26

1.7K 106 41
                                    

Uyarı:Bölümü okuduğunuz zaman bana çok kızabilirsiniz. Ben de kendime çok kızdım ama böyle olması gerekiyordu. Bir dahaki bölüm final vereceğim :) İyi okumalar.. Yorum atmayı unutmayın❤️

Y. A (Yazarın Ağzından)

Yağmurun altında sırılsıklam olmuş çantasında ki anahtarı arıyordu ama büyük ihtimalle içeride unuttuğu için kapıda kalmıştı. Kapının önüne çökerek buckynin eve gelmesini bekledi. Umarım erken gelirdi diye geçirdi içinden.

"Elena?"

Zac kapıyı açarak kapının önünde oturan elenaya bakıyordu. Zac buckynin yardımcısıydı ama aynı zamanda kardeşi gibiydi elena ayağa kalkarak zace baktı.

"Buckyle gittiğini zannediyordum."

Elena evin içine  adım atarak saçlarında ki suyu sıktı. Londra da inanılmaz yağmur yağıyordu gerçi buna şaşırmamalıydık. Londra Dünyanın en yağışlı bölgelerinden biriydi.

"Her yere beraber gitmiyoruz ikimiz de başımızın çaresine bakabilecek yaştayız."

Zac elena gülümseyerek konuştu. Normal de sadece çok önemli işlerde zac buckyle beraber giderdi fakat bugün bucky öylesine dışarı çıkmıştı.

"Bucky ne zaman evde olur biliyor musun?"

Zac 'Hayır' anlamında kafasını salladı.

"Ben birazcık dövüş antermanı yapacağım. Bucky gelince haber verirsin."

Elena hızlı adımlarla merdivenleri iniyordu. Anterman odası evin alt katındaydı. Elena steve ile beraber anterman yapmayı çok özlemişti,babasına çok kızgın olsa da onu da özlüyordu. Annesi iş için yurtdışında gitmişti. Her şeyden çok stephenı özlüyordu ama hislerini her geçen gün azaltmaya çalışıyordu ve korkarım ki bunda başarılı oluyordu.

Koltukta uzanmış saatlerdir hayatından geçen olayları düşünüyordu,çok şey yaşamıştı. Bunlar sıradan bir insanın kaldırabileceği olaylar değildi ama o Elena Starktı. Bucky kapının önünde durmuş sevdiği kadına bakıyordu. Elena buckyi farketmemişti. Bucky yavaş adımlarla sevgilisini yaklaşarak saçlarını okşadı elena buckyi beklemediği için irkilerek koltukta diklendi.

"Ben geldim bebeğim."

Bebeğim lafı elenaya babasını hatırlatıyordu o söylüyordu elenaya bunu ve bu elenayı duygusallaştırıyordu. Gülümsemeye çalıştı.

"Hoş geldin canım."

Canı mıydı sahi? Genç adamı canı kadar seviyor muydu?

"Nabtın bugün?"

Bucky sevdiği kadını yanına oturarak ellerini tuttu. Elena yutkunarak ellerine baktı ve anlatmaya başladı.

*
Y.A

Stephen odadan çıkarak derin bir nefes aldı. Elena ondan gitmişti gerçekler bedenine çok ağır geliyordu. Kapı bir kez daha açıldı.

"Stephen iyi misin?"

Natasha arkası dönük olan adama bakıyordu ruhunun ne kadar kırıldığını hissedebiliyordu. Elenayı çok seviyordu ve onun böylece gitmesi ona çok zor geliyordu. Stephen natashaya döndü.

"Nasıl olmalıyım?"

Ellerini iki yandan açarak salladı,natasha stephenın önünde durarak adamın yüzünü avuçlarının arasına aldı.

"Bunların hepsini atlatacağız stephen,beraber başaracağız."

Natasha stephenın göz yaşlarını silerken stephen gülümseyerek natashadan uzaklaştı.

"Benim yalnız kalmam gerekiyor."

Hızlıca arkasını dönerek uzaklaştı natasha bağırsa bile aldırış etmedi,yalnız kalması gerekiyordu

Odasına giderek dolabını açtı. Hayır,hayır bu değil,bu değil. İşte bu dolabında ki en pahalı takımını aldı. Saat çekmesinden kıyafetine uygun saati ve kravat gözündende en uygun kravatını alarak giyinme odasına yöneldi.

Giyinme odasından çıktığında cennetten düşmüş bir tanrıya benziyordu. Tüm modellik dergilerinin baş kapağı olabilirdi.

En gösterişli arabasını seçti ve toma seslendi. Sarı saçlı genç patronuna döndü.

"Tom hemen arabamın anahtarını istiyorum!"

Stephen sırtını arabanın kapısına yaklaşarak tomu bekledi. Bir kaç dakika sonra tom araba anahtarıyla geri döndü.

"Benim sürmemi ister misiniz?"

Strange çok kötü bir durumdaydı bunu herkes biliyordu. Tom kaza yapmasından korkuyordu. Stephen gülümseyerek tomun omzuna vurdu ve arabasına binerek hızlıca uzaklaştı.

Londra sokakların da arabasını hızlıca sürüyordu,kaza yapma ihtimali vardı ama bu pek umrunda değildi. Bir kere yapmış ve ellerini kaybetmişti ellerinin acısı elenanın acısından daha azdı.. Bu yüzden kaza yapmayı umursamıyordu.

Arabalar yavaş yavaş azaldı,yolun genişliği darlaştı. Arabasını sürdüğü yerin yanı tamamen uçurumdan oluşuyordu. Dağ yoluna girmişti. Ne zaman buraya geldiğini hatırlamıyordu. Umursamadan arabasını yüz kırk beş hızla sürmeye devam etti. Neredeyse uçacaktı..

S.A (Stephenın Ağzından)

Ellerimin titremesine aldırış etmiyordum. Kafamı yana çevirerek uçurum olan yere baktım. Şu anda kaza yapsaydım ne olurdu? Arabam aşağıya yuvarlansaydı cesetimi bulabilirler miydi? Yasımı tuttan olur muydu? Peki ya beni yıllar sonra hatırlayan olur muydu? Bu soruların cevapını öğrenmek için arabamı birazcık yana kırmam yeterliydi. Her şeyimi kaybetmiştim. Ellerimi,İşimi,Arkadaşlarımı. ,Sevgilimi artık ne önemi vardı yaşamanın? Elena beni özler miydi? Arkamdan ağlar mıydı yoksa sevgilisiyle mutlu mu olurlardı. Arabayı ani bir frenle durdurdum. Bu dağ yolunu genelde kimse kullanmazdı çünkü hem çok dar hem de yanı hemen uçurumdu. Arabadan inerek bagajımı açtım..

Tekrardan arabaya bindim.

Aynı hızımla araba kullanıyordum şimdi titreyen ellerimi direksiyondan çekmeli ve gaza yüklenmeye devam mı etmeliydim? Elena beni özleyecek miydi? Umarım özlerdi ve beni unutmazdı. Ellerimi yavaşça direksiyondan çekerek arabayı yana kırdım.

Y.A(Yazarın ağzından)

Araba kontrolden çıkarak uçuruma doğru düşerken stephen gözlerini yumarak gülümsüyordu,yavaş yavaş bedeni yerle buluşaçaktı.

Araba kaldırıma çarptı..

Araba paramparça..

İçinde ki ölüyor...

Bölüm Sonu..

Beklenmedik Teklif Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin