"Kitaplarda öğrendiğin aşkı yeryüzünde aramaya kalkarsan iki sayfalık bir hayatın olur, pişmanlıklarla dolu... "
0.6
[NEDEN]
Gözlerimi açtığımda başıma saplanan acıyla kıstım bakışlarımı, gözlerimi pek de büyük olmayan odada gezdirdiğimde irkilerek kafamı yatağın başlığına vurdum.
"Uyanmışsın. "
Jeongmun kollarını oturduğu sandalyenin iki yanına atıp dizlerine vurdu.
"Burada taş olup gidecektim, uyandığın iyi oldu. "
Dedikten sonra başını kapıya çevirdi, daha sonrasında eliyle dudaklarına kalkan yaparak eğildi.
"Laf atamızda, fenaymışsın. Evi birbirine katmışsın. "
Ne diyordu bu herif?
Bir dakika, ben Eunha'yI dövmüştüm. Öyle değil mi?
Madem hafıza kaybı olayı var, ben de hatırlamıyor numarası yapardım.
Anlamaz bakışlarımı yüzünde gezdirdiğimde kaşlarımı çattım.
"Ne evi? "
Jeongmun da benim gibi kaşlarını çattığında ellerini salladı.
"Hatırlamıyor musun? "
"Neyi? "
Jeongmun ayağa kalkıp kapıyı açtı ve kapıyı kapatmadan çıktı. Ben ise komidinin üzerinde duran merhemi elime alıp aynalı gardolabın önüne geçtim. Üzerimde eskiyen kumaşı göğsümün altına kadar çektikten sonra karşıma çıkan berbat görüntü ile yüzümü buruşturdum.
"Hemen de morarmış, nasıl vurduysa artık... "
Söylenerek kremsi yapıya sahip olan merhemi karnıma yaydım, elimde arta kalan merhemi hafif kızarıklara sahip olan boynuma yedirdim.
"Bu evde normal olan tek bir insan yok; biri beni boğazladı, diğeri tekmeledi, bir başkası elimi burktu. Yakında diri diri toprağa da gömerler artık. "
Söylenmeme devam ettiğim sırada esir olarak tutulduğum evi zihnimden geçirdim.
Beni kaçırmamışlardı, daha çok evde tutmaya çalışıyor gibiydiler. Birinden saklarcasına...
Kaldığım diğer evde hatırladığım kadarıyla aynı muameleyi görmüştüm fakat o evde kaldığımda yaralarım vardı.
Ellerim iple kesilmiş gibiydi, izleri hala duruyordu. Boynumda ip izleri kendini öyle beli ediyordu ki beynimi açıp o anıları ele geçirme isteğim artıyordu. Bacağımda çürükler ve morluklar vardı. Sadece sol bacağımda bulunan bu izler şüphelenmeme neden olmuştu elbette ki fakat üstünde durmam gereken başka konular vardı.
Mesela kendi evim yerine bu aptal yerde olmam gibi...
"Ne düşünüyorsun? "
Sesin geldiği yere kafamı çevirdiğimde Jungkook'un kapıya yaslanmış bana baktığını fark ettim. Açıkta kalan yerlerimi kapattıktan sonra yüzüne dikkatle baktım. Burnunun üstünde yeni oluşan bir yara vardı. Sanırım parmaklarımı gözüne sokarken tırnağım burnunu sıyırmıştı.
"Burnuna ne oldu? "
Dediğimde arkasındaki Taehyung odaya bodoslama dalmıştı. Kendini yatağa attıktan sonra ardından Jimin de yataktaki yerini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY TEAR² • JJK
FanfictionOMT SERİSİNİN 2.KİTABIDIR Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği. Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Sen ise duyulmayan fısıltıma saklanmıştın utanmadan. Tüm OMR'lere ithafen... BAŞLAMA TARİHİ: 29.08.2018 B...