerin mi izin vermiyor?" Dedi sinir bozucu bir şekilde. "Bade! Çek git şuradan yoksa olacaklardan sorunlu değilim."
"E Yaprak sen dedin, burası okul canım. Burda öyle şeyler yapamazsın."
"Okuldan başka yerler de var canım hatırlatırım. Ha ayrıca bana bunları diyorsan belli ki çok korkmuşsun. Kanma bunlara hafızan sana oyunlar oynuyor. Çok da zorlama hafızanı yoksa şarjın çabuk biter." Deyip yanından ayrıldım. Laf sokma konusunda iyi olduğumu söylemiş miydim?

******
Öğle arası Barış'la olan ağacımızın yanına gittim. Yerde bir demet çiçek vardı. Önce bir tiksinme geldi çünkü biliyorsunuz ben böyle şeylere gelemem. "Sırık?" Dedim sessizce. "Bak korkmaya başladım nereden çıkacaksın. Sakın korkutma beni!"
Sonra tepemden güller inmeye başladı önce çok şaşırdım ama sonra gene bir tiksinme geldi. Ve bir anda ağaçtan Barış atlayıverdi. "Ya dikkat etsene bir yerlerini kıracaksın."
"Bir şey olmaz Amazon kızım."
"Heee. Bir şey olmaz ya ayrıca tamam bunlar güzel de. Tekrar tanışalım istersen. Ben Yaprak Ayvaz ve böyle şeyleri sevmiyorum." Dedim gülerek. "Biliyorum."
"E Bunlar ne o zaman."
"Hmmm bi düşüneyim. Bugün günlerden ne Yaprak?"
"Cuma."
"Peki tarih?"
"11 Nisan! Eee ne olmuş."
"Yaprak hala hatırlamıyor musun?"
"Neyi?"
"Bugün sevgili oluşumuzun tam olarak birinci ayı."
"Iııııı bu kutlanabilecek bir şey mi?"
"Yaprak!"
"Tamam tamam. Ama gene prodüksiyon kasmışsın be Sırık."
"Eeee beni biliyorsun."
"Bilmez miyim." Sonra Barış çalıların arkasından küçük bir pasta kutusu gibi bir şey getirdi. "Ay yok artık." Dedim şaşkın bir şekilde. Barış kutuya açtı Ve içinden bir pasta çıkardı. Mumunu tutturup yaktı. Ve eline aldı. Ama pastanın üzerinde sadece bir tane mum vardı. "Kim üfleyecek?" Dedim çocuk gibi. "İkimiz birlikte...Sonuçta kalplerimiz birlikte atıyor."
"Barış sen bu zekanı niye romantizmle harcıyorsun?"
"Anlamadım."
"Neyse neyse hadi üfleyelim bakalım." Tam üfleyecektim ki ağzımı kapatıp beni durdurdu. "Dilek tutmayı unutma."
"Ben öyle şeylere inanmıyorum."
"Bende inanmıyordum seni tanımadan önce. Ama sonra doğum günümde ilk kez bir dilek diledim...Seni diledim ve şu an yanımdasın. İşte o zaman inandım dileğe." Bir an kalbim atmadı sanki hatta yanlışlıkla elim kalbime gitti. Barış panik yapıp," Yaprak ne oldu neyin var?"
"Yok bir şey!"
"Emin misin?"
"Evet." Dedim gülümserken. Sonra da dilek dileyip mumlara üfledik. Bende galiba hayatımda ilk defa bir dilek tuttum. Aklınızdan bile geçirmeyin ne dilediğimi söylemem. Biliyosunuz söylersem gerçekleşmez!

Akşam Barış beni eve getirdiğinde bugün yaşadıklarım sürekli aklıma geliyordu. Evet bende bazen şunu düşünüyorum. Ben böyle biri değilim. Ama anlayın işte ben her zaman Yaprak Ayvaz'ım. Ama Barış yanımdayken bir anda sadece onun prensesi olmak istiyorum. Çünkü Barış, erkeksi olanı değil prenses olan Yaprak'ı hak ediyor.

Bütün gece sessizdim. Yemek yerken bile. Ama annemin bana bakışlarının farkındaydım. En sonunda her zaman ki gibi ana kraliçe dayanamadı ve konuşmaya başladı. "Yaprak, Barış oğlum nerede? Ne zamandır yok."
"İyi annecim görüşüyoruz. Ama sınavları var onların şimdi." Diye bir yalan uydurdum. Annem memnun olmamış gibi yüzüme baktı. O gergin ortamdan kurtulmak için odama kaçmayı tercih ettim. Ama iç güdülerim beni yanıltmıyorsa annem arkamdan terlik atmamak için kendini zor tuttu. Bilerek ve isteyerek kapıyı kilitledim çünkü şu an annemin dırdırını çekemezdim.

******
4N1S WhatsApp
Ali- 4N1S ne lan?
Barış- 4N=siz 1S= ben
Ali- S ne Peki?
Barış- Sırık işte.
Gökhan- Barış niye bu grubu açtın anlam veremiyorum?
Ali- Ben anladım neden açtığını...
Gökhan- Nedenmiş kaptan?
Barış- Yaprak'ın yarından sonra doğum günü!
Ali-Yaprak'ın yarından sonra doğum günü!
Oğuz- Aynanda vay be.
Sinan- Nasıl unuturuz lan biz bunu?!
Gökhan- Oğlum biz Merve ve Ece ile kafayı bozmuşuz ben sana diyeyim. Baksana çiçeğimizin doğum gününü unuttuk.
Sinan- İlk defa sana katılıyorum
Oğuz- Kate'in size selamı var.
Gökhan- Ne diyon ya ne Kate'i?
Oğuz- Hoop! Yengenle doğru konuş!
Gökhan- Offfff.
Ali- Beyler konumuz bu mu gerçekten.
Barış- Katılıyorum.
Ali- Plan ne?
Barış- Yarın çıkışta okulun yanındaki kafede buluşalım. Çok güzel planlarım var.

MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM

4N1K YAPBAR✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin