Bu benim ilk yayımladığım hikayem eğer yazım yanlışlarım varsa affola :)
Sabah gözlerimi açtığımda şakır şakır yağmakta olan yağmuru gördüm camı açık unutup uyumuştum ve her yerim tutulmuştu. Yaz ayında olmamıza rağmen neden bu kadar soğuk olduğuna anlam veremiyordum gün benim için oldukça sıradan başlamıştı ama nerden bilebilirdim ki o gün hayatımın tamamen değişeceğini... Zor bela kalktım cama doğru eğilip derin bir nefes aldım. İçime dolan toprak kokusu beni huzurla doldurdu. Öylece bir süre camda bakakaldım. Okulların yaz tatilinde olması beni mutlu ediyor. İyi bir okulda okuyorum gazetecilik bölümü daha yeniyim o yüzden hazırlık okuyorum. Ailem ben 17 yaşından beri yurtdışındalar her gün telefonda konuşuruz benim tercihimdi onlardan ayrı bir evde kalmak hayır düşündüğünüz gibi sorunlu bir ailem yok tam tersi harikalar ! ancak ben o harika insanlara okul bittikten sonra dahil olmak istiyorum. Ben Jules Pond her şeyin mükemmel olduğuna inan bir kızım. Her neyse camı kapatıp mutfağa doğru ilerledim çok acıkmıştım kış uykusundan uyanmış bir ayı gibi hissediyordum kendimi. Hemen yemeğe giriştim yaz tatilinde olmamızın verdiği mutlulukla yavaş yavaş yedim yemeğimi, bugün nasıl bir tembellik yapsam diye düşünüyordum. Imm belki de oturup saatlerce film izleyebilirdim ya da pc oyunlarıyla vakit öldürebilirdim ya da tıka basa abur cubur yer çizgi film izlerdim. Düşüncelerimden sıyrıldım ve biraz dışarı çıkma isteği geldi sanırım beynim oksijen istiyordu. Üstümü hızlıca giyip aynada kendime baktım makyaj yapan biri değildim pek. Siyah uzun saçlarımın doğuştan düz olması bana bir ayrıcalık katıyordu, göz rengim siyah olması tenimin esmer olması bana fazla bir güzellik katmasa da yüzüme bakılacak halde olduğum için seviniyordum yinede. Saçlarımı at kuyruğu yapıp kulaklığımı takıp rowerns sokaklarına attım kendimi kulağımda sahsa pieterse- I can't fix you çalarken huzurla yürümeme devam ettim. Genelde kalabalık olan bu sokaklar şimdi neredeyse ıssızdı. Müziğin ritmi beni alıp götürürken huzurla yürümeye devam ettim. Karşıya geçecek iken gördüğüm şey karşısında öylece kaldım. Hızla karşı ya doğru koşarak geçerken üstüme doğru geldiğini gördüm. Üstüme doğru arabayı biri sürüyordu korkudan olduğum yerde bu sefer kalakaldım. Ve 'ne yapıyor bu manyak' düşüncesiyle mal gibi sokağın ortasında dikiliyordum. Nasıl bir şey bilmiyorum ama hareket edemiyordum kaskatı kesilmiştim. Beynim işlevini kaybetmişti. korktum gözlerimi sımsıkı kapattım ve çığlık attım gözlerimi açtığımda yerde biriyle göz göze geldim uzun boylu kumral biriydi açık kahverengi gözleriyle ve dağılmış saçlarıyla sordu :
-'İyi misiniz?'
-'şey e-evet sanırım 'ah harika şimdide kekeliyorum ! elimden tutup beni kaldırdı.
salak ifadelerle ona bakarken sorusunu yineledi.
-'İyi misiniz?'
Ona böyle aptal aptal bakmayı bırakmalıydım yoksa çocuk ucube olduğumu düşünecekti soğuk kanlılığımla cevaplamaya çalıştım
-'Evet tabikide iyiyim ' dedim beceriksizce sırıtarak ve devam ettim 'teşekkür ederim'
-'Sorun yok ama yoldayken kulaklık takmamalısın yoksa bir gün bu yüzden ölebilirsin.'
-'Araba üstüme bilerek geldi beni gördüğü halde bile bile üstüme sürdü.' Diyerek kendimi savunmaya çalıştım.
-Ah hayır araba 4 kere korna çaldı ve sen duymadın' dedi bay yakışıklı. Ama arabanın korna falan çalmadığına emindim.
Ve olamaz gülümsedi bu kadar tatlı neden gülüyor ki diye düşündüm.
-'Her neyse yinede teşekkür ederim siz olmasaydınız sanırım tahtalı köyde olacaktım inanın oranın nasıl bir yer olduğunu bile bilmiyorum internet var mı onu bile bilmiyorum.'
Bir an da kahkaha atıverdi bu kadar tatlı gülmesen ne olur yani? Sonra bir an ben ne saçmalıyorum dedim tahtalı köy ve internet mi? Gerçekten bu aptal cümleyi kurmuş muydum sanırım çocuk benim deli olduğumu düşünüyor beynimdeki düşüncelerle boğuşurken bir anda bir soruyla kendime geldim.
-'Ben Dark bu arada peki ya sen ? '
-'B-ben ş-şey ' ah harika kendi ismimi unuttum !
-'Bir ismin var herhalde ' dedi ve tebessüm etti.
-'Tabikide var ben Jules.'Sonunda düzgün cümle kurabilmiştim.
-'Görüşürüz Jules'
-'Görüşürüz Dark'
çocuk gitmişti ama ben rahat yarım saat mal gibi sokağın ortasında dikili kalmıştım kendime geldiğimde Dark'n tamamen gitmiş olduğunu gördüm. Sanırım eve dönmeliydim bir kaza daha yaşamadan.
...
Eve geldiğimde kendimi kanepeme attım ve bugün olanları düşünmeye başladım ölmek üzere olmak hiç bu kadar iyi hissettirmemişti harika bir daha asla görmeyeceğim birinden hoşlanmıştım. Bugünü düşünerek kanepemde uyuyakalmıştım. Telefonumun titremesiyle uyandım. Telefonuma mesaj gelmişti mesaja bakmak için telefonu elime aldım mesaj atan kişi Clara'ydı
Kimden: AşkBöçüşüm
Hey Jull bil bakalım akşam lunaparka kim geliyor? :D Tabiki de Noel ! tamam teşekkür etmene gerek yok şapşal arkadaşlar bu yüzden vardır akşama hazır ol yeter :* :D
Harika ! diye bağırdım evin içinde Noel benim 4 aydır aşık olduğum çocuk oluyor ve bu akşam onunla bir randevum var ! süper tamam tam olarak randevu sayılmaz sadece lunapark ama olsun oda orda olacak ve süper ! akşama hazır olmalıydım hemen üstüme dar siyah pantolonumu ve üstüne asker yeşili tek kollu t-şört geçirdim ve saçlarımı açık bıraktım bir taç geçirerek saçıma, hafif bir makyaj yaptım ve hazırdım tek yapmam gereken saat 7'ye kadar beklemekti... Beklemek...beklemek...beklemek ah lanet olsun zaman geçmiyor ! Biraz internette vakit geçireyim en iyisi deyip bilgisayarı açtım wattpad'e girip biraz hikaye okudum. O sırada saatte gözüm takıldı saat 18.59'du zaman geçmişti ve Clara ve Jake birazdan burada olurlardı ah tabiki bir de Noel var ah Noel ! bu çocuğa bitiyorum. Arabanın kornası duymamla kapıya koşmam bir oldu derin bir nefes aldım ve spor ayakkabılarımı giyip çantamı alıp kapıyı açtım off evet arabada arkada oturuyordu kestane rengi saçları esmer teni ve kahverengi gözleriyle çok çekici duruyordu tabi bide gülüşü var... sanırım ölüyorum bu çocuğa arabaya doğru yürürken içimden
'Sakin ol Jules'
Diyordum arabanın arkasını açıp arabaya bindim hepsi bir ağızdan 'Merhaba' dedi bense sadece Noel dönüp 'merhaba Noel' dedim gülümsedi.
-'Nasılsın Jules' bu sefer konuşan Jake oldu. Jake Clara'nın erkek arkadaşı ve yaklaşık 5 aydır çıkıyolar onları çok kıskanıyorum çünkü çok tatlı bir çiftler 'iyi Jake' dedim Noel'in bakışlarını üstümde hissedebiliyordum beni süzüyordu...
-'Çok güzel olmuşsun Jules' sanırım ölüyorum kalbim teklemeye ve ellerim terlemeye başladı Noel beni güzel buldu ! tamam sakince cevap ver Jules sakince kekelemeden Jules
-'T-teşekkür e-ederim Noel' harika çocuğun sadece ismini kekelemeden söyleyebilmiştim aptal gibiyim buna karşılık Noel o çekici gülüşlerinden birini yaptı gözlerini kısarak tebessüm etti küçük içine batık gözleriyle çok şeker görünüyordu sanırım onu şeker niyetine yiyebilirdim. Derken Clara'nın sesiyle hepimiz durakladık
-'Geldiiik çocuklar' yavaş yavaş arabadan inmeye başladık Noel benim yanımda yürüyordu kalbim duracak gibiydi Clara ve Jake 'Biz karnaval tarafına gidiyoruz' diyerek bizi yalnız bıraktılar olamaz Noel'le baş başaydık umarım bugünü berbat edecek bir şey olmaz. Derken bir anda karşımda onu gördüm Tanrım onun burada ne işi vardı beni gördü ve gülümsedi dünya durdu ağzımdan sadece tek kelime çıkabildi...
'DARK'...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKAO: Acının Tadı 1
Mystery / ThrillerSKAO serisi.. Serinin ilk kitabıdır... Yargılarınızı bir kenara bırakın. Hayat yargılarla yaşanmayacak kadar kısa ve siz kibirleriniz yüzünden görmezden geldiğiniz bir kişiye de aşık olabilirsiniz. Bu hikaye de gizem/gerilim ve sonu ölümcül bir haya...