10. Bölüm

2.2K 106 39
                                    

Ona tokat attım kendimden nefret ediyorum. Ona bağırdım, ona haksızlık ettim, onu ağlattım kendimden nefret ediyorum. Nasıl düşünürüm bunu. Ben bunları düşünürken ağlamamı durduramıyordum. Barış dayanamayıp," Gel buraya." Dedi ve kafamı göğsüne yasladı ben daha da ağladım çünkü orayı çok özlemiştim. "Özür dilerim Barış, çok özür dilerim nasıl düşünürüm bunu bilmiyorum ama bir an.. bir an...!" Daha çok ağladım. "Önemli değil sevgilim. Ben unuttum bile sende unut."
"Barış farkında mısın kafan kanıyor, yüzün hala şiş hala kızarık. O yerde bana yalvardığın zaman aklıma geliyor o kadar kötü hissediyorum ki... Bunların suçlusu benim Barış!"  Barış ise cevap vermek yerine yataktan kalktı ve müzik çalara bir cd koydu. Müzik son feci bisiklet- Pazar ve ertesiydi. Evet biz ilk dansımızı bu şarkıda yapmıştık. Elimi bana uzatıp," Bu dansı bana lütfeder misin?" Dedi. Hiç düşünmeden elimi ona verdim ve dans etmeye başladık. Gene aynı pozisyonda...Kafam onun koynundaydı o ise saçlarımı öpüyordu. "Hatırladın mı?"
"Evet..."
"İlk dansımız!"
"Ne güzeldi..." kafamı kaldırıp," İşte ben sana o dansta tutuldum şimdi de tekrar tekrar tutuluyorum. Her ne kadar içimdeki Yaprak yavaş yavaş can verse de..."
"Hayır ben o deli dolu erkeksi Yaprak'ı kaybetmeyeceğim. Çünkü ben seni öyle sevdim. Şey gibi... Böyle düğünümüzde sen kot pantolon giy ben tabi ki takım elbise...Hep sırtımda gez...Birlikte çocuk olalım."
"Hep böyle olalım Barış lütfen."
"Hep böyle olacağız Amazon kızı."

*****
Her ne kadar Barış'tan ayrılmak zor olsada hava kararmaya başladığı için eve girmek zorunda kaldım. Ve evet doğru tahmin tam o sırada annem aradı ve,"Neredesin Yaprak!?" Diye çemkirdi. Zor da olsa sinirlerini yatıştırmayı başardım. Eve geldiğimde annemi duymazlıktan gelip direk yatağıma gittim. Biraz bugün yaşadıklarımı düşündüm çünkü kolay değildi. Barış'ın bunu yapabileceğini nasıl düşünürdüm aklım almıyordu. Ve gene telefonun çalmasıyla düşüncelerimin arasından sıyrıldım. Ali arıyordu. "Efendim Alikuşum?"
"Yaprak...Mutlusun?"
"Evet çünkü barıştık. Ali ben çok haksızlık etmişim çok hemde kendimi suçlu hissediyorum."
"Neymiş peki aslı?"
"Benim doğum günüm yaklaştı ya alikuşum onun için bana tekne kiralatacakmış o buluştuğu kadında kiralama şirketinin asistanlarından biriymiş yani baya yanlış anlamışız."
"Anladım." Dedi kuşkulu bir sesle. " Ali kuşum benim şimdi yatmam gerekiyor ana kraliçe gene gelip başıma çemkirecek vallahi buna katlanamam yani okulda görüşürüz."
"Tamam küçük Titan görüşürüz." Telefonu kapatır kapatmaz gözlerim yavaşça kapandı ve huzurlu bir uyku çektim.

******
Sabah gene ana kraliçe beni yatakta ayırmak için baya bir çaba sarf etti ama tabii ki de işe yaramadı. En sonunda gelip tam kulağıma,"Yaprak!" Diye bağırınca yataktan nasıl fırladığımı bilemedim. "Ya of ana kraliçe ya aşağıda düğün var da benim mi haberim yok. Bu nasıl bir bağırmadır."
"Yaprak kalk zaten okula geç kaldın. Aşağıda Barış seni bekliyor." Yataktan Hızlıca kalkıp merdivenlerden aşağı iniyordum ama tam sonuna gelecekken ayağım kaydı tam o sırada Barış beni gördü ve koşmaya başladı ben tam düşecekken beni tuttu. "Ben sana ne dedim? Bundan sonra daha dikkatli olunacak!"
"Ya of senin geldiğini duyunca heyecandan elim ayağıma dolaştı."
"Yaprak ben her size geldiğimde sen düşeceksen bir daha gelmem."
"Hayır. Bak valla bir daha düşmeyeceğim söz."
"Tamam." Dedi gülerek sonra üzerime baktı. "Yaprak bu ne hal hadi git üzerini giyin okula geç kaldık. Zaten devamsızlıklar tavanda!"
"Abovvv!! Doğru." Hızlıca merdivenlerden yukarı çıktım ama gene düşüyordum. Arkamdan,"Amazon kızı. Hadi ama bunu bana yapamazsın." Dedi gülerek. "Düşmedim merak etme." Dedim bende gülerek. Üzerimi değiştirip aşağı indim. Annemlere görüşüz deyip evden çıktık. Barış önümden yürümeye başladı Ve ben de dayanamayıp sırtına atladım. O da hemen koşmaya başladı. "Sırık uçur beni." Dedim salakça. Güldü.

