~Bölüm 2

486 60 16
                                    

Kendimi çok kaptırmıştım ki okuldaki öğrencilerin konuşma ve bağırışmalarını duymasam okula vardığımı fark etmeyecektim. Eski okulumla kıyaslarken ağaçların arkasından ikiside tanıdık iki ses duydum;
- Hep gecikiyorsun Taro. Bu durumdan şikayetçiyim! B...
- Şikayetçiysen artık birlikte yürümememiz gerekiyordur Osana. Hem böylesi daha iyi olur. Sen beni her sabah beklemekten kurtulursun, bende her sabah senin dırdırını çekmekten kurtulurum.
- Hayır, hayır Taro. Sen beni yanlış anladın. Ben öyle demek istemedim. Sadece seni beklemekten sıkılıyorum.
- Tamam Osana. Aslında haklısın. Bende her sabah gecikiyorum. Bi daha olmaz.
- Peki. Şey... Öğlen yemeğinde çatıda buluşalım.
- Çatı mı? Neden ki?
- NEDENİNİ SORMA. SADECE ORDA OL!!!
- Iı, tamam Osana
- Ama Ge-Cik-Me
- Tamam
Telefonumdan gelen sesle gözümü Taro ve cırtlak sesiyle kulaklarımın içine eden Osana'dan ayırdım ve gelen mesaja doğru çevirdim. Bilinmeyen numara...
- Merahaba. Seninle Osana Najimi hakkında konuşmak istiyorum. Hemen şimdi çatıya gel. Seni orada bekliyor olacağım. ~İ~

Kimdi ki bu şimdi. Osana adlı kız. Acaba bu kız mı? Bu düşüncelerimden hızla sıyrılıp çatıya doğru koşmaya başladım. Bi dakika bi dakika, çatıya nasıl çıkıcam?
Bunu hiç düşünmemiştim. Çatıya çıkmak için merdiven gerekli. O zaman merdiven bulmalıyım. Okula girdim. Merdiven aramaya başladı. Köşeyi döndükten sonra karşıma merdivenler çıkmıştı. SONUNDA. Koşarak yukarı çıktım. Çıktığımda nefes nefese kalmıştım. Biraz ileriye doğru yürüdükten sonra karşıma kızıl kısa saçlarıyla sırtı bana dönük bi şekilde beni bekliyordu. Şüpheli bir ses tonuyla;
- Beni buraya çağıran sen miydin?
- Bunu tahmin etmek pekte zor olmasa gerek.
- Telefon numaramı nereden biliyorsun?
- Bu okulda çoğu şey benden sorumludur. Anlıyor musun? Benden hiçbir şey kaçmaz.
- Tamam. Ama niye benimle konuşmak istedin? Beni daha tanımı...
- O kadar emin olma. Ben İnfo-Chan.
- Sen o iğrenç kızsın. Kızlara şantaj yaparak diğer kızların iç çamaşırını çektirip erkeklere satıyorsun.
- Daha yeni gelmene rağmen çoğu şeyden haberdarsın. Seninle çalışmaktan mutluluk duyarım.
- Hayır asla. Senin gibi bi kızla çalışmak istemem.
- Hemen hayır deme. İstersen bi düşün.
- Hayır dedim ya!
- Neyse ben konuya geçiyim. Osana... O kızı sevmiyorsun galiba?
- Bunu sana söylemem gerekmiyor sanırım.
- Evet, gerek yok. Ben zaten biliyorum. O kız ortadan kalksa sen de mutlu olurdun.
- Sen galiba benim hakkımdaki en önemli detayı kaçırmışsın, İnfo-Chan.
- Aa, pardon. Sen bu gibi duyguları hissedemediğini unutmuşum.
- Peki bunu nerden biliyorsun. Ya da boşver. Sormadım farz et. Çünkü bi gram umrumda değilsin. Hadi kendi yoluna.
Tam arkamı dönmüş gidiyordum ki İnfo-Chan;
- Ondan hoşlanıyorsun değil mi?
Olduğum yerde kala kala kalmıştım. Bunu nereden anlamıştı ki? Pot kırmamak için sakin ve bi o kadar ilgisiz bir şekilde:
- Unuttun mu? Ben hiçbir şey hissetmem diyip hızla aşağı indim. Ne yaptığımı ben de anlamış değildim. Ne oluyor bana? Bu ani ruh değişimleri...
Hiçbir şey anlamış değildim. Bi an önce günün sona erip evime gitmek istediğimi düşündüm. Bu pekte farklı bir düşünce değildi.

Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın.

Küçük Bir Kıvılcım (Ayando)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin