2

7.8K 357 200
                                    

"Burası clint'in çalışma odası."

Fazlasıyla belli oluyordu her yerde hedefler ve oklar vardı. Babamın asistanın asistanı bana yenilmezler kulesini gezdiriyordu. Neden babam yapmıyordu? Çünkü yeni icatlar buluyor ve kızına ayıracak vakit bulamıyordu..

Bir kapının önünde durduğumuzda buranın kime ait olduğunu anlamıştım. Kapı amerika renklerine boyanmıştı burası steve rogersın odasıydı. Babamın asistanı kapıyı açtığında içeride steve kum torbalarını yumrukluyordu. Bizi farkedip gözlerini bize döndürdü.

"Steve bey ben burada olduğunu bilmiyordum."

Asistan konuştuğunda steve gülümsedi,kadın rahatlamış gözüküyordu.

"Sorun değil hannah."

Hannah.. Umarım aklımda tutabilirim steve gözlerini bana döndürdüğünde gözlerinin mavisinde birazcık yeşillik olduğunu gördüm.

"Merhaba."

Söylediğine gülümsedim.

"Merhaba,odaları geziyorduk umarım bir sorun olmamıştır."

Steve elinde ki havlusuyla vücudunu siliyordu,gözlerini tekrardan bana odakladı.

"Hayır hiç bir sorun yok. Aksine memnun oldum."

Çok nazik ve iyimserdi haberlerde okunduğu gibi sert ve ukala bir havası yoktu. Gülümseyerek odadan çıktığımda hannah da peşimden çıktı.

"Şimdi nereye?"

Söylediğim soruyla biraz düşündü,düşündü sonrasın da yüzüne gülümseme yayıldı.

"Stephen strangin odasına."

Bir an da yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu senelerdir hayran olduğum süper kahramanın odasına mı girecektim?

Kapının önünde durduğumuzda kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Hannah hiç kimsenin odasının kapısını tıklatmamıştı ama strangin kapısını tıklatmıştı.

"Girin."

İçeriden gelen sesle hannahya döndüm.

"İçerde mi?"

Hannah gülümseyerek kapıyı açtığında girip,girmemek arasında kararsız kaldım. Her an rezil olabilirdim. Sırtımı dikleştirerek odaya girdim kolyesiyle oynuyordu. Yüzü bana döndüğünde gülümsedi.

"Ne güzel bir sürpriz."

Hannahya bakıp bana baktığında gülümsedim,ne güzel bir sürprizdim..

"Odaları gezdiriyordum,sıra sizinkine geldi."

Stephen hannahya gülümseyerek yaklaştı.

"Sen dışarı da güzel bir çay içebilirsin,burayı ben gezdiririm."

Hannah stephena teşekkür ederek odadan çıktığında stephen kolyesini boynundan çıkarak dolapına koydu.

"Hoş geldin elena."

Gülümsedim,bu adamı çok seviyordum.

"Hoş buldum."

*

Biz koyu bir sohbetin içindeyken kapı çaldı ve içeri babam girdi.

"Strange."

Strange oturduğu yerden kalkarak babama el uzattı kısa bir el sıkışmadan sonra babam gözlerini bana odakladı.

"Elena bugün seninle beraber dışarı da yemek istedim. Sana da uygunsa?"

Tony yani sözde babam olan adam benimle yıllar sonra yemek yemek istiyordu,hem de dışarda bunu neye borçluydum acaba?

"Bir saate çıkabiliriz."

Söylediğim şeyle yüzünde gülümseme göründü,yapmacık.

"İyi akşamlar stephen."

Babam stephena gülümseyerek dışarı çıktığında stephen da yerine oturdu.

"Ben de gideyim artık,sohbet ve oda turu için teşekkür ederim."

Stephen gülümseyerek ayağa kalktı bende ayağa kalkarak odadan çıktım. Odama gidip hazırlanmalıydım..

*

Masa da sadece çatal sesleri çıkıyordu,ne konuşuyordum ne de o konuşuyordu. Çok güzel bir baba,kız ilişkimiz vardı.

"Ee ne olmak istiyorsun?"

Etimi kesmeye çalışırken sözde babam olan adamın sesi kulaklarıma ilişmişti bunca sene sonra ne olmak istediğimi mi merak ediyordu?

"Bu seni ilgilendirmez."

Söylediğim kelimelerden sonra etime geri döndüm ama yine sesi duyuldu.

"Elena ben senin babanım."

Babamış.. Bunu 17yıl sonra farketmesi ne güzel bir şey çünkü daha önce farketseydi doğum günleri ve pastalardan nefret etmezdim. Ya da babalar gününden veya en basiti arkadaşlarımın babalarından..

"17yıl beni bir kere bile arayıp sormayan bir baba evet haklısın."

Gözlerimi onun gözlerinden ayırmıyordum.

"Bana kızgın olduğunu biliyorum."

Gülümsedim,kızgın... Kızgın olmak?

"Ben sana kızgın değilim keşke bunu birazcık anlayabilsen ben senden nefret ediyorum."

Haklıydım,belki şu anda kalbini kırmıştım ama çok haklıydım. Beni bırakıp gitmişti bir baba küçücük kızını nasıl bırakıp gidebilir ki? Ya en azından ayda,yılda bir görmeye gelirdi. Ben babamı sadece haberlerden ve param yetmediği içi gidemediğim ama televizyonda gördüğüm muhteşem gösterilerinden tanıyordum.

Tony parayı korumasına verip masadan kalktığında peşinden gidiyordum. Son cümlemden sonra tek bir kelime bile konuşmamıştık. Spor arabasına bindiğinde bende bindim. Yenilmezler kulesine gidiyorduk...

*

Ortak salona girdiğimizde herkes kahkaha atıp bir şeyler yapıyorlardı. Gözüm strange takıldı sadece o kahkaha atmıyor sadece yüzünde kocaman bir gülümsüme vardı. Anladığım kadarıyla şişe çevirmece oynuyorlardı kahramanlarımız..

"İyi geceler."

Tonye bakıp odadan hızlıca çıktığımda çalışan birini aramaya kalktım.

"Hey."

Uzun boylu,güzel fizikli bir kadın bana döndüğünde hızlıca yanına gittim.

"Odamın yerini biliyor musunuz?"

Dün geçici olarak bir odada kalmıştım ama bugün sözde babam olan tony stark bana oda yapmıştı.

"Tabi,göstereyim."

Kadın önden ben arkadan giderken strange'in odasının yanından geçtik. Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu.

Kırmızı bir kapının önünde durduğumuzda kadın bana döndü.

"Burası."

Gülümseyerek yanımdan geçtiğinde biraz uzaktaki kapı dikkatımı çekti odamın hemen karşısında stevin odası vardı. Odamın kapısını açarak içeriye girdim. İçersi en sevdiğim renklerden oluşuyor ve en sevdiğim şeyler vardı. Süper kahraman oyuncaklarım,doctor strange heykelim,tonynin bana aldığı teknolojik aletler ve kıyafetler odam da tek yabancı bir şey vardı beyaz bir dolap yanına gidip içine açtığımda Aman tanrım! Demir adam zırhı.. Babamın üstünde çok uğraştığına emindim ama giymeyecektim çünkü o yapmıştı. Dolabı kapatarak yatağıma yattım.

Bölüm Sonu...

Beklenmedik Teklif Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin