"Açılın sürtükler!" Bağırarak havuza koşan Ted'i görmemle hemen havuzun içinde Harry'i de çekip kenara çekildim. Ted üstümüzden atlayıp fok balığı gibi havuza atlarken Max sevgilisine 'geri zekalı' bakışı atıyordu.
"Aptal! Üstümü ıslattın!" Hannah havuzun başında durmuş tişörtüne bakarken Niall arkasından sarıldı.
"Zaten bu fazla değil mi? Çıkar bence." Niall Hannah'ın tişörtünü sıyırmaya çalışırken Hannah onun eline vurdu.
Yani anlayacağız, normal olan tek kişi yoktu.
Yine bir yaz tatiliydi ve Hannah bizi yine Los Angeles California'ya sürüklemişti. Zaten burası artık onun yeni eviydi. Üniversiteyi burada kazanmayı başarmıştı, hep hayali olan California Üniversitesi'ne kabul mektubunu aldığında öyle çıldırmıştı ki aynı anda hem ağlamış hem de kahkahalara boğulmuştu. Ondan ayrı olacağım için mutsuzdum. Niall ile beraber California'da olacaklardı ama biz Harry ile New York'taydık. Hatta Ted ve Max de New York'taydı. Hannah da bizden ayrı kalacağı için mutsuzdu ama bizi rahat bırakmayacağını, her fırsatta uçağa atlayıp geleceğini söylüyordu.
"Bebeğim." Dedi Harry havuzun içinde bana sarılıp omzumu öperken. Elimi arkaya doğru uzatıp saçlarına dokundum ve onu iyice kendime çektim. Benim küçük bebeğim bir haftadır hastaydı ve daha yeni iyileşmişti. Yine de hâlâ halsizdi. Hastayken bir bebekten farkı yoktu, sürekli sızlanıyor ve beni yanında istiyordu. Hatta ona duş bile aldırmıştım. İlgi manyağı bir bebekti.
"Efendim küçük bebeğim." Dedim ona dönüp yanağını öperken. Şımarık bir şekilde güldü.
"Seni özledim." İyice bana yanaşıp sıkıca sardı. Benim ayaklarım yere değmese de onun değiyordu ve beni rahatça kucaklıyordu.
"Bir saat bile ayrı kalmıyoruz, nasıl özledin?" Burnuna öpücük kondurduğumda o gülüp beni kendine bastırdı.
Bastırmasıyla kasıklarımda sertliğini hissettiğimde ağzımı kocaman açtım. O ise her zaman ki gibi sırıtıyordu.
"Şimdi anladın mı? Haydi odamıza gidelim." Beni kucaklayıp havuzun kenarına doğru götürürken itiraz etmedim, ben de onu özlemiştim. Ama hâlâ halsiz gözüküyordu açıkcası.
"Nereye?" Dedi Hannah biz havuzdan çıkınca. Harry sırıtıp Hannah'a göz kırptığında Hannah öğürdü ve soru sormayı bıraktı. Ona öpücük atıp Harry'nin beni çekiştirmesine izin verdim.
Odamıza girer girmez Harry kapıyı kilitlemiş ve beni öpmeye başlamıştı. Islak vücutlarımız yatağı ıslatacaktı ama bu şu an ikimizin de umrunda değildi. Öpücüklerimiz hem tutkulu hem de eğlenceliydi. Öpücüklerin nereye geldiğini umursamadan Harry beni defalarca öpüyor aynı zamanda gülüyordu. Eli bikini üstüme gidip onu çekiştirdiğinde hemen sonuca ulaştı ve bikinim üstümden ayrıldı. Beni yatağa ittiğinde üstüme yerleşmek için hareket etmişti ama onu itip sırt üstü yatağa düşmesini sağladım. Bacaklarımı iki yanına atarak kucağına oturduğumda gözlerimiz buluştu.
"Hâlâ halsizsin, bırak da ben halledeyim bebeğim." Dudaklarım çoktan boynuyla buluşmuştu ve Harry sadece inleyip beni onaylamıştı. Dudaklarım çok sevdiğim dövmeleri teker teker geçiyordu ve gittikçe kasıklarına yaklaşmıştım.
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gözlerini kapatmıştı ve çarşafı sıkıyordu. Yüzünde acı çeker gibi bir ifade vardı ama bunun zevkten kaynaklı olduğunu biliyordum. Islak vücudu parlıyordu ve o kadar seksi gözüküyordu ki dünyanın en şanslı kızı olduğumu düşünmüştüm.
Kısa sürede altlarımızdan kurtuldum ve daha fazla dayanamadığımdan kendimi ona ayarlayıp içime aldım.
Harry yüksek sesli inleyip ellerini kalçalarıma koymuştu, ben ise nefes nefese bir şekilde üstünde zıplamakla meşguldüm. Bu hem yorucu hem de çok yoğundu ama harika hissettiriyordu.