Bana inanmalısın...

2.5K 117 8
                                    

Evet arkadaşlar bu bölüm pek içime sinmedi ama olsun diğer bölüm biraz heyecanlı olacak açıkcası neyse ipucunu da verdim sizi seviyorum iyi okumalar mutimedia da Jules ve Clara var. :) yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum :)

Eve geldiğimizde gerçekten yorgunduk ve korkmuştuk. Hemen kahvelerimizi alıp kanepeye oturduk Dark ve Jake arayıp hemen buraya gelmelerini söylemiştik ve kısa süre sonra kapı çaldı Dark ve Jake içeriye girdi. Dark

-‘Ah tanrım sen iyi misin? Clara bana olanları anlattı’ diyerek sarıldı gerçekten bu çocuk bana huzur veriyordu. Jake de Clara’ya sarılmıştı o mutlu anı telefonuma gelen lanet mesaj bozmuştu.



Kimden: Unknown!

Onun kollarında huzur bulmaya bak Jules çünkü bu son huzurlu anların olacak seni gerçeklerle beraber diri diri mezara gömeceğim.

Asansör ve mesajın  üstünden iki  gün geçmişti. Ben bu iki gün içinde bol,bol düşünme zamanı bulmuştum. Katilin kim olduğuna dair ama sonuca varabilmiş miydim? Tabiki hayır benimle uğraşan her kim ise çok zekiydi o kadar incelikli düşünüyordu ki her zaman benden bir adım öndeydi. Ben her zaman acaba şöyle mi olur diye düşünürken, o öyle bir şey yapıyordu ki aklımı kaçırıyordum resmen. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum artık. Bir psikopat katil peşimde ve ben hala yatağımda uzanmış tembellik yapıyorum. Hemen düşüncelerden sıyrılıp kendime gelerek yataktan kalktım saçımı toplamak için toka arıyordum derken telefonumun çaldı.

Arıyor… Unknown!

telefona baka kalmıştım resmen hemen cevapla tuşuna bastım.

-‘Alo?’
-‘Alo duyuyor musunuz beni?’
-‘Söylesene kimsin!’

Sonra o sesi duydum insanın kanı donduran o sesi…

-‘Jules…’
-‘Kimsin sen! Ne istiyorsun ya benden ne !’
-‘Dark…’
-‘Ne? Ne diyosun ya ne olmuş Dark’a!’
-‘Ona ne kadar güveniyorsun?’
-‘Kendime güvenmediğim kadar !’

-‘Aptal. Güzel kızsın ama çok aptalsın Jull… insanlara çok rahat güvenebiliyorsun.’
-‘Kes sesini seni ahmak !’ diyerek telefonu yüzüne kapatmıştım ve gözlerimden bir damla yaş düşmüştü telefonuma… harika zaten şimdi ağlamanın tam zamanıydı ! gözyaşlarımı elimin tersiyle silip banyoya gittim yüzümü yıkadım, ayna da bir süre öylece kendime odaklanıp baktım ne kadar da zayıflamıştım Noel’den sonra… kendime bakmayı kesip hemen hazırlandım ve çıktım Dark’a sürpriz yapacaktım evine gidecektim ! ah evet tabi ki de evini biliyordum. Çünkü onu takip etmiştim biliyorum bu yaptığım aptalcaydı ! ama ne zaman onunla ilgili bir soru sorsam benden kaçıyordu ancak böyle öğrenebilirdim. Aşağı indim.

-‘Nereye?’
-‘Dışarı?’

-‘Onu görebiliyorum Jull nereye dedim?’

-‘Annem yerini sana mı devretti Clara?’

-‘Soruma hala cevap alamadım?’
-‘Dark’ın evine.’
-‘Oha evini söyledi mi? Davet mi etti? Ne dedi? Yoksa şey mi yapacaksınız ? oww !’ yüzümü buruşturmuştum
-‘Ah ne?! H-hayır iğrençsin saçmalama seni salak ! onu takip ederek buldum evini.’
-‘Onu neden takip ediyorsun o senin sevgilin.’
-‘Off Clara burada kalıp seninle konuşmak isterdim ancak yapacak işlerim var’ diyerek konuşmasına bile izin vermeden attım kendimi dışarı arabama bindikten sonra evin yolunu tuttum



Eve varmıştım tabi giderken bir ton alışverişte yapmıştım. Kapıyı çaldım ve açılmasını bekledim evi güzeldi iki katlı bahçeliydi dublex’di kapının açılmasını beklerken bahçedeki çiceklere bakıyordum ne kadar da parlak ve güzellerdi bizim ise bahçemiz çicek mezarlığıydı ölmüş çicekler,bitkiler vardı… kapı açıldı ve Dark’ın ağzı O şeklini alırken ben salak gibi sırıtıyordum aptal gülümseme engel olamıyordum.

SKAO: Acının Tadı 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin