-Yine geciktin Taro.
-...
-Ugh! her neyse.
-Beni neden çağırdığını söylemeyi düşünüyor musun.
-B-ben... *utanarak bentoyu uzatır*
-Osana bunu benim için mi yaptın?
-H-hayır!! Yanlış anlama s-seni sevdiğimden filan değil. Bu sabah çok fazla bento yapmışım. Y-yani ekstraları alabilirsin.
-Ben çok teşekkür ederim Osana. Dedi ve Osana'nın elinden bentoyu alıp iştahla yemeye başladı. Pek süre geçmeden sonra;
-Ugh b-bunun içine ne koydun sen.
-N-Ne demek istiyorsun.
-Ben daha fazla yiyemiycem, karnım çok kötü oldu.
-Hey bir kızın yemeğiyle böyle konuşamazsın.
-Üzgünüm Osana. Dedi ve hızla koşarak merdivenlerden indi.
-*üzgün ses tonu* acaba neyi yanlış yaptım ki.O sırada onları izlemek çok hoştu. Yani senpai'me zarar gelsin istemiyorum ancak Osana'ya öfkelenmesi çok hoşuma gitmişti. Gülerek oradan ayrıldım. Osana'nın kalbinin kırılması hoşuma gitmişti. Yüzümdeki gülümsemeyle okulun bahçesinde dolaşmaya başladım. O sırada telefonuma gelen mesajın sesiyle elim cebime gitmişti. Mesaj yine bilinmeyen numaraydı.
'Bu yaptığın gerçekten hoşuma gitti, düşündüğüm kadar boş değilmişsin'
'Ne sandın'
'Neyse bana ihtiyacın olursa ne yapman gerektiğini biliyorsun sanırım'
'Gerçekten çok iğrençsin'
'Teşekkürler canım'
'Benim Osana'dan nefret etmek için nedenim var Peki ya seninki'
'Özel nedenler'
'Sanırım bu özel nedenler bana açık değil'
'Bu kadar konuşma yeter'
'Peki'
'Yeniliklerine her zaman açık olacağım'
'Emin olabilirsin'Farkına varmadan bütün bahçeyi turlamış ve yine okulun girişine gelmiştim. Oysa biraz vakit geçmesini istemiştim. Biraz daha dolaştıktan sonra çalan zilin sesi ile okulun içine girip sınıfa çıktım. Osana çok üzgün görünüyordu. Yanına oturdum ve tam Ne olduğunu soracakken öğretmen içeri girdi. Ders boyunca Osana'yı izledim. Neredeyse dersi hiç dinlemiyordu. Bende onun bu üzgün tavrından sıkılıp derse döndüm.
~Sıkıcı Bir Dersin Sonunda~
Sınıftaki herkes yine öğretmenin çıkmasıyla dışarı çıkmış ve bir tek ben ve Osana kalmıştık. Tam bende çıkacakken Osana bana seslendi;
-Ayano birkaç dakikan var mı?
-Evet Osana sorun Ne.
-Ş-şey sorun taro...
-Birşey mi oldu?
-Taroya hazırladığım bentonun içinde zehir bulunmuş.
-N-nasıl yani!
-Şimdi taroya bentoyu verdiğimde sevinçle yemeye başladı ama bir süre sonra midesinin bulandığını söyleyip oradan ayrıldı.
-Sonra...
-Sonra birisi bunu öğretmene haber vermiş öğretmenlerde bentoları fen kulübüne vermişler.
-Eeee...
-Değişik bir şekilde taronun bentosunda bulunmuş ama benimkinde bulunamamış.
-Vay anasını...
-Ve daha da fazlası taronun zehirlendiği zehrin kutusu benim çantamdan çıkmış.
-Peki üzerinde parmak izi bulmuşlar mı?
-Hayır en ufak bir parmak izine rastlanmamış.
-E Peki şimdi ne yapacaksın?
-Revire gidip taroya benim suçlu olmadığımı söyleyeceğim...
-İnanır mı sence?
-Ben onun çocukluk arkadaşıyım bana tabi ki inanacaktır...
-Peki o zaman.
-Ayano sende benimlen gelsene hem seni taroyla tanıştırırım.
-G-gerçekten mi?
-Evet neden olmasın.
-Peki gidelim hadi.
Dememle birikte sınıftan çıktık. Osana önden ben arkadan yürürken bana seslenen birini duydum.
-Ayano...
-Evet.
-Bir dakika bakar mısın?
O sırada Osana da bana döndü ve...
-Bir sorun mu var diye sordu...
-Ş-şey öğretmen beni çağırıyorda sen önden git ben sana yetişirim.
-Peki o zaman bekliyorum...
Dedi ve yürümeye devam etti bende öğretmenin yanına gittim ve
-Evet.
-Şey öğretmen toplantısı için öğeretmenler odasındaki birkaç kitabı çatıya taşıyabilir misin acaba? Yani yapmak istemezsen anlarım, başkasından da isterim.
-Yo sorun değil, ben götürürüm 'oysa içimden kadına küfretmek geliyordu.'
-Peki o zaman öğretmenler odasında hemen sağda, zaten birkaç kitap kolayca taşırsın.
-Peki efendim.
Sonra öğretmenler odasına doğru yürümeye başladım. Ama o odaya girdiğimde hocanın söylediği kadar az bir kitap karşılamamıştı beni. Karşımda en az 15 tane kalın ciltli kitap duruyordu. Şu an içimden hocaya küfrediyordum. Ama yapıcak bişey yoktu. Bütün kitapları kucağıma alarak yürümeye başladım. Bir de bu kadar kitabı çatıya taşıyacaktım. Doğal olarak merdiven çıkmam gerekiyordu. Merdivenlerin başına geldiğimde derin bir nefes alarak çıkmaya başladım. Aslında o kadar zor değildi. Neredeyse bir kat çıkmıştım derken elimdekilerin ağırlığıyla ayağımın kaydığını hissettim.
Ardından omzumda iki tane el...
Arkamı dönüp baktığımda iki çift siyah göz bana bakıyordu...Merhaba Arkadaşlar... yeni bölüm nasıl olmuş... yakında hatta bir sonraki bölümde budo olucak...
Hatta şöyle soruyum ayanoyu kim tuttu. Muhtemelen çoğunuz biliyorsunuzdur. Neyse yorum yaparsanız ve vote atarsanız çok sevinirim. Görüşmek üzere..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Kıvılcım (Ayando)
FanficKüçük bir kıvılcımla başlamıştı her şey. Ardından kıvılcım daha büyüyemeden başkasında sıçramıştı bile. İki çift siyah göz... Bu duyguları, daha önce hiç hissetmemişti. Zaten bu zamana kadar hep bunun için yargılanmamış mıydı? Herkes aynı soruyu sor...