21. Bölüm

1.4K 100 14
                                    

Gözlerimi kocaman büyütüp arkamı döndüm. Ve "SEVİNÇ!" Diye bağırdım. Bunun üzerine annem koşa koşa yanıma geldi. Önce bizimkilere selam verdi. Sonra da bana dönüp,"Kızım ne bağırıyorsun ya?" Dedi. "Anne Sevinç."
"Ne olmuş Sevinç'e?"
"Yok ya bir şey olduğu yok. Hem ona bir şey olmaz." Sonra durup etrafa bakındım. "Neyse ana kraliçe ben çıkıyorum. Çocuklarla işimiz var." Sonra direk montumu alıp dışarı çıktık çocuklarla. Arkamdan annem,"Kızım nereye?" Diye sordu ama tabii sinirden cevap bile veremedim.

******
Yolda hızlı hızlı yürürken. Bir anda arkamı döndüm ve sinirle,"Sevinç ne yaptı?" Diye sordum. Herkes bana bakarken sanki Barış ile Ali daha çok tedirginlerdi. Sonra onlara doğru tekrar yürüdüm. "Barış, Ali neler oluyor anlatacak mısınız? Bu kadar tedirgin olmanıza yol açan şey ne?"
"Amazon kızı biraz sakin ol bakalım...Gel bi kafeye oturalım orada konuşuruz."
"Valla Barış ben daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum!?"

                                         ******
Her zaman ki kafemize gelip oturduk. Ve ben onların yüzlerine bakarken onlar benden gözlerini kaçırıyorlardı. Gerçekten bu kadar büyük ne yapmış olabilirdi. En sonunda dayanamayıp,"Biriniz bir şey söyleyecek mi artık?" Dedim. Ardından Ali,"Sevinç aramızı bozacak." Dedi. "Ne yaptı?" Barış hemen cebindeki telefonu çıkardı ve bana mesajları gösterdi. Gerçekten şok olmuştum,"O mesajları sen yazmadın değil mi Amazon kızı? Senin yazmadığını söylerken haklıydım değil mi?" Kafamı telefondan ayırmadan 'evet' anlamında salladım. Ben mesajları okurken bir şey daha aklıma geldi ve Ali'ye döndüm. "Seni Bade aramıştı..."
"Evet aradı."
"Ne dedi peki?"
"Sadece tek bir kelime söyledi...İNTİKAM."
"Neyin intikamını alacak ki?"
"Galiba o gece ona yaptığımızın."
"Bak valla bu kadar sorunumuz varken ben bir de Bade ile uğraşamam. Götüne roket bağlayıp uzaya uçuramıyor muyuz onu?" Oğuz bir anda gülmeye başladı. Sonra bana dönüp,"Bir an hayal ettim de baya komik geldi." Dedi. Sonra bende anlık bir düşünceyle gülmeme hakim olamadım. Ben gülünce herkes güldü. Sonra sorunlar tekrar aklıma geldi ve başımı masaya koyup,"Ne yapacağız ya?" Dedim. O sırada Gökhan kulakları sağır edem cinsten bir bağırışa geçti. "Laaaaan Merve!? Ne yapıyorsun kızım sen?" Hepimiz ona baygın bir şekilde bakarken konuşma yetkisini kaybetmeyen tek kişi Sinan konuştu,"Bu sefer ne olmuş kardeşim?" Gökhan elindeki telefonu Sinan'ın gözlerinin önemine doğru tuttu. Sinan bir anda,"Ayyy." Diyerek gözlerini kaçırdı. Bunun üzerine Oğuz merak edip,"Ne olmuş lan bana da gösterin merak ettim." Dedi. Sonra tabi herkes merakla Oğuz'un arkasına geldi fotoğrafa bakabilmek için. Gerçekten fotoğraf tam bir Gökhan dramıydı. Merve bir erkeğin boynuna kollarını dolamış yanağını öpüyordu. Ben fotoğraftan gözlerimi ayırıp Gökhan'a bakarken Gökhan da bana baktı. Ben tabi ki ne anlatmak istediğini anlayıp gözlerimle 'Gidebilirsin.' Anlamında işaret yaptım. O da koşarak kafeyi terk etti.

Gökhan'ın gitmesiyle birlikte herkes tekrardan yerlerine geçti. Ve tekrardan düşünmeye başladık. Bir süre sonra Barış kafasında bir ampul yanmış gibi,"Buldum." Dedi. Herkes merakla Barış'a bakıyordu. "Sevinç benimle çıktığını zannedecek." O an içimdeki kıskançlık duygusuna hakim olamayıp ayağa fırladım,"Olmaz!"
"Amazon sakin ol. Bir nevi intikam alacağız."
"Valla sırık en ufak bir gerçeklik duygusu sezersem seni hassas yerlerinden silikonla tavana yapıştırırım ona göre." Barış korkarak ellerini iki yana açtı. Bende sakinleşip yerime oturdum. "Eeee peki plan ne?"
"Şimdi Sevinç benimle çıktığını zannederken biz ona güzel bir intikam planı hazırlayacağız." Galiba bu seferde benim kafamda bir ampul yandı,"Bu sefer de ben buldum. Sevinç'in iki gün sonra doğum günü aslında o gün intikam alsak daha çok acıtır."
"İşte benim kızım." Dedi Barış beni gururlandıracak şekilde. "O zaman herkes bu akşam nasıl intikam alacağımızı düşünsün." Dedi Ali. Herkes kararlı bir şekilde kafa sakladıktan sonra,"Sinan bana dönüp günün en alakasız sorusunu sordu,"Sen Sevinç'in doğum gününü nereden biliyorsun?" Direk cevabı yapıştırdım,"Sevinç gibi bir kuzene sahipseniz onun doğum gününü hatırlamama olasılığınız yok. Çünkü her gün hatırlatır!?" Herkes bir anda gülmeye başladı.

Eve geldiğimde bir yandan Sevinç'e yapacağımız şeyi düşünüyordum bir yandan da Barış'ı. Gerçekten onunla yalnız kalmamalı baya zaman olmuştu. Galiba biraz da özlemiştim. Şimdi de onu Sevinç ile çıkarken izleme düşüncesi beni çıldırtıyordu. Gerçekten nasıl dayanacağımı bilmiyordum.

Bütün gece buna kafa yorsamda aklıma yapılabilecek hiç bir pislik gelmedi. Ama tabii ki ben, asıl bu işin uzmanı Oğuz'dan bir şeyler bekliyordum. Sabah olmasının verdiği sersemlikle okul kıyafetlerimi giyeceğime pijamalarımı çıkarıp tekrar pijamalarımı giymişim. Sonra tabii değiştirdim ama annem beni uyarmasaydı ben pijamalarla okula gidiyordum. Ben üzerimi giyinirken pencereme toslayan taş sesleri beni biraz ürküttü ama sonra pencereye doğru gidip camı yukarı kaldırdım. Kafamı uzatıp aşağı baktığımda beni kocaman bir gülümsemeyle bekleyen Barış'ı gördüm. "Çok mu beklettim seni?"
"Hayır ben sen hala uyanmadıysan diye uyandırmak amaçlı taş attım." Dedi ben ona bakıp gülmeye devam ederken arkamdan sinsi bir şekilde gelen Cansu'yu fark etmedim. "Böh."
"Cansu düşüyordum az yavaş ya." Cansu beni takmayıp pencereden aşağı doğru baktı. "Vayyy Barış denen yakışıklı sensin demek." Barış sadece gülümsemekle yetindi. Ben Barış'ın gerildiğini anlayıp Cansu'yı cimcikleyerek odamdan çıkardım.

Aşağı indiğimde hiç beklemediğim bir anda annem beni kolumdan tutup kenara çekti,"Ana kraliçe bu sabah benim yüreğime indirmek için ant mı içtiniz?"
"Ya kızım sen onu bunu bırakta hiç bahsetmiyorsun Barış'tan..." Tam o sırada evin kapısı açıldı ama biz kör noktada olduğumuz için kim olduğunu anlayamadım. Pek taktığımda söylenemez."Ya ana kraliçe valla okula geç kaldım. Devamsızlık desen ozon tabakası gibi sınırda. Hadi tutma beni ben gideyim."
"Ay sen kime çektin ya. O pinti babaannene çektin kesin."
"Ay Oya hanım sizde ölmüş kayınvalidenizin bile arkasından konuşabiliyorsunuz ya pes vallahi."
"Ya kızım soruma cevap ver. Vallahi salmam seni."
"İyi öf. Ama bak söyleyince anında salacaksın beni."
"Tamam söz."
"Yani bir sıkıntımız yok." Deyip kaçtım. Tam kapıdan çıkacaktım ki popoma terlik yedim. "Şimdi niye terlik yedim Oya Hanım?"
"Ben onu mu dedim. Böyle neler yapıyorsunuz diyorum. Aksiyonluk bir şeyler var mı?"
"Valla okula geç kaldım ana kraliçe." Dedim ve hızla kapıdan çıktım. Arkamdan her zaman olduğu gibi annem bağırdı,"Etlerini kopartacağım senin Yaprak." Dışarı çıktığımda ki manzara pek hoş değildi. Sevinç Barış'a sarılmıştı. Barış ise bana,'Beni kurtar.' Diyen yalvarıcı bakışlar atıyordu. Of Sevinç.

MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM MishaPM

Selamlar^^
Biliyorum bu kadar geç olmasını beklemiyordunuz. Sizi beklettiğini için gerçekten çok üzgünüm.
Gerçekten bu bölümü yazarken çok eğlendim. Ve size söyleyebileceğim tek şey var o da bizi mükemmel heyecanlı bir bölümün beklediği;)
Yorum yapıp oylamayı unutmayın:) Sizleri seviyorum<3
Ha bir de yakında mükemmel heyecanlı bir hikaye daha sizleri bekliyor. Oradaki karakterlere de kısa sürede alışacağınızı düşünüyorum. Onlar sizlerle buluşmak için can atıyorlar.
Takipte kalın:)

4N1K YAPBAR✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin