"Siktir siktir siktirr." Şortumu giyerken düştüğüm yerden kalkıp birkaç küfür daha savurdum. Okulun son senesine girmiştik ve ben ilk gününe geç kalıyordum. Aşağıdan gelen Ted'in ırzına geçtiği korna sesi ve telefonumun durmadan çalması beni çığlık attıracak kadar sinirlendirdiğinde odamın kapısı açıldı. Abim uykulu gözlerle bana tip tip baktığında üstümde sadece sütyen olduğu için yine çığlık attım.
"Niye çığlık atıyorsun geri zekalı?" Korna sesi bir kez daha yükseldiğinde abim odamın içine girip penceremi açtı ve kafasını dışarı çıkarıp Ted'i kibarca (!) uyardı.
"O kornaya bir daha basarsan bütün arabayı götüne sokar, içi-"
O küfürlerine devam ederken ben üstüme ince askılı siyah bodyimi geçirdim. Üzerime de kot ceket giyinip çantamı sırtıma attım. Dudaklarıma hafif bir gloss sürüp parfümümü üstüme boşalttım.
Sanırım hazırdım.
"Hector şuna küfür etmeyi bırak. Ben çıkıyorum."
Abim bana yaklaştı ve yanaklarımı öptü.
"Son senen hızlı ve güzel geçsin canım kardeşim." Abime el sallayıp odamdan fırladım. Merdivenleri uçarak indim ve ayağıma vanslarımı geçirip arabaya atladım. Tabi arabaya biner binmez Ted ve Hannah tarafından şiddet görmüştüm. Yol boyunca didiştik ve indiğimizde koşarak sınıflara gittik. İlk dersim ileri biyolojiydi. Bu sene bu dersi almak istemiştim çünkü ortalamama büyük katkısı olacaktı. Biyoloji severdim ve sanat okulu planım tutmazsa ikinci planım genetik üzerine bir şeyler yapmaktı. Annem, babam ve abim hukukçulardı ama ben onların tam tersi, sayısal bir zekaya sahiptim.
Abimin dediği gibi evlatlık olabilir miydim?
Ted ve Hannah ileri biyolojiyi zor buldukları için dersi almamışlardı. O yüzden onlardan ayrı bir şekilde sınıfa girdim ve hoca daha girmediği için derin bir nefes verdim.
İlk derse geç kalmak istemezdim.
Voleybol takımından tanıdığım Elena'nın yanına kurulduğumda bana gülümsedi. Tatlı bir kızdı ve partner olabilirdik. Öğretmen sınıfa girdiğinde dikkatimi topladım ve bazı kişilerle şu an aynı yerde olduğumu unutmaya çalıştım.
Bazı kişiler dediğim tek kişiydi ve tabi ki Harry'di.
Umarım çok fazla ortak dersimiz olmazdı.
Öğle arasında tabağımı patates kızartmasıyla doldurmuş bir şekilde Hannah'nın yanına kuruldum. Ted ve Niall karşımızdaydı. Niall ağzı dolu bir şekilde konuşmaya çalıştı.
"Nasılsın Hera?"
"Ağzındakileri yut hayvan." Hannah sevgilisini kibar bir şekilde uyardığında güldüm.
"İyiyim be ne olsun."
"Son senemiz be. Duygulandım bak yine." Ted geriye yaslanıp etrafa baktı.
"Hiç özlemeyeceğim burayı, bir önce bitse de LA'ya geri dönsem." Hannah'ın tek isteği buydu tabii.
"Ben özlerim sanırım." Dedim omuz silkip. Sonuçta burada doğup, büyümüştüm. Nasıl özlemiyim?
"Özlemek demişken." Ted bir yeri işaret ettiğinde kafamı hiç düşünmeden çevirdim ve bir çift gözle karşılaştım.
Harry, sandalyesine yaslanmış bir şekilde beni izliyordu. Ona baktığımda bile istifini bozmadı ve izlemeye devam etti. Kafamı hemen çevirip Ted'e kızgınca baktım.
"Aptal mısın? Senin yüzünden hayvan gibi dönüp baktım."
Niall güldüğünde ona kötü kötü baktım.