24. Bölüm

497 38 11
                                    

Kapıda Bade,Sevinç ve Cansu'yu sinsi sinsi konuşurken görmek cinnet geçirmeme yetmişti. Ve evet şu an onlara doğru koca koca adımlar atıyorum ve yine evet devamsızlık yapacak bir dakikam bile yok. Ben onlara doğru giderken kapıdan ayrıldığımı fark etmiş olacak ki Barış arkamdan "Yaprak." Diye bağırdı ama benim gözüm artık o kadar dönmüştü ki hedefimi hiç değiştirmedim.

Bade bana doğru bakmaya başladığında onla beraber Sevinç ve Cansu da bana baktı.
"Ne oluyor burada sorabilir miyim?" Dedim hepsinin gözlerine tek tek bakarken.
"Bizde tam senin sınıfını Bade'ye soruyorduk kuzicim." Dedi Sevinç.
"Kesinlikle yalan söylediğini anlamadım emin olabilirsin Sevinç. Kimi yiyorsunuz lan siz burda yarım saattir konuşuyorsunuz. Görmüyorum sanmayın."
Cansu utanmış, başını önüne eğmişti. Tam onlara doğru tehdit savurmak için işaret parmağımı onlara uzatmıştım ki Bade araya girdi. "Kuzenlerinle konuşmamdan bu kadar rahatsız olacağını düşünmemiştim."
"Bade bak sabrımın sınırlarındayım haberin olsun. Ayrıca olay kuzenlerimle konuşman değil olay varlığın, senin varlığın bile rahatsızlık veriyor bana."
Bunun üzerine Bade'nin laf sokmasını beklerdim ama sadece gözlerini devirmekle yetindi. Şaşırtıcı.

Ben kuzenlerime kızgın bakışlar atmaya devam ederken arkamdan bir ses yükseldi," Yaprak Ayvaz!"
Bu sefer cidden sıçtım. Arkamı yavaşça dönerken sınıfın kapısının önünde canım fizik hocam bana doğru kurnaz bakışlar atıyordu.

Geri önüme dönüp geri geri adımlar atmaya başladım sonrada iki parmağımı gözlerime getirdim ve sonra tek parmağımı onların üstünde gezdirdim 'gözüm üzerinizde' der gibi.

Yavaşça sınıfa girerken fizikçinin gözleri hala üzerimdeydi ve o üçlünün şu an sınıfa doğru baktıklarında bahse girerim.

Sırama otururken çete bana doğru soru dolu bakışlar atıyordu. Başım önüme eğik onlara doğru döndüğümde "Teneffüste anlatırım." dedim.

Nihayet teneffüs zili çaldığında derin bir 'oh' çekecektim ki yarım kaldı. "Yaprak!" Fizikçi belli ki beni yanına çağırıyordu. Ne diyeceğini az çok tahmin edebiliyorum.

Yavaşça öğretmen masasına giderken kapıda Ali'lerin Barış'la konuştuğunu gördüm. "Yaprak kızım bak bir gün cidden başın büyük belaya girecek. Bu sana kaçıncı müsamaha gösterişim."
"Haklısınız hocam."
"Yaprak bak bu sefer ciddiyim. Bir dahakine geç kağıdını basarım haberin olsun."
"Tamam hocam."
"Bu arada arabama yaptığın şeyi görünce gerçekten inanamadım senden bunu beklemezdim."
"Hocam yemin ederim ki ben o değilim, çok büyük ihtimalle kuzenim."
"İnşallah öyledir Yaprak. Müdür beye verdiğin sözü duydum. Pazartesiye kadar bu işi çözebilecek misin?"
"Elimden gelen her şeyi yapıcam."
"Umarım haklı çıkarsın Yaprak."
"Merak etmeyin hocam, göreceksiniz, o ben değilim."
"Peki, çıkabilirsin."

Arkamı dönüp kapıya doğru giderken çetenin gözleri bana döndü. Barış telaşlı ve hızlı bir şekilde Oğuz ve Sinan'ın arasından geçip yanıma geldi. "Amazon. İyi misin?"
"İyiyim."
"Hoca kızdı diye mi böyle oldun?"
"Yok be ne hocası sanki hiç azar işitmiyorum." Dedim gülerek.
"Hadi abi bahçeye inelim de bi Yaprak anlatsın." Dedi Sinan.
"Neyi anlatayım?"
"Ne gördün de gittin dışarı en son kapıdaydın. Hiç birimiz ne olduğunu anlamadık. Hayır devamsızlık da yapamazsın fizikçiyi biliyorsun, derste olmazsan sana neler yapacağını da biliyorsun. Seni o kapıdan ayıran ne oldu?"
"Tamam anlatıcam ama teneffüsün bitmesine iki dakika var." Dedim saate bakarken. "Zaten son derse giriyoruz, okul çıkışı kafeye gideriz orada anlatırım." Dedim. "İyi madem o zaman ben sınıfa gidiyorum." Dedi Barış beni yanağımdan öperken. Bende arkasından "Görüşürüz." Dedim.

Barış'ın beni yanağımdan öpmesinden rahatsız olmuş olacak ki Ali keskin bakışlar atıyordu Barış'a en sonunda onu dürterek dünyaya döndürdüm. "Ali kuşum neden bu kadar rahatsızsın? Eğer bir sorun varsa konuşabiliriz."
"Yok küçük titan, sıkıntı yok merak etme sen." Dedi tebessüm ederken. Bende "Peki." Diyerek konuyu kapattım.

4N1K YAPBAR✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin