~Bölüm 15

251 36 10
                                    

Aynadaki yansımam Ne kadar çok ağladığımın belirtisiydi. Göz altım şişmiş ve yüzüm biraz kızarmıştı. Yüzüme sonuncu kez su çarpmamla birlikte lavabodan çıktım. Ayano hala kulüp odasındaydı. Onu orada bırakmak istemiyordum ama beni böyle görmesi de pek hoş olmazdı. Benim için en ufak bir duygu beslemese bile onun karşısına böyle çıkmak istemiyordum.
Neden o değilde beni sevemiyordu. Taro... zaten hep muhteşemdi... Akıllı, zeki, çalışkan, yakışıklı. Yanlış hatırlamıyorsam ortaokuldaki neredeyse bütün kızlar ona aşıktı. O zamanlar bu hiç umrumda değildi. Ama şu an, neden Ayano'da onu sevmek zorundaydı ki.
Neden benden değil de ondan hoşlanıyordu.
Kulüp odasına girdim ve yavaşça yanına kadar gittim. Yatıyordu. Yüzüne bakmaya çalıştım ama başarısız oldum. Kalbime saplanan o bıçak her seferinde daha da saplanıyordu. Ve ben buna dayanamıyordum. Yavaşça yanına çömeldim.
-Ayano? Uyanık mısın?
-Evet.
Ani cevapla şaşırdım ve ayağı kalktım. Bana döndü yavaşça ayağa kalktı. Eteğini düzelttikten sonra bana baktığı anda şaşırdı.
-Budo sen... ağladın mı?
Elim istemsizce gözlerime gitti. Ah lanet olası kızarıklar beni neden ele veriyorsunuz. Şimdi bir bahane bulmalıyım.
-Ah sen yattığın sırada benim de içim geçmiş uyanınca böyle değişik oluyorum ben hehe.
-Peki. Şey eve, eve gitmek ister misin?
-Olur.
Hiçbir şekilde sorgulamadan okuldan çıktık. Hava bayağı kararmıştı. Durakta otobüs kalmamıştı. Ayano yeni uyanmışlığın sersemliğiyle tökezleyip duruyordu. Bense ona bakmamak için elimden geleni yapmaya çalışıyordum. O sırada arkama binen ağırlık birden durmama sebep oldu. Arkamı döndüğümde Ayano'nun sırtıma tutunduğunu gördüm.
-Yok bu böyle olmayacak Ayano. Şurada bir yerde oturalım.
Ayano'nun sorgulamaya kalmayan gücü birkaç adım ilerdeki banka kadar yürümeye ancak yetmişti. Önce Ayano'nun oturmasına yardım ettim ardından hemen yanına oturdum. Kafamı ona çevirdiğimde yıldızları izlediğini gördüm.
-Merak ediyorum.
-Neyi?
-Oyunu kazandım ya ne alacaksın bana?
-Ne ama öyle anlaşmamıştık ki. Sana bir şey alacağımı söylemedim.
-Aman be alsan şaşarım.
Gülmeye başladık. Bir süre ona uyup arkamı yaslayıp kısa bir süre için gözlerimi kapattım. Açtığımdaysa hava daha da kararmış Ayano ise omuzumda uyuya kalmıştı. Enseme vuran tatlı nefesi güzel bir his veriyordu. Gülümsedim. Yavaşça yüzüne yaklaştırdım kafamı. Kalbim bir kez daha sertçe çarptı. Ama bu sefer acıyı umursamadan elimi saçlarında gezdirdim ve kokusunu derince içime çektim. Yüzüne daha da yaklaştım. Bu sefer nefeslerimiz birbirine karıştı. Elini kavradım sıkıca. Dudaklarımı yavaşça yanaklarında gezdirdim. O sırada kalbim bir kere daha durmamı söyler gibi sıkıştı. Kendime yeniden sordum. 'Beni sevebilir miydi?' İstemediği sürece ona kendimi sevdiremezdim. Ama beni de sevebilirdi. Neden olmasın ki. Bu sefer daha da ileri giderek yavaşça dudaklarına yaklaştım, daha da yaklaştım. Artık nefes alıp verişini hissedecek kadar yakındım ona. Soğuk havada belli olan nefeslerimize son kez bakıp bu sefer dudaklarımızı birleştirdim
...
Demeyi isterdim. Ama yapamadım. Bu ben değildim. Ben bu kadar vicdansız değildim. Şu an biri beni Ayano dışında birini sevmem için zorlasa mutsuz olurdum. Ben... Ayano'nun mutsuz olmasını istemiyordum. Onun gülümsemesini, neşeli olmasını istiyordum. Onun... Taro'yla mutlu olmasını istiyordum. Onu seviyordum. Hemde bütün kalbimle ama... beni sevmesine onu zorlayamazdım. Her ne kadar beni sevmesede,Taro'yu sevse de benim yanımda olmasını istedim. Bu sefer gözüm bankın üstünde birbirine kenetlenmiş olan ellerimize kaydı. Elini iki avucumun içine alarak küçük bir öpücük bıraktım. Sonrasında da ellerimizi ayırdım. Ona döndüm ve dürtmeye başladım.
-Ayano... Ayano! Uyan hadi eve gidelim, Ayano?
Hiç cevap yoktu. Birkaç kez daha seslendim ama yine cevap yoktu. Derin bir nefes aldım. Yavaşça ayağa kalkarak önünde çömeldim ve kollarını omzuma dolayıp sırtıma aldım. Yavaşça yürümeye başladım. Her tarafım ağrıyordu. Acıyordu. Ama yine de onun yanında durmak, onu korumak istedim. Onun beni sevmesini ve her an yanımda olmasını istedim. Ama hepsi boşunaydı işte. O Taro'yu seviyordu ve hep onu sevecekti. Ben onun gözünde sadece sıradan biriydim. Beni umursamadığı kesindi.
Ayano'nun evinin önüne geldiğimizde kolunda asılı olan çantanın içini karıştırmaya ve anahtar aramaya başladım. Anahtarı bulupta içeri girdiğimde onu uyandırmamak için karanlığın ortasında odasını aramaya başladım. Odayı bulduğumda Ayano'yu yavaşça yatağın üzerine bıraktım sonra da yavaşça üstünü örttüm. Bakışlarımı onun üstünden alamıyordum. Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. O sırada gözüme çarpan mantar panonun üstünde asılı olan fotoğraflardı. Işık olmadığından Ne oldukları belli olmuyordu. Uyandırmamak için telefonumun fenerini açtım. Ama keşke bakmasaydım diye düşündüm. Panoda asılı olan Taro'nun fotoğraflarına baktıkça sinirim bozuldu. Her birini alıp çöpe attım. Her birini küçük parçalara ayırıp çöpe attım. Ama yine aklımdan çıkmayan ayanoya döndüm. Elim istemsizce alnını kapatan saçlara gitti ve yavaşça kaldırınca ortada açık kalan alnı ile dudaklarımı baş başa bıraktı. Küçük bir buse kondurduktan sonra yanan dudaklarım alev almışcasına acıyordu. Daha fazla burada kalırsam kalbimin tamamen iflas edeceğine emindim. Ayağa kalktım ve evden çıktım...
...
'Ne yapacağım ben bu acıyla, sensiz nasıl katlanacağım Ayano'
...
Telefonuma gelen mesajla oturduğum banktan doğruldum. Kardeşimdendi. Neden geç kaldığımı soruyordu. İsteksizce klavyeyi açıp birkaç kelime yazdım.
-Kusura bakma. Sho ile birlikteydim. Filme dalmışız. Şimdi yoldayım.
Kardeşime bile yalan söyleyecek hale gelmiştim. Kafamı tekrar banka yasladım.
-Budo?
Kafamı kaldırdığımda karşımda duran surat artık her ne kadar sevdiğim biri olsa da artık sinirimi bozuyordu.
-Taro? Ne arıyorsun burada?
-Asıl sana sormalı yüzünden düşen bin parça.
-Önemli bir şey yok.
Yanıma oturdu. Taro uzun zamandır çok iyi bir arkadaşımdı. Her zaman bana destek olmuştu. Ama şu an ondan nefret edecek hale gelmiştim. O kadar nefret ediyordum ki ondan, tiksiniyordum. Ama bu onun suçuda değildi sonuç olarak. Ayanoya o demedi benden hoşlan diye.
-Taro. Şimdi sana bir şey anlatacağım iyi dinle ve yorum yap tamam mı?
-Tamam.
-Şimdi bir tane X(ayano) kişisi var. Bu kız Y(Taro)'ya aşık. Ama sende Q(Budo)'sun ve X(Ayano)'dan hoşlanıyorsun, bir de Y(Taro) senin çok yakın bir arkadaşın. Ne yapardın?
-Nereden çıktı ki şimdi bu x'ler y'ler.
-Boşver de soruma cevap ver.
-Emin değilim. Bu şeye benziyor. Sen birinden hoşlanıyorsun ve o kız bana aşık oluyor heheh.
-Anladım. Yardımın için sağol.
Arkama bile bakmadan yürümeye başladım. Aslında dedikleri doğruydu. Keşke diyebilseydim 'evet sana aşık ama bende onu seviyorum' diye. Ama şu an bir tek oradan ayrılmak ve bu geceyi bir daha hatırlamamak istiyordum. Arkamdan bağıran Taro'yu hiç takmadan yürümeye devam ettim. Sadece gözyaşlarımın ihanetine uğrayıp oracıkta ağlamaya başladım.

Neden bu kadar dramatik bölümler yazıyorummmm. Yarım edinnn. Neyse umarım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı ve vote atmayı unutmayın. Sizi seviyorum.

Küçük Bir Kıvılcım (Ayando)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin