"Babanla iyi anlaşabiliyor musunuz?"
İlk zamanlara göre daha çok konuşuyorduk buna iyi denilirse,iyiydik.
"İdare eder."
Annem bacağımın üstünde ki elime elini koydu gözlerimi gözlerine odakladım.
"Elena o senin baban."
Daha kaç kere söyleceklerdi.. Biliyordum. O benim yıllardır hep yokluğunu hissettiğim babamdı.
"Biliyorum anne bunu söylemenize gerek yok."
Annem gülümsediğinde bana garip bir soru soracağını sezdim.
"Kahramanlarla iyi anlaşabiliyor musun?"
Aslında hepsiyle olmasa da bazılarıyla arkadaş gibiydim. Özellikle stephen ile çok iyiydi aramız.
"Evet,bazılarıyla arkadaş oldum bile."
Annem gülümsediğinde bende gülümsedim.
"Peki ya steve rogers?"
Yüzbaşı.. Ondan dövüş dersleri aldığımı anneme söylesemiydim. Nasıl bir tepki verirdi acaba
"Steve bana dövüş dersleri veriyor."
Annemin yüzünde ki şok ifadesi ve elindeki çay bardağını masaya koyuşuna kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.
"Elena! İnanamıyorum her şeyi anlat."
*
Ayakkabılarımı giyerek anneme baktım gülümseyerek bana bakıyordu.
"Gel buraya."
Annem beni kendine çekerek sarıldığında gözlerim dolmuştu annemi haftada bir,iki kere görüyordum. Eskiden her gün deli gibi eğlenirdik ama şimdi eğlenemiyorduk. Ben kahramanların yanına gidiyordum ama annem evde tek başına kalıyordu..
"Bir ihtiyaçın olursa hemen beni ara."
Annem söylediğim şeye gülümseyerek kafamı avuçlarının arasına aldı.
"Kızım büyümüşte annesinin ihtiyaçlarını karşılıyormuş."
Annemin ellerini öperek evden çıktım sokakta yürürken her hangi bir taksiyi durdurmaya çalıştım ama durmuyorlardı. Delicesine yağan yağmurda kısa kolu tişörtümle yenilmezler kulesine gitmeye çalışıyordum. Yanımdan bir araba tüm hızıyla geçtiğinde üstüme su sıçradı.
"Dikkat etsene hayvan."
Ben arabaya ağzımdan geleni saydırdıktan sonra üstüme baktım. Pantolonum batmıştı. Araba ilerde durdu,kapısı açıldı ona bakmadan elimle pantolonumda ki çamurları çıkarmaya çalıştım. Ben üstümü silerken gözümün önünde bir mendil gördüm. Mendile mendilden sonra ele elden sonra elin sahipine baktım.
"Stephen."
Ben şaşkın şaşkın stephena baktığımda yüzünde ki gülümsemesi karnımda ki kelebekleri serbest bırakmıştı.
"Elena üstünü batırdığım için üzgünüm. Yoldan geçiyordum seni görünce nereye gittiğini merak ettim."
Stephen strange beni merak etmişti.. İnsanlar stephena ağızları açık bakıyor bazıları resimini çekiyordu..
"İnsanlar bize saldırabilir."
Stephen benden gözlerini çekerek etrafa baktığımda ben hala stephanın karşımda olduğuna inanmıyordum. Bu kadar tesadüf çok fazlaydı..
"Arabaya binelim."
Stephen arabaya bindiğinde bende peşinden bindim. Arabası çok rahattı o hızla arabasını kullanıyordu. Stephenın ellerinin araba kazanası sonuçu işlevlerini kaybettiğini okumuştum acaba doğru muydu?
"Ellerin.."
Sustum,gözleri bana döndü korkuyordum. Çok ileriye gidiyordum.
"Okuduğum bilgiler."
Konuşmamı bölerek konuşmaya başladı.
