"Sonunda bitti!" Diye bağıran Ted'e bakıp güldüm. Hannah, Niall ve Harry ile kafedeydik. Ted ile Max'de gelip yanımıza kurulmuştu. Biten şey ise sınav haftasıydı. Evet üç haftalık yorucu sınav maratonundan sonra sonunda bitmişti. Bunla beraber soğuk havalar gelmiş ve zaten yağmurlu olan hava şimdi daha çok kötüydü. Ve alçım çıkmıştı! Çıkalı 3 gün oluyordu. Ne kadar ağrısa da iyiydim. Alçımın çıkmasına en çok sevinen de Harry olmuştu tabi. Harry ile her şey mükemmeldi. Arada yaşadığımız kıskançlık krizlerinden başka bir sıkıntımız yoktu. Sürekli yanımdaydı ve bu beni mutlu ediyordu.
Karşımda oturan sarmaş dolaş olmuş Hannah ve Niall'a baktım. Fazla tatlılardı. Onlar da 2 haftadır çıkıyordu ve gerçekten 2 yıllık çift gibiydiler. İkisinin de çok ortak noktası vardı. İlki yemekti sanırım.
"Bir şeyler mi yapsak?" Dedi Hannah içeceğini yudumladıktan sonra.
"Ne yapalım sevgilim?" Dedi Niall iyice Hannah'a yanaşarak.
"Bilmiyorum ama eğlenmek istiyorum."
"Sizi bilmem ama bizim Hera ile işimiz var." Dedi Harry kolunu omzuma dolayarak.
Ne işimiz vardı ve benim niye bundan haberim yoktu?
"Ne işimiz var Harold?" Dedim yakınımda duran sevgilime. Kulağıma yaklaştı ve fısıldadı.
"Sürpriz."
Yüzüne gülerek baktım.
"Anlaşılan dördümüzüz." Dedi Ted bana doğru. Ona dil çıkardım ve Harry ile beraber ayağa kalktık.
"İyi eğlenceler gençler." Niall'ın dediği şeye Harry gülmüştü. Onlara veda edip çıktık. Harry ile arabasına bindiğimizde arabayı çalıştırdı. Ona doğru döndüm.
"Nereye gidiyoruz?" Dedim heyecanla. Şöyle bir şey vardı. Eğer amacı benimle bugün sevişmekse bu imkansızdı.
Çünkü regliydim.
Ama bunu ona nasıl söylerdim bilmiyorum.
"Bize gidiyoruz." Dedi Harry yola konstantre olmuşken.
"Anne ve Gemma nerede?"
"Gittiler. 2 günlüğüne ev bana kaldı. Yani bize." Dedi göz kırparken.
Sadece gülümsedim ve yol boyunca sustum. Ne diyeceğimi bilmiyordum.
Eve vardığımızda Harry ben içeri geçmeden gözlerimi kapattı.
"Hey!" Dedim ne olduğunu anlamayarak. Harry ise ellerini gözlerimde tutmaya devam ederek beni içeri ilerletti.
"Ne oluyo-"
Sözümü kesen şey gözlerimi açması olmuştu. Önümden merdivene kadar uzanan gül yaprakları ve masanın üzerindeki şampanya ile mumları gördüğümde ağzım açık kalmıştı.
"Harry." Dedim zayıf çıkan sesimle. Bu benim için yapılmış en iyi şey olabilirdi.
Arkamı dönüp boynuna atladığımda belimden sıkıca tutarak bana sarıldı. Gerçekten inanılmazdı.
"Bu benim için yapılmış en güzel şey. Çok teşekkür ederim." Dedim hâlâ ona sarılı haldeyken.
"Senin için her şeyi yaparım. Yeter ki mutlu ol. Gel oturalım."
Mumlarla donattığı küçük masanın yanına minderler koymuştu ve bu çok tatlıydı. Beraber minderlere oturduk ve Harry şampanyaya uzandı. Şişeyi açıp kadehleri doldurduğunda birini ben birini o aldı.
"Güzel sevgilime. Şerefe." Dedi Harry bardaklarımızı çarpıştırarak. İçkiyi yudumlayıp masaya koydum. İki elimi Harry'nin yanaklarına koydum ve ona baktım.