-Merhaba Ayano, biraz konuşabilir miyiz?
Günlerdir görünmemek için götümü yırttığım senpaim şu an benimle konuşmak istiyor. İnanamıyorum. Senpaim, benim senpaim benimle konuşmak istiyor.
-Ayano, istiyorsan gidebilirsin. Çekinmene gerek yok. Konuşman bitince gelirsin.
-Iı şey... Senin için sorun olmazsa yani şey tabi gelirim sonra yani neyse görüşürüz.
- Iı tamam. Görüşürüz.
- Hadi gel.
- Iı şey. Tabi ki gelirim. ( Senle heryere gelirim senpaim.) Hehe
-Şu sınıfta konuşalım.
-Hıhı ( Ahh böyle olmayacak en iyisi)
- Ben bi lavobaya gidiyim. Hemen gelirim.
- İyi olduğuna emin misin Ayano?
- Ş-şey e-evet b-ben iyiyim.
- Emin misin? Yüzün kızarmaya başlamış. Hastalanmadın değil mi?
- H-hayır b-ben iyiyim. Hemen gelirim. Dedim ve istemeyerek de olsa sınıftan çıktım. Taro arkamdan bakıyordu. Hızlıca lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Yüzüm kıpkırmızıydı. Onu daha fazla bekletmemek için hızlıca sınıfa geri döndüm. Sınıfa girer girmez senpaim bana endişeli gözlerle baktı.
- Şimdi daha iyi misin Ayano?
- Ş-şey evet.
- Iıı ben seninle... Osana hakkında konuşmak istemiştim. Ah Osana her yerde karşıma çıkmadan duramıyorsun değil mi.
- Şey Osana bana 'Bana inanmıyorsan git Ayanoyla konuş belki o seni benim yapmadığıma ikna eder' dedi.
- O-Osana mı?
- Evet... şu, bento olayından sonra ona pek inanmıyorum ama o benim en yakın arkadaşım ona güvenmek istiyorum.
Eğer Osana'yı suçlarsam benim yaptığımı düşünebilir. Ama onun yapmadığını söylersem ona yeniden bağlanabilir. Bu düşüncelerim biraz fazla uzun sürse bile ne diyeceğimi bilemiyordum. Taro'ya bir kez daha dönüp,
- O yapmadı, diyebildim.
- Bir kanıtın var mı?
- Şey Osana sana değer veren biri, o asla seni incitmek istemez.
- Anlıyorum. Kusura bakma seni rahatsız ettim.
- S-sorun değil, diyerek yüzüme küçük bir gülümseme yerleştirdim.
- Osana'nın neden sana güvendiğini anlıyorum. Çok iyi birisin belki bi ara yeniden konuşuruz.
- G-gerçekten mi?
- Evet, neyse ben ders başlamadan önce sınıfıma gideyim. Kendine iyi bak Ayano.
- S-sende. Dememle birlikte sınıftan çıktı. Tek yapabildiğim arkasından el sallamaktı. Az önce ne dediğimi bende bilmiyordum. İnfo buna kızacaktı. Ama ben bişeyler bulurdum. Belki bu söylediklerim sonrasında işime yarayabilirdi. Ondan sonra sınıfa birkaç kişi girmeye başlamaştı. Ben bunu son anda fark etmiştim. Hemen o sınıftan çıkıp kendi sınıfıma doğru koştum. Sınıfa girdiğimde Osana dışında herkes sınıftaydı. Ama o nereye gitmişti. Normalde herkesten önce sınıfta olurdu. Onu unutup hemen sırama oturdum. Çantamın içinden kitap ve kalem kutumu çıkarttıktan sonra öğretmen içeri girdi ama Osana hala gelmemişti. Öğretmen içeri girer girmez derse başlamıştı bile. Dersi dinliyordum ama aklıma sürekli taro'ya neden Osana'yı savundum sorusu geliyordu. Eğer Osana yaptı deseydim her şey kolaylaşır ve senpai ondan nefret ederdi ama diğer yandan Osana benden şüphelenirdi. Birden bire açılan kapı ile düşüncelerimden uyandım. Gelen Osana'ydı.
-Özür dilerim. Lavabodaydım.
-Tamam hemen yerine otur, demesiyle Osana yerine oturdu ve hiç çıt çıkarmadan hocayı dinlemeye başladı. Osana'yı dikkatlice izliyordum ki cebimde bir titreşme hissettim. Elimi cebime doğru uzattığımda İnfo-Chan'dan mesaj geldiğini gördüm.'Sen ne yaptığını zannediyorsun Ayano!'
'Ben'
'Neden Osana'nın arkasını kolladın?'
'İnan bana bunu düzeltebilirim'
'Emin misin'
Tam evet yazacakken öğretmen ban aseslendi;
"Evet Ayano bu problemin cevabı ne?
Şimdi ne yapacaktım ben. Normalde önceden çözmüş olsaydım cevaplardım ama şu an çok ani oldu. O sırada elimdeki telefon titredi.
'243' inanamıyorum İnfo bana yardım etti.
-Şey 243.
-Aferin. Dedi ve dersi anlatmaya devam etti.
'Sağol İnfo-Chan'
'Bunun karşılığını bana tenefüste fotoğraf atarak karşılayabilirsin'
'Ufff tamam'
'Sana güveniyorum Ayano. Bunu neden yaptığını anlamasamda'
'İnan bana her şey yoluna girecek'
'Peki' dedi ve çıktı. Evet bunu yazmıştım ama nasıl yoluna sokacağımı bilmiyordum. Neyse az önceki olay bir daha başıma gelmesin diye dersi dinlemeye devam ettim.~Başka bir sıkıcı dersin ardından~
Ders bitmiş ve öğretmen dışarı çıkmıştı. Osana sadece sırasına odaklanmış ne gözünü kırpıyor ne de bir şey diyordu. Sanki dünyanın sonu gelmişti. Gerçi onun için yakında gelecekti. Osana'dan sıkılınca tam dışarı çıkacaktım ki arkamdan birisi bana seslendi.
-Ayano. Arkamı dönünce Osana'yı bana bakarken buldum. Ama sürekli gözünü benden kaçırıyordu.
-Efendim Osana. Sesim o kadar soğuk çıkmıştı ki Osana bile titremişti.
-B-ben, özür dilerim.
-Ne için?
-Şey... taro'ya sana sormadan öyle dememeliydim. Çok, çok üzgünüm. bi süre ona cevap vermedim ve başımı eğerek öylece durdum.
-Sorun değil.
Gülümseyerek bana baktı. Ben de arkadaşlık hakkında laf salatası yaparak aramızda ki bağı kuvvetlendirdim. Ama kesinlikle bu bana göre değildi. Eğğğğ
-Teşekkür ederim Ayano! Dedi ve bana sıkıca sarıldı. Bu... Osana bana sarıldı. Şu an acayip derecede kusasım var. Belli etmemek için bende ona sarıldım. Herhalde insanı arkasından bıçaklamak böyle birşey. Ama benimkisi gerçek bir bıçak olacak.Merhaba Arkadaşlar. Yeni bir bölümün ardından, yine Ayandosuzluk çekenlerden özür diliyorum. Neyse yakında Ayando kısımları da başlayacak. Kendinize iyi bakın görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Bir Kıvılcım (Ayando)
Hayran KurguKüçük bir kıvılcımla başlamıştı her şey. Ardından kıvılcım daha büyüyemeden başkasında sıçramıştı bile. İki çift siyah göz... Bu duyguları, daha önce hiç hissetmemişti. Zaten bu zamana kadar hep bunun için yargılanmamış mıydı? Herkes aynı soruyu sor...