"Ellerimi merak ediyorsan araba kazasından sonra bu hale geldiler."
Okuduğum bilgiler doğruymuş. Anladığımı işaret ederek önüme döndüğümde hızla arabayı kullanıyordu.
Yenilmezler kulesine geldiğimizde arabadan indim,o da arabadan inerek anahtarı platin saçlı çocuğa teslim etti.
"Merhaba."
Çocuğa söylediğim şeyle gülümsedi.
"Merhaba."
Stephen bize bakarak yürüdüğünde bende peşinden gittim.
"Tomla tanışıyor musunuz?"
Platin saçlı çocuğun ismi demek tommuş,evet tanışıyorduk.
"Geçen gün anneme götürdü beni orda tanıştık."
Stephen 'anladım' dercesine kafasını salladığında ortak salona girdik. Natasha,clint,steve,thor ve babam masa da kart oynuyorlardı.
"Elena."
Babam bana baktığında yanına yürüdüm ve yanında ki sandalyeye oturdum.
"Kim kazanıyor?"
Sorduğum soruya clint kendini gösterdi,gülümsedim. Stephena baktığımda bana dikkatlice bakıyordu.
"Siz beraber miydiniz?"
Babamın sorduğu soruya kafamı salladım.
"Aslında-"
Ben tam konuşacakken stephan söze girdi
"Yolda karşılaştık."
Babam anladım dercesine kafasını sallayarak oyununa devam ettiğinde stephen bana göz kırparak ortak salondan çıktı.
*
"Nasıl örümcek ağı fırlatıyorsun?"
Peter sorduğum soruyla yanıma oturarak ellerini gösterdi,bir kaç bir şey yaptı.
"Ellerini böyle yapıyorsun,sonrasında fırlatıyorsun."
Örümcek ağını duvara fırlattığında ağzım açık petera bakıyordum. Vay be!
"Bu inanılmaz."
Peter gururlu bir şekilde yüzüme baktığında gülümsedim. Bu çocuğu seviyordum.
"Tonyi seviyor musun?"
Sorduğum soruyla biraz düşündü peter benim yaşlarımda olan tek kişiydi beni en iyi anlayabilecek destek verebilecek kişilerdendi.
"Tonyi çok seviyorum,ona çok şey borçluyum. İyiki tony yanımda."
Söylediği şeyle gülümsedim. Babam gerçekten bu kadar iyi bir insan mıydı?
"Peki ya strange?"
Neden bu soruyu sorduğumu bilmiyordum ama stephen aklımı kemiriyordu..
"Stephen benim abim gibidir elena."
Abim gibidir.. Peter Nerdeyse benimle aynı yaştaydı ve strange abisi olarak görüyordu,ben de mi öyle görmeliydim?
"Örümcek adamlığın için teşekkür ederim ben gitmeliyim."
Peter ağıyla bana el salladığında gülümseyerek odadan çıktım. Odama doğru adımlar attığımda stevin kapısının açık olduğunu gördüm. Kapıyı çalmadan içeri giriyordum ki o dışarı çıktı.
"Elena."
Nerdeyse çarpışıyorduk bir,iki adım geri attım. Mavi gözlerine odakladım gözlerimi.
"Steve odanın kapısı açıktı merak ettim."
Gülümseyerek kapıyı kapattı
"Dövüş eğitimine şimdi devam edelim mi?"
Steve rogersa nasıl hayır diyebilirdim ki..
"Olur."
O önden ben arkadan gidiyordum.. Gün geçtikçe kuvvetleniyordum. Steve çok iyi bir koçtu...
Bölüm sonu,yoruuum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik Teklif
FanfictionBabasını on yedi yıldır sadece televizyondan ve internetten tanıyan bir kız babasının teklifinden sonra onunla yaşamaya başlar. Kahraman arkadaşlarıyla tanışır ve hayatı tamamen değişir. İyi yönden mi? Kötü yönden mi? Belirsiz.