Okula vardığımızda gene Barış beni sınıfa bıraktı. Ama ben içeri girerken Ali'nin çıktığını gördüm. Ve Barış'ın kolundan tutup çekiştirmeye başaldı. Bende hemen koşmaya başladım arkalarından ama Barış bana bakıp içeri gitmemi işaret etti. Bende Barış'ı dinleyip içeri girdim ama meraktan çatlıyacaktım acaba ne konuşuyorlardı.

******
Ali ile Barış arka bahçede ağaçların arasındaki banka oturdular. Ali etrafı kontrol etti ve kimsenin olmadığına kanaat getirince sigarasını yakıp derin bir nefes aldı. "Evet Ali neden buraya getirdin beni?"
"Aldattın onu değil mi?"
"Ne? Hayır sen ne saçmalıyorsun ben onu aldatmam asla yapamam, yapmadım da. Beni boş yere suçlamak için mi buraya çağırdın?"
"Barış! Yaprak'ın o durumunu görseydin emin ol sen de inanmazdın kendine."
"Peki sen benim durumu mu gördün mü Ali? Sanki ben hiç üzülmedim ağlamaktan gözlerim şişti kafam yarıldı. Ama tabi bunlar seni ilgilendirmez dimi senin tek derdin Yaprak'ı benden uzaklaştırmak."
"Hayır ben sizi ayırma çalışmıyorum. Yaprak kiminle mutluysa ben onunla kalmasını tercih ederim zaten ama o kişi eğer Yaprak'ı üzüyorsa bende gerekeni yaparım."
"Bak Ali emin ol eğer ben gerçekten böyle bir şey yapsaydım burada seninle tartışamazdım çünkü çoktan ölmüş olurdum."
"Barış bundan sonra Yaprak'ı en ufak bir üzüşünde olacaklara katlanırsın."
"Ben Yaprak'ı hiç üzmedim ki bunda da üzmedim o beni yanlış anladı."
"Ha bütün suç onda yani?"
"Hayır tabi ki ben onu mu diyorum sadece ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı onu da hallettik."
"Eminim öyledir Barış, eminim öyledir!"

                                        ******
Ali sınıftan içeri girdiğinde yüzündeki somurtma beni derinden yaralamış gibi hissettim acaba ne konuştular. "Alikuşum ne oldu ne konuştunuz? Kavga etmediniz değil mi?!"
"Hayır küçük Titan sen o güzel başını rahat tut sıkıntı yok erkek erkeğe konuştuk sadece." Umutsuzca önüme döndüm.

Okul sonunda Barış'la evin yolunu tuttuk o her zaman ki gibi beni eve bırakacaktı ama onunda yüzünde kocaman bir somurtma vardı dayanamayıp sordum. "Barış Ali ile ne konuştunuz çabuk anlat."
"Bir şey konuşmadık."
"Nasıl bir şey konuşmadık! Dinliyorum Barış çabuk anlatıyorsun."
"Tamam. Gel şöyle oturalım." Dedi bankı gösterirken. Ve devam etti,"Ali hala seni aldattığımı düşünüyor bir türlü inandıramadım gerçeğe!"
"Nasıl yani ben ona gerçekleri anlattım?!"
"Belli ki inanamamış bana yüklendi. 'Ben onu asla aldatmam, yapmam!' dedim ama inandıramadım."
"Tamam merak etme ben bir şekilde çözerim."
"Hayır Yaprak bu söylediklerim aramızda kalacak Ali'ye hiç bir şeyden bahsetmek yok!"
"Peki tamam." Dedim pes ederek. Sonra bankta duran elimi alıp," Sen bana inanıyorsun değil mi?" Dedi. "İnanıyorum ben sana merak etme." Diye cevapladım. Ve gene o mükemmel cümleyi söyledi
"Seni seviyorum."
"Bende seni."

                                         *******
Ali ayağa kalkıp konuşmaya başladı," Beyler Barış ne derse desin ben ona inanmıyorum."
"Abi adam gerçeği açıklamış Yaprak'ta inanmış bize ne düşer ki?" Dedi Sinan. "Takip etmek düşer Sinan!"
"Abi niye bu kadar kuşkulusun ki?"
"Ya Barış'a güvenemiyorum. Yaprak'ın o günkü halini görseydiniz siz de kuşkuya düşerdiniz."
"Peki başkan ne yapıyoruz sen söyle bize." Dedi Gökhan. "Nerde, ne zaman, ne yapıyor bileceğiz Gökhan."
"Yani bence de takipten zarar gelmez hem de içimiz ferah olur." Dedi Oğuz.
"Tamamdır o zaman yarın başlıyoruz beyler hazırlıklı olun."
"Ya başkan ondan önce birer pizza mı boğsak?" Dedi Oğuz.

4N1K YAPBAR✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin