İşkence odası

2.8K 110 19
                                    

Evet arkadaşlar mutimedia'da Dark ve Jules var. yorum ve votelerinizi bekliyorum umarım yorumlar çok olur :) iyi okumalar gecikme için üzgünüm bu arada :)


-‘Ağlama !’ diye bağırdı.
-‘Sana ağlama dedim !!!’ diye bir daha bağırırken duvara yumruk atmıştı gerçekten korkuyordum.
-‘O mesajları ben atmıyorum Jules’ dedi sanki sinirini kontrol etmeye çalışarak gözlerine baktığımda kahverengi gözleri koyulaşmış gibiydi korkutucuydu ama gözlerindeki o hüznü hemen yakaladım gerçekten küçük çocuk gibiydi o bakışları yalvarırcasına… ona inanmak istedim. İnanmak istiyordum… ona aşıktım…

-‘P-peki o not?’ dedim sesimin titremesine lanet ederek.
-‘Kapımda buldum Jules bugün sana asla zarar verecek bir şey yapmam ne olur bana inan’ dedi ve elleriyle gözyaşlarımı sildi baş parmağıyla yanağımı okşarken diğer eliyle elimi tutuyordu…
-‘Sana inanıyorum’ dedim ve kollarının arasına girerek ona sarıldım o kokunun huzuruna tekrar bıraktım kendimi. Ondan ayrılarak gitmem gerektiğini söyledim ve yanağına masum bir öpücük kondurup çıktım.
gerçekten düşünmeye ihtiyacım vardı ama ona tuhaf şekilde inanıyordum arabayla yolda giderken bunları düşünmeden edemiyordum derken telefonuma mesaj geldi…


Kimden: Unknown!

Ah Jull çok safsın ! hangi yalanlarla kandırırdı yine seni? Ona güvendiğine inanamıyorum. Ama sana söylemem gereken bir şey var Jull bu aşk oyununa fazla kaptırma kendini ölmeden önce gerçekleri öğrenmeni istiyorum çünkü. Gebereceksin Jules ! o biricik sevgilinde geberecek hepinizi geberteceğim benden aldıklarınızı size ödeteceğim sürtük !




Eve gidememiştim o mesajdan sonra çok istemiştim ama yapmamıştım çünkü eve gidersem Clara’nın soru yağmuruna tutulacaktım ve şuan hiç sırası değildi. Sanki bir şeyler yanlıştı hayır bir şeyler kesinlikle yanlıştı. Mesela ben ne yapmıştım da bu kadar büyük bir manyakla karşı karşıyaydım?  Bir şeylerin iyi gitmesine ihtiyacım vardı. Bir şeylerin beni bu kabustan uyandırmasına ihtiyacım vardı… Ne oluyordu böyle? Arabayı sahile çekmiştim arabadan indim yürüdüm… dalgalar denize vururken onları izliyordum nasılda sert ve asiyd,i sanki kayaları parçalara ayıracakmış gibi vuruyordu dalgalar başaramadığı için daha da hırslanıp vuruyordu adeta… ben düşüncelerimle boğulurken sessizce ağladığımın farkında bile değildim göz yaşlarım iyi alışmışlardı benden habersiz akmaya…

bir anda omzumun üstünde bir el hissettim sıçrayarak elin sahibine doğru yöneldim…

onu karşımda görünce şoka uğramıştım burada olduğumu nerden biliyordu?

-‘Ne işin var burada?’

-‘Sen iyi misin?’

-‘İyiyim nasıl buldun beni?’

-‘Takip ettim hep senin işin olacak değil ya takip ‘ diyerek sanki gözlerindeki hüznü gizlercesine gülümsemişti.
-‘Beni niye takip ettin Dark?’

-‘Çünkü eve gitmeyeceğini biliyordum. Evden çıkarken berbat gözüküyordun’ bir şey demedim sadece uzun bir süre gözlerinin içine baktım sanki bir şeyler anlatacakmış, ama bir şeyler onu engelliyor gibiydi… ya da ben paranoyaklaşıyordum buda bir ihtimaldi.

-‘Jules?!’
-‘He efendim?’
-‘İyi misin?’

-‘Evet’ gözlerime doğru eğildi ve gözlerimin içine bakarak
-‘İyi olmadığını çok belli ediyorsun’ dedi onu bu yüzden seviyordum bir şey demesem de sadece gözlerine bile baksam beni anlıyordu. Böyle biri herkesin karşısına kolay kolay çıkmazdı tamam baya öküzdü romantik değildi,süprizler yapmıyordu ama eğlenceliydi ve tehlikeli şeyler yapmayı seviyordu ve ayrıca hayatı yaşarken riskler alabiliyordu ve beni kendisine çekiyordu bu durum çünkü o kilitli bir sandık gibiydi anahtarını bulamadığınız bir sandık gibi. Kilidi kırmaya kıyamayacağınız bir sandık gibiydi…

-‘Ne düşünüyorsun Jull?’
-‘Ben…bilmiyorum bu bir sene içinde kaldıramayacağım çok şey oldu ve ben hala yaşıyorum?’

SKAO: Acının Tadı 